1.

9 0 0
                                    

"Kızım.. bana yardım eder misin."
Annemin sesini duyunca ayağı kaldım ve mutfağa yanına indim

"Niye bu kadar hazırlık anne ?" Dedim bir yandan kek hamurunu çırparken.

"Ali abinler gelicekmiş... abin arayıp söyledi, ayıp olmasın çocuk zaten sayılı zamanda geliyor." Dedi ve ellerini mutfak havlusuna sildi

Kek hamurunu fırına bırakmış ardından masayı güzelce kurmuştum. Annem ev temizliğini zaten halletmişti, o sırada ben odada ders çalıştığım için bende bir kaç şeye yardım edebilmiştim sadece.
Herşey hazır olduğunda kafamı eğip pijamalarıma baktım kim değişicek şimdi bunları ? Nolur böyle çıksam. Saçmalama istersen ayıcıklı pijamayla mı çıkıcaksın karşılarına delirdin mi?

İç sesimin haklı olduğunu düşünüp hızlıca yukarı çıktım. Üstüme beyaz kazak giyerken altıma beyaz eşofmanımı giymiştim. Saçlarım zaten dalgalı olduğu için hiç dokunmamış yüzüme sadece nemlendirici sürmüştüm.

Ali abi... çocukluğumdan beri bu eve gelir giderdi. Geçen sene ani bir kararla evlenmiş ve yine ani bir kararla boşanmışlardı... boşanmalarından olan ufacık bir erkek çocuğu dünyaya gelmiş, ama ali abi velayeti asla annesine vermek istememişti.
Ben 20 yaşındaydım ali abi ise 27 yani aramızda 7 yaş vardı.

Kendisi askerdi.. oğlu kalenin yanında annesi ve babası kalıyor izin zamanlarında ise kaleni yanına alıyordu.

Çoğu zaman oğluyla vakit geçiriyordu.

Düşüncelerimi bölen ses kapı sesi olmuştu. Annem bahçedeydi ve kapı sesini duyması imkansızdı bende hızla aşağı inip kapıyı açmıştım ali abiyi görmemle gülümsemiş ve kucağında olan kaleni hemen ellerimin arasına almıştım.

"Ya sen ne kadar büyüdün öyle kara gözlüm... ısıralım mı biraz seni. He, ne dersin. Şu bal yanaklardan ısıralım... sonra bu saçları öpelim.." ben kaleni severken oturma odasına kadar gitmiştim ali abide peşimden gelmişti

"Sağol ya hoşbuldum." Dedi gülerek

"Ay pardon ali abi ya.. şu esmere vuruluyorum ondan aklım gitmiş." Dedim gülerek

"Oda sana vurulmuş anlaşılan." Dedi tebessümle kalene bakarken, kafamı kalene indirdim. Ellerinden birini ağzına götürmüş ellerine hafif salyaları bulaşmıştı ve merakla beni izliyordu... saçlarına bir öpücük kondurum... ali gibi kokuyor dimi ? İç sesimin hiç sırası değildi.

Kalenle yarım saat kadar oynamış o sıradada annem gelmiş ve ali abiyle konuşmuştu. Kalen artık babasını istemeye başlayınca ali abiye doğru gittim ve eğilerek kaleni kucağına verdim.

Kalen henüz 7 aylıktı ama yakışıklılığını gören kesinlikle aşık olurdu. Aynı babasına çekmiş çünkü dimi?

İç sesimi susturup yemekleri ısıtmak için mutfağa geçtim ali abi kaleni annemle bırakmış oda mutfağa sigara içmeye gelmişti

"Okul nasıl gidiyor zemheri ?" Dedi ali abi yemeği karıştırırken "iyi gidiyor, arada zorlasamda  hallediyorum bir şekilde." Demiştim

"Arkadaşların falan yardımcı oluyolardır illaki."

"Fazla arkadaşım yok biliyosun ki, okuldayken arada yan sıramda oturan çocukla konuşuyoruz bazen, aldığı notları sıklıkla bana veriyor. Tabi bazen bende ona yardımcı oluyorum." Dedim

"Çocuk? Karşı cins varlık yani." Dedi ciddi bir sesle

"Hadi ama artık 9 yaşında bi bebek değilim... gayet normal erkek arkadaşlarımın olması." Dedim

"Halla bebeksin bence." Dedi kısık sesle duymadığımı düşünerek söylesede duymuştum. Dudaklarıma küçük bir tebessüm yerleşmişti.

Kalen hafif mızmızlanmaya başlamıştı ali ellerini yıkamak için musluğu açtı, genelde mutfakta el yıkamayı sevmez hatta benide azarlardı. Ama kalenin yanına gitmesi gerektiği için bazen ellerini yıkayabiliyordu. Gözlerimle onu izlerken kokusu burnuma dolmuştu.

Gözlerimi kapatıp kokusunu sakince ciğerlerimde soludum. Ben zemheri soğuk. Şu koku için bütün çocukluğumu... hatta bütün gençliğimi vermiştim.

Alışmıştım artık ama bazen zor oluyor gözlerim bana ihanet ediyor kalbim deli gibi çarpıyordu.

İmkansıza vurulmuştum daha 7 yaşlarımda hayranlıkla başlayan bu his 17 yaşlarıma doğru aşka dönüşmüştü evleniceğini duyduğumda ise canım artık ellerimde atıyordu. Eşinin hamile olduğunu öğrendiğimde kalbim artık ellerimde atmak için zar zor duruyordu. Gözlerimi açtım ali içeri geçmiş kalenle oynuyordu ellerim halla çorbayı kısık ateşte karıştırıyor ama gözlerimde olan yaşlar yaptığım herşeyin tam tersini yapıyor ve damla damla yanaklarıma süzülüyorlardı.

Ben zemheri soğuk.
Ne kalbim kaldı, nede o kokuyu solucak bir ciğer.
Başkalarının kokusunu duymasın diye dua etiğim her gecede, başkası onun teninde yok olmuştu. Benim kül olmam hiç mi önemli değildi.

Çorbanın altını kapatıp odaya çıktım odaya çıkarken gözlerim oturma odasında yerde kalenle oynayan aliye çarptı. Derin bir nefes aldım sonrasında
Keşke.

O cümleyi bitiremez daha fazla konuşmaya hak bulamazdım. Yavaş adımlarla odaya doğru yürüdüm. Banyoya girip ellerime aldığım suyu yüzüme çarptım.

Bir kaç kere tekrarladım bu eylemi. Sonunda kafamı kaldırıp kızarmış gözlerime ve yanaklarıma baktım.

Derin bir nefes verdim.
Alışmak zorundasın zemheri.
Alışmak zorundasın soğuk.

Adın gibi keşke yüreğinde buz tutsaydı.

Merhaba...
Malum günümüz kış.
Bende kış mevsimine aşık olduğum için bu kitabı yazmanın tam zamanı olduğunu düşündüm.
Satırlarımda veya cümlelerimde bir kusur olmuşsa.
Şimdiden kusura bakmayın.

Ve bu benim ilk kitabım.
Destek olmak isterseniz :) <3

Kitabım genel olarak sakin ilerlemiycek  ilk bölümler böyle olsada akıcılığı yakalıcağıma inanıyordum.

Soğuk...Where stories live. Discover now