1'

969 67 51
                                    


Taehyung, alarmın sürekli tekrar eden melodisi sayesinde uyanmıştı. Uzanıp telefonuna kurduğu alarmı kapattı ve yattığı yerden doğruldu. Hızlıca banyoya girip, kısa bir duş aldıktan sonra banyodaki işlerini bitirdi.

Olabilecek en hızlı şekilde hazırlanmıştı. Seri hareketlerle üstünü giyinip evden çıkmıştı.

Seri adımlarla yeni okuluna doğru ilerliyordu. Evine yakın olan okula hızlıca varmıştı bile. Dün akşam sözleştikleri gibi Jimin, Taehyung'u kapının önünde bekliyordu.

Taehyung, gülerek adımlarını hızlandırdı ve en yakın arkadaşının yanına vardı. Jimin, Taehyung'u fark ettiği gibi kollarını Taehyung'a sarmıştı. Kısa bir süre sarılıp geri çekildiler, Jimin Taehyung'u baştan aşağı süzmüştü.

Taehyung'un üstünde beyaz, saten bir gömlek, altında ise açık mavi, yırtıklı bir kot vardı. "Çok güzel olmuş benim bebek ayım." dedi Jimin gülerek. Taehyung da kısıkça kıkırdayarak teşekkür etmişti. "Sen de çok güzel görünüyorsun, civciv kafa."

Jimin'in üstünde ise siyah bir kot ve koyu kırmızı bir gömlek var, oldukça güzel görünüyordu.

"Hadi içeri girelim."

Taehyung, Jimin'i onaylayıp içeri girmeye yeltendiklerinde, Taehyung hızlıca atılıp refleksle Jimin'in kolunu tuttu. Diğer eli göğüs kafesinin, kalbinin, üstündeyidi. Omega kurdu hırçınlaşmış, içine pençelerini geçirmişti, sürekli etrafında dönüp duruyordu. Kurduyla iletişime geçmeye çalışsa bile olumlu bir sonuç alamamıştı. "Taehyung! İyi misin? Ne oldu?"

Kısa sürede sakinleşen kurdu sayesinde derin bir nefes aldı. Jimin'e dönüp gülümsedi, "İyiyim, bir şey yok. Kurdum biraz sinirlendi sanırım." diyerek, kendisinin de bir fikri olmadığı konuda, arkadaşını rahatlatmaya çalıştı. "Hadi içeri girelim, derse az bir vakit kaldı sanırım."

Birlikte okulun bahçesine ilk adımı attılar. Bahçe büyük ve temizdi. Öğrencilerin çoğu, havanın güzel olması sebebiyle bahçeye çıkmışlardı.

Daha birkaç adım atmışlardı ki, sol taraflarından gelen ağır feromonlar ve birkaç anlaşılmayan bağırtı yüzünden adımları sekteye uğradı.

Sol tarafa baktıklarında, bir alfa diğerini yumruklarken, yanlarındaki beyaz tenli kişi ikisini ayırmaya çalışıyordu. Yanlarında ise onlara korkulu gözlerle bakan bir kız vardı.

"Jimin, orada ne oluyor öyle?" diye sordu Taehyung, sesine yansıyan şaşkınlık ve tedirginlikle.

"Sarışın çocuğu yumruklayan kişi Alfa Jeon, yanındaki ise Yoongi, hani sana bahsettiğim."

"Neden kimse ayırmaya çalışmadı, o alfa dışında?"

"Çünkü Jeon ve Yoongi baskın alfalar ve kimse onlara bulaşmak istemez." dedi Jimin, gözlerini Yoongi'den ayırmadan.

Taehyung, baskın alfaların diğer alfalardan daha güçlü olduğunu, ve çok olmasa da nadir olarak dünyaya geldiklerini biliyordu.

Jimin ve Yoongi ise çok samimi olmasa da tanışıyorlardı. İkisi de okçuluk kulübündeydiler. Yoongi ise kulübün başkanıydı.

Yoongi, onları ayırıp Jungkook'u o alandan uzaklaştırdı ve sakinleşmesini söyledi. Jungkook uzaklaştığı zaman kafasını kaldıran Yoongi, Jimin ile göz göze gelince elini kaldırıp onu yanına çağırdı. "Jimin! Seni çağırıyor sanırım."

"Taehyung, bayılacağım sanırım!" diye konuştu Jimin.

"Jimin ne bekliyorsun, yürüsene!" dedi Taehyung, heyecanla.

Serendipity - TKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin