np: abra taylor – feels like this
bakışlarını ruhumda hissettim. gözlerini de yüzünü de göremedim ama bakışları sanki ruhumun içinde benimle birlikteydi. gözlerimi ondan ayıramadım, o da benden ayıramadı. sanki bir rüzgar ikimizin ortasında esiyor, duygular o rüzgara tutunarak etrafa saçılıyordu.
telefonun ekranının ışığı yüzüme vurdu.
gato: sonunda seni gördüm.
bakışlarını telefona indirdiğini gördüm.
espinoso: rüzgarın biraz daha sert esmesini diliyorum, belki kokunu da soluyabilirim böylece
mesaja bakarken kalbimin atışları şiddetlendi, sanki göğsümün içinde bir sürü merdiven vardı ve kalp atışlarım o merdivenleri hızla tırmanıyordu.
gato: nasıl koktuğumu mu merak ediyorsun?
espinoso: sen böyle cevabını gayet net aldığın şeyleri sürekli soracak mısın kedicik?
gato yazıyor...
gato yazıyor...
espinoso: tam karşımdayken yazıp yazıp silişini izlemek normalinin verdiği hazzın on, on beş katını falan veriyormuş
espinoso: :D
gato: parfümümün notaları yasemin, zambak ve beyaz amberden oluşuyor
espinoso: parfümün sikimde değil berfin
espinoso: umurumda olan tek şey var
espinoso: teninin kendi kokusu
espinoso: çünkü her insanın teninde kendine has bir koku olur
espinoso: ve ben o kokuyu solumak için canımı da verebilirmişim gibi hissettim
espinoso: bak bu his benim sonum olabilir
mesaja bakarken sol elim yeniden titremeye başladı. parmaklarım tuşlara dokunamadı, tek yapabildiğim ekrana öylece bakakalmak oldu. hissettiğim heyecanı durduramadığım için bir adım geri çekildim, perdenin arkasına geçip camın önünden kaybolduğum an bir mesaj daha geldi.
espinoso: perdenin arkasına saklanan kedi gibisin, saklandığını sanıyorsun ama perdenin altından patilerin görünüyor :)
gato: benimle dalga geçmeyi bırak
espinoso: sana yapmak istediğim şeyler arasında seninle dalga geçmek yok.
gato: ne?
espinoso: hiç. :)
gato: artık gitsen iyi olacak
espinoso: patilerini izlemek de son derecek keyifliydi aslında
gato: uyuyacağım.
utançla geri çekilip yatağıma yöneliyordum ki bir mesaj daha geldi.
espinoso: lütfen
espinoso: güzel gözlerini uykuyla kavuşturmadan önce
espinoso: seni bir defa daha görmeme izin ver
espinoso: yıllarca bu sokak lambasının altında kokunu bir kez solumadan, yüzünü sadece uzaktan izleyerek bekleyebilirim
espinoso: yeter ki hiç değilse silüetini benden esirgeme
gato: neden bu kadar ileri gidiyorsun?
espinoso: çünkü senden bir adım geri gidilmiyor
kalbimin atışları kulaklarımda çağlarken sessizce birkaç adım atıp camın önüne geldim, rüzgar saçlarıma dokunup saçlarımı uçuşturdu ve geniş omuzlarının kalkıp indiğini gördüm; içine derin bir nefes dolduruyordu.
telefonu iki elimle tutup, farkında olmadan birleşen avuçlarımı kalbime bastırdığımda başını sol omzuna yatırdı ve her ne kadar yüzü karanlıkta kalsa da gülümsediğini hissettim.
bir mesaj.
espinoso: bu gece beni ellerinin arasında kalbine bastırdığın için teşekkür ederim
espinoso: güzel rüyalar gör, pencere önü kedisi
espinoso: ben bu gece senden daha güzel bir şey göremeyeceğimi biliyorum
🫀
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kan kaybeden kalp
Romanceher şey, telefonuna düşen bir mesajla başladı. ve o andan sonra, bunun hiç sonu gelmedi. *(bu bir texting hikayesidir.)*