5.Bölüm:Gizli Not

27 2 2
                                    

İnsanlar der ki
Hayat tek başına yürünmez, illa ki yanında seninle yürüyüp destek çıkacaklar olur.
Fakat insanlar anlamazlar aslında o yolu tek yürümene sebep olanların yanında yürüyenler olduğunu. Seni yalnızlığa mahkum edenlerin en yakınların olduğunu. Güvendiğin yolları yıkarlar, tekrar kurmak sana kalır.

                                       

Çektiğim her nefeste ciğerlerime dolan hava yetersiz geliyordu vücuduma. Dışarıya yansıtmadığım yangın, içimi çoktan kavurmaya başlamıştı. Yüzü yüzüme fazla yakındı ve bu bile yaşadığım anı bulanıklaştırıyordu kafamda.

Müziğin kesilen sesiyle bedenimden ayrılan elleri, neredeyse düşmeme sebep olacaktı. Dengemi sağladığımda aldığım derin nefes, yangını söndüren su gibi inmişti bedenime. Kafamı kaldırdığımda, gözleri omzumda açık kalan yaralarda geziniyordu. Yüzünde memnun olmayan bir ifadeyle arkasını döndü ve ben sırtıyla bakışırken yemek masasına doğru yürümeye başladı.

Arkasından baktığım birkaç saniye ardından, peşinden yemek masasına yürüdüm. Masadakilerin garip bakışlarına aldanmadan sandalyeye kurulduğumda, baloda ki kalabalık yavaş yavaş dağılmaya başlamıştı. İnsanlar teker teker kraldan izin isteyip saraydan çıktığında, kalabalığın dağılmış olmasına rahatlamalı mıydım yoksa kral, kraliçe ve prenslerle tek kalacağım için gerilmeli miydim karar verememiştim.

En sonunda salonda biriken kalabalığın hepsi dağıldığında baloda sonlanmış oldu. Gergince yerimde kıpırdandığımda, kral hafif bir öksürükle kafasını bana çevirince, bende kafamı kaldırıp yüzüne baktım.

Yüzüme bakarken bana güvenmediği açık ve ortadaydı.
"Yarışmaya 1 ay var" dediğinde kaşlarımı çatmıştım çünkü yarışmanın birkaç güne başlayacağıyla ilgili planlar çoktan kafamda hazırdı.

Şaşkınlığımı gizlemeye gerek duymadan sordum "1 ay boyunca burada mı kalıcam ben?"
Bana ters bir bakış attıktan sonra "Şıp diye, hiçbir eğitim almadan krallığımızın kaderi olan yarışmaya gönderilmeyi beklemiyordun inşallah." dediğinde söylediği şey fazla mantıklı geldiği için sessiz kaldım.

Kral ufak bir peçeteyle ağzını üstünkörü sildikten sonra yüzünü tekrar yüzüme çevirdi.
" Açık konuşayım, sana güvenimiz tam değil" dediğinde güvenlerinin tam olmadığını zaten biliyordum fakat bunu bana itiraf etmesi aptalcaydı.

"Tam olmasını kimse beklemezdi." dediğimde kral masadan kalkmış çoktan odanın dışına doğru yürümeye başlamıştı. Kralın kalkmasıyla Darcy dışında masadaki üç prens de ayaklanmış ve salondan çıkmışlardı.

Masada tek Darcy, ben ve kraliçe kalmıştık. Kraliçe sabahtan beri yemeği eşelediği çatalını fırlatırcasına tabağın yanına koyduğunda, meraklı gözlerim onun üzerindeydi. Kafasını kaldırıp bana baktığında, zoraki de olsa bir tebessüm belirdi dudaklarında. En azından zorluyordu.

Kraliçenin yorgun bakışları Darcy' e yönelince, istemsizce bende kafamı çevirmiştim Darcy'e. Darcy'nin gözlerinde ki yorgunluk çok iyi gizliyordu yerini. Dışarıdan bakan biri anlayamazdı asla, o gözlerde ki yorgun bakışları. Fakat yaşayan anlardı işte, anlamak istemese bile anlardı.

Gözlerimi tekrar kraliçeye çevirdiğimde, onda da gördüm aynı bakışları. Fakat o gizlemiyordu, bütün açıklığıyla belli ediyordu gözleri her şeyi.

O an onların özel anına şahit oluyormuş hissiyle kendimi oldukça kötü hissettim. Sessizce masadan kalkıp uzaklaşacağım esnada kraliçenin "Valencia" diyen sesiyle kafamı ona çevirdim.

AY MASKESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin