₊✩‧₊˚౨ৎ˚₊✩‧₊
Yaz meltemi, koşmaktan terlemiş sırtlarımızı serinletiyordu. Chan hyung ile Changbin hyung ayakta soluklanmaya çalışırken arada bir arkalarına bakıp yolu kontrol etmeyi de ihmal etmiyorlardı her ihtimale karşı. Şu saatten sonra koşacak güç hiç birimizde kalmamıştı ama. Şayet adam peşimizde gelmiş olsa bile daha fazla kaçamaz bizi yakalamasına izin verirdik herhalde ama o da bizden daha fazla ve erken yorulmuş olacak ki gelmemişti peşimizden. Beş dakikanın sonunda Changbin hyung pes edip yere bıraktı kendini. Uzamış yeşil çimler pantolonlarımızda leke bırakır mı hiç umrumuzda değildi o an.
"Ben dalağımı düşürdüm galiba koşarken." dedi Seungmin hızlı ve kesik solukları arasından.
Chan hyung da oturdu yere en sonunda "Beş dakika bir soluklanalım da gidelim sonra"
Hiçbirimizde onu onaylayacak dahi enerji kalmamıştı. Insan vücudu garipti gerçekten, tehlike anında sınırlarını çok kolay zorluyordu. Ya da sınırlarımız aslında düşündüğümüz kadar sınırlı değildir, belki daha geniş kapsamlıdır ama biz bunun birazını kullandığımız için daha kısıtlı güce sahip sanıyoruzdur kendimizi. Primat atalarımızın vahşi doğada hayatta kalmak için harcadıkları enerjinin kaçını harcıyoruzdur ki günlük hayatta? Damarlarımızda akan kanın dnasına işlenmiş ve boşa harcanan onca potansiyele ne yazık!
Bugün hissetmiştim işte o potansiyelin çoğunu kaçarken. Düşününce, yaptığımız primat atalarımızın anısına saygısızlıktı. Onların hayatta kalmak için edindikleri o yetenekleri biz haydutluk için kullanıyorduk. Sırf eğlenmek için dükkanlara girip bir şeyler aşırıyor, yakalanınca da var gücümüzle kaçıyorduk. Normalde çok da uzun sürmezdi bu kovalamaca ama bugün şansımız biraz ters gitmiş olsa gerek, inatçının teki çıkmıştı dükkanından bir şeyler yürüttüğümüz adam. Kilometrelerce koşmuştu peşimizden usanmadan.
Bir keresinde de köpeği olan bir dükkanda hırsızlık yapmak gibi bir hataya düşmüştük ama köpeği atlatmamız çabuk olmuştu, tellerle kapanmış bir yolda tellerin üstünden atlayıp kurtulmuştuk köpekten. Bugün yaşadığımız koşuşturmacanın yanından bile geçemezdi o gün.
Acaba çok pahalı şeyler mi aldık da o kadar kovaladı bizi adam diye merak edip cebime attım elimi. Iki paket çikolata, bir çakmak, (metalik renkli oldukça güzel bir çakmaktı bu) araba süsü ve bir paket sigara çıkmıştı cebimden.
Çikolatalardan birini açıp ısırırken yanımdaki Seungmin'in omzuna vurdum elimle "Sende ne var ne yok?"
Elini hırkasının cebine attı o da. Bir şişe gazoz ki bu koşarken sallandığı için hayatta içilmezdi ve bir paket de hazır ramen çıkmıştı cebinden sadece.
"İşin kesat gitmiş." diyip kendi cebine attı elini Changbin hyung ama attığıyla kaldı. Bomboş çıktı elleri ceplerinden. "Hasiktir ya, düşürmüşüm koşarken."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
aşık olma rehberi 101 | minsung
FanfictionEğlenmek için hırsızlık yapan arkadaşların yolu hiç beklemedikleri bir yere çıkar [düz yazı] [slow updates]