-Lan oğlum her şey mi benim nöbetime denk gelir?
-Sinan sen daha çok nöbet tutmak istiyorsun doğru mu anladım?
-Yok komutanım. Ben de diyordum ki arkadaşlara tam da canım sıkılmıştı.
- Kes. Dua edin de işin içinden başka şeyler çıkmasın.
......
Başımda keskin bir acı ve kulaklarımda çınlama ile uyandım. Tam yanımda eski püskü botlar ve bir tüfek namlusu duruyordu. Gözlerimi araladığımda hiç anlamadığım dilde konuşan kirli, çirkin adamlar etrafı izliyordu. O sırada birden silah seslerini duydum ve yanımdaki adam üzerime yığıldı. Korkudan kıpırdayamadım. Zaten istesem de üstümdeki leş kokulu adamın ağırlığından hareket edemezdim. Bir çatışmanın ortasında kalmıştım. Birden büyük bir halsizlik çöktü üzerime. Sesler uzaklaştı.
......
-Komutanım! Burada canlı biri var.
-Dikkat et Sinan! Tuzak olmasın.
-Yok komutanım leşin altında kalmış.
Sinan'ı kenara çektim. Her ne kadar beni delirtse de bu bir tuzaksa ona bir şey olmasına izin vermezdim, ne olacaksa bana olmalıydı.
Leşi yerde yatanın üzerinden çektim. Korkudan bana bakan kahverengi gözlerin etrafındaki saçları elimle açtım...
-Sen??
-Nolur beni bırakın yalvarırım. Babam çok zengin be isterseniz verir. Nolur ben bir şey yapmadım.
-Hanımefendi sakin olur musunuz? Ben Astsubay Polat Keskin. Korkmayın emin ellerdesiniz.
O sırada kız birden bana sarıldı. Kokusu başımı döndürüyordu. Allah'ım bu gerçek olabilir miydi? Bir senedir her gece rüyama giren kız karşıma bu şekilde çıkmış olabilir miydi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zor Ölüm
General FictionÇok tehlikeli görevlerden binbir güçlükle çıkmış bir asker.... Köy okulunda yeni göreve başlamış genç öğretmene aşık olur.... Bakalım bu aşk onlara saadet mi getirecek yoksa çok acı bir mazi olarak mı kalacak.