<3~2~<3

83 17 4
                                    

Oy ve yorum lütfen~

Hâlâ ne olup bittiğini anlamaya çalıştığı dakikalarda Jungkook, girdiği transtan kolundan tutulup bir odaya çekilmesi ile çıkmıştı.

İlk başka bulunduğu odayı kısaca incelemiş, kostüm odası olduğunu anlaması ile gözleri fal taşı gibi açılmıştı. Derken hızla bir koltuğa oturtulmuş, saçlarına şekil verilmeye başlanmıştı. Düz fön çekilmiş, hafif de bir makyaj yapılmıştı. Çarpıcı bir ruj sürülmüş, çekik gözleri ön plana çıkartılmıştı.

Daha sonrasında kıyafetini seçmesi için onu yalnız bırakmışlardı.

Jungkook, gördüğü aşırı taşlı elbiseler arasında kafayı yemek üzereydi. Fakat gözüne en güzel geleni, yani bebek mavisi renginde, kolsuz, boynundan başlamak üzere göğüs dekoltesi olan, uzun abiye şekildeki elbiseyi seçmiş, mavi ve parlak taşlarının düşmemesine özen vererek usulca giymişti. Beyaz topuklu ayakkabıları da ayağına geçirdiğinde kendisine aynadan bakmış, çok güzel olduğuna kanaat getirdiğinde beklemeye başlamıştı.

O sırada ise, çenesine kadar uzanan, sarı uzun saçlarını gözünün önünden çekmiş, parmakları ile hafifçe tarayarak biraz daha kabartmıştı.

Parlak, açık pembe rujunu biraz daha dudaklarına yedirmişti. Dün geceden sürdüğü beyaz ojeler, bugününü resmen kurtarmıştı.

Tam o sırada odaya giren beden ile hızla ayağa kalkmıştı. Bu, sunucunun yanındaki adam, yani yapımcı olmalıydı.

"Ah... harika görünüyorsun."

Yüzünü, pişkin bir ifade aldığında Jungkook, bir adım gerilemişti. Hafifçe başını sallamış, masum bir gülümseme vermişti teşekkür olarak. Sorması gerekenler vardı.

"Teşekkür ederim. Siz de fena değilsiniz."

"Çekim başlamak üzere. Seni götürmeye geldim."

"Siz. Bana yalan söylediniz. Beni buraya getirirken, programın baş karakteri olacağımdan söz etmediniz!"

Jungkook, sesini biraz yükselttiğinde yapımcının gözleri sonuna kadar açılmıştı. Galiba atladığı birkaç detay var gibi gözüküyordu.

"Alacağın ücret 100 bin dolar. Artı, program bitince paylaşacağımız 500 bin dolar daha."

Jungkook, duyduğu bu uçuk mebla ile yerine resmen mıhlanmıştı. Kaşlarını çatmış, tırnaklarını etine geçirmişti.

"Evet doğru, tabii gerçek aşkı bana buldurabilirseniz!"

"Boşversene, bulmuş gibi yaparsın."

Yapımcı, bir adım daha yaklaştığında yüzündeki gülümseme de büyümüştü. Jungkook, hemen bir adım gerilemiş ve yapımcıyı baştan aşağı süzmüştü.

"Peki peki. Gerçek aşkı tabii ki de bulmanı istiyoruz. Ama bulamazsan, olumlu tarafından bak. Denemiş oluyorsun. Bu önemli değil mi zaten? Neyse. Çekine gitmeliyiz. Yeteri kadar beklettik zaten."

Yapımcı, sırtını döndüğü anda onu takip etmeye başlamıştı. Tam o sırada arkasını hızla dönmesi ile Jungkook da duraksamıştı.

"Ah bu arada, en karanlık ve derin sırrın nedir?"

Jungkook yöneltilen bu tehlikeli soru ile kaşlarını daha da çatmıştı.

"Birbirimizi o kadar tanımıyoruz? Bunu söyleyecek kadar güvenebileceğim bir şey yok ortada."

ROMANCE CLUBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin