ᵈᵗ | ◭¹

695 64 89
                                    

Yeni yıl kutlu olsunnn (bide Taehyung bebegimin dogum günü tabii)🎄❤️

Size ödül olarak da yeni fic bu arad biraz devreleriniz yanabilir çünkü konusu biraz karışık ama olabildigince açıklayıcı anlatmaya çalışacağım

Ve ben bu kitapta olacak olan tum psikolojik hastalıklari araştırdım bunlar hakkında yazılar yazdim inanın bi zahmet

O zaman geçelim bolume⭐💫

-

O kadar ışık vardı, fakat tek bir insan yoktu caddede. Tabi o yalnızlığın içinde kaybolmak üzere olan küçük bedeni saymazsak.

Ne hafifçe yüzüne çarpan rüzgarı, ne de ince ince atıştıran yağmuru hissetmeyi sevmiyordu. Yorgunluğuna yorgunluk katıyordu bunlar.

Kulaklığındaki naif şarkıyı mırıldanıyordu, sessizce. Tam o sırada telefonunun titremesi ile bütün neşesi anında yok olmuştu. Tek mutluluk sebebi olan müzik dinlemek de böylelikle yarıda kalmıştı.

Oflayarak kulaklarındaki kulaklıklarını çıkardı ve telefonuna baktı. Sonra da kimin aradığına göz gezdirdi. Ekrandaki isim ile gözlerini devirmesine sebep olmuştu.

Telefonu açıp açmamak arasında kalmıştı. Ardından da açmaya karar verdi ve açıp kulağına yaklaştırdı.

"Efendim baba?"

"Nerdesin sen kaç saattir? Saat gece 1 olmuş. Nerde sürtüyorsun diye?"

"Çekimler uzun sürdü. Anca bitti da toparlandık. Yarım saate gelirim."

"Ne bu umursamaz tavırları?! Karşında arkadaşın mı var?! Doğru konuş benimle."

"Baba yeter. Uzatmaya gerek yok."

"Ama sen bir eve gel, ben sana ne yapacağımı biliyorum, Lee Yongbok Felix!"

Ardından da telefon kapanmıştı. Felix içinde küçük bir korku vardı. Tabi artık alışmıştı. Kavgalara, bağırışlara, o odaya, onlara.

Kimlere mi? Kimsenin görmediğini fakat bir tek Felix'in gördüğü canlılara. Ki canlı olup olmadıklarından bile emin değildi, Felix. Sadece kendi kulaklarını işittiği o seslere.

Bunun sebebi şizofreniydi elbette.

Felix, şizofreni hastasıydı.

Yaklaşık 2 yıldır, vücuduna dokunan ellerle, duyduğu korkunç veya onunla konuşan kişilerle, gördüğü türlü halüsinasyonlarla, uğraşıyordu.

İyileşmek için çaba dahi göstermiyordu. Zaten şizofreni tedavisi olmayan bir hastalıktı. Ama yine tadavi görerek çoğundan kurtulabilirdi. Ama kabul etmiyordu, şizofren olduğunu. Kabul etmek istemiyordu.

Bunun bütün sorumlusu kendi öz babasıydı. Onun yüzünden bu haldeydi.

Felix daha 14 yaşında iken babası onun en küçük bir hatasında, aynalı bir odaya kapatırdı. Sadece binlerce aynanın olduğu bir odaya. Orada günler kalırdı. Aç, susuz. Çıkmak için babasına yalvardı.

Babası mühendis olduğundan dolayı sorun etmiyordu bu kadar para harcamaya. Zevk alıyordu, ona acı çektirmekten.

Annesi mi? Annesi de aynıydı. Babasının Felix'e yaptığı türlü işkencelere sesini çıkarmaz, kenardan izlerdi.

1 yıl kadar bu işkenceyi gördükten sonra başladı herşey. Sonraki iki yıl o odanın içinde hiç yalnız olmadı. Hep yanında görülmeyen bir varlık olurdu.

Devil trigon | Hyunsamlix' DaddykinkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin