"Aman tanrım bu ne ağrıydı böyle!Elimi enseme attım ve birmiktar kurumuş kanla karşılaştım.Etrafıma bakındım.Hava kararmıştı ve ben nereden gideceğimi bilemiyordum.Apar topar kalktım ve üzerimdeki yaprakları attım.Sağıma soluma baktım ve sol tarafımda uzaktan gelen iniltiler duydum.Yaklaştıkça sesler boğuklaşıyordu.Son 10 metre kalmıştı ve ben gitmeye korkuyordum.Ama merakıma yenik düştüm ve Bir kavak ağacının arkasından olanları izlemeye koyuldum.Siyah çarşaf giyinmiş bir adam zavallı bir adama eziyet ediyor onu aşağılıyordu.
"Seni lanet olası pislik bunu zeus'a yapmamalıydın.Şimdi seni ona götürücem ve seni Kykloplara verecek.Bunu hakkettin".
"Beni ona götürsende,Kykloplara yedirsende o kılıçı bulamayacaksınız.O kılıç biz titan ve babamız Kronos'a ait".
"Kapa şu çeneni!! Kılıç çok tehlikeli eğer yanlış birinin eline geçerse hepimiz yok oluruz ahmak!"
"Merak etme o kılıçı kimsenin bulamayacağı bir yere bıraktım"
"Yürü dedim sana yürü lanet olası Kronos'un tohumu!!"
Neye uğradığımı şaşırdım.Beynim duyduklarıma anlam vermeye çalışırken ben hızla oradan uzakalşıyordum.Tam birkaç adım atmıştım ki Lanet olsun telefonum çaldı.Aniden bağırışlar durdu ve gözler bana kaydı.Ortamdaki tek ses Adele'nin:Tehere is a Fire starting in my herat sözü oldu.Ve ben arkama bakmadan kaçıyordum