Bu ayaz hava içini kıpır kıpır yapıyordu. Bir yandan da kıvırcık saçları ensesini kaşındırıyordu.Aramadan yarım saat sonra gelebilmişti. Gecenin bir yarası uyanıp ona yardım ettiği çok oluyordu, önemli bir şey olduğunu düşünmedi. Tabii ki buraya gelip evden çıkan alevleri görene kadar.
Elindeki fenerle hızlıca etrafı kontrol ediyordu. Biraz daha ilerde hareket eden bir şey gördü. Temkinli davranıp yavaşça yanına doğru gitti. Kanlı elini ışık yüzüne vurmasın diye kapatan Destan'ı gördü.
"Destan!"
Hızlıca yanına çöktü. Yaralarını gördü. Dikişleri patlamış ve taze yarası vardı.
"Alca..."
Gözleri kapanmak üzereydi.
"Nerde... kaldın?.."
"Evden çıkmam biraz zaman aldı." Hızlıca yaralarını gözden geçirdi. Sol omuzundan vurulmuş ve bıçak darbeleri vardı. Kolunu beline sararak ayağa kalkmasına destek oldu.
"En son görüştüğümüzde tüm işi halletmiştin şimdi ne oldu?" dedi. "Bilmiyorum...uyandığımda 2 adam beni... taşıyordu..."
Ne yani, onlar Destan'ı kaçırırken ve evi ateşe verirken uyuyor muydu? diye düşündü Alca. Ne kadar yorgun olursa olsun Destan her zaman uyanırdı. Uyanması gerekirdi.
Arabaya doğru giderken, Alca evden çıkan dumanı görebiliyordu. Kara duman gökyüzünü kaplamıştı. O evden birilerinin ölü çıkmaması imkansız diye düşündü. Elindeki ıslaklık onu gerçek dünyaya çevirdi, Destan'ın yarasından geliyordu.
"Alca...artık yürüyebileceğimi düşünmüyorum." Bilincini kaybetmek üzereydi.
"Destan! Uyanık kalmalısın!" Kızı daha sıkı tuttu. Arabaya bir kaç metre kala Destan yere yığıldı. Kucağına alamayacağı kadar ağırdı. O yüzden ellerini kollarının altından doğru kenetledi ve sürüklemeye başladı.
Alca, kollarındaki kızın normal hayatta neler yaptığını bildiği için her durumda ona yardım etmeye çalışıyordu. Genellikle işten sonra yaralarını saran oydu ya da tıpkı şimdiki olduğu gibi ağır yaralı olduğunda onu güvenli bir yere götürüyordu.
Salak kız...
Daha önce başına bunun yüzünden çok bela olan olmuştu ama hiç birini dert etmedi. Destan hallederdi nasıl olsa.
"Siktir...siktir siktir siktir" Kapıyı açıyorum diye kızı düşürdü. Başını ellerinin arasına alıp kontrol etti.
"Ağh, bu iz bırakmaz umarım." Destan'ı arka koltuğa yatırıp hızlıca uzaklaştı.
∆∆∆
Sabah olmuş, güneş tan vaktine varmak üzeydi. Kızıl saçlı kız hala uyuyordu. Arkadaşı tarafından açık yaraları kapanmıştı. "Hadi Destan, uyanmalısın" dedi kendi kendine. Hastaneye götüremezdi. Ailesi ne durumda onu da bilmiyordu. Dudaklarını kemirirken bir yandan bacağını huzursuzca oynatıyordu.
"ALCA!"
Kapısı bir anda açıldı. Hızlıca kızın üstünü örttü.
"AYI! Ne kapıyı çalmadan açıyorsun!" diye bağırdı. Bu ikiz erkek kardeşi Karaca'ydı.
"Hobaaa, Destan mı o? Ne oldu?" Odaya girmeye çalıştı ama kız kardeşi tarafından engellendi. "Sana ne! Karışma bir şeye de!"
"Öyle olsun. Annemler biliyor mu? Hem ne ara geldi?" Hala Destan'ı görmeye çalışıyordu. "Evet, biliyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kanlı tarih
حركة (أكشن)"Onları öldürdüm" yavaşça ayağa kalkmıştı "teker teker" elleri masanın üzerine koydu "onları teker teker avladım" hafifçe eğildi "hayvan gibi, siz evi incelerken onlar bana hayatta kalmak için yalvarıyordu. Şimdi sıra sende, beni yakalamayacağını an...