"Sencede seninde, bir motorunun olma vakti gelmedi mi?"

13K 1K 1.3K
                                    

"Sonunda gelebildin Taehyung!"

Jungkook sitemker bir şekilde dış kapıya doğru hızlı adımlarla koşarken, bir andanda üstündeki beyaz bluzu düzeltmeye çalışıyordu.

Altındaki siyah kot pantolonu, üstündeki beyaz bluzu, giydiği siyah askeri bot ve taktığı mini takılarla sanki Jungkook'u bir yere değilde, bir göreve gidiyormuş havası katmıştı adeta.

Kapının hemen yanında askılıklarda bulunan deri ceketini üstüne giydikten sonra askılıkların hemen yanında bulunan aynaya bakmaktanda geri kalmamıştı. Aynadan iki tarafa doğru ayırdığı ve daha bu gün kendi elleriyle boyadığı mint yeşili saçlarını kulağının arkasına yerleştirip, kapıya yönelerek açmıştı kapıyı.

Kapının arkasında onu sigarası ile bekleyen bedenle göz göze geldiğinde ilk elindeki sigaraya daha sonra ise Taehyung'u baştan aşağıya süzmüştü jungkook.

Üstüne giydiği siyah yırtmaçlı bluz, altına ise deri bir pantolon giymişti, elindeki sigarasından son bir yudum aldıktan sonra yere atıp, giydiği sade siyah botla üstüne basarak jungkook'a dönmüştü kahverengi gözler.

"Hazır mısın?" Kalın gür sesi jungkook'un affalamasına neden olmuştu, her zaman duyduğu bu ses sanki bu sefer ona başka bir şekilde duymasına neden olmuştu. Sanki ses tonu biraz daha kalınlaşmıştı?

Kahverengi gözlere döndüğünde başını sallayarak bir adım atmıştı ve Taehyung'a biraz daha yaklaşmıştı. Boy farkı yüzünden başını yukarıya doğru kaldırmak zorundaydı jungkook. Her ne kadar kısa olmasa bile karşısındaki bedenden kısa kalıyordu anlamadığı bir şekilde.

"Saçını ne zaman boyadın?" Alttan ona bakan büyük gözlere bakarak söylemişti bu sözü taehyung, daha sonra ise ellerini boyalı olan saçlara daldırıp okşamaya başlamıştı.

"Bu gün, yani senle konuşmadan iki üç saat önce boyamıştım. Beğendin mi?" Büyük gözlerle gözlerini yeniden birleştirmişti taehyung. Ona hayranlıkla bakan gözlere bakarak ellerini boyalı olan saçlardan çekip bir adım gerilemişti, daha sonra ise ciddi bri surat ifadesiyle jungkook'a bakmıştı.

Jungkook, Taehyung'un bu tavrına biraz bozulsa bile, belli etmemeye özen göstermişti. Ardından ellerini saçlarına götürerek "Beğenmedin değil mi" demişti.

"Beğenmedim desem inanacak mısın ufaklık" demişti taehyung, daha sonra ise saçını karıştıran küçük ellerin üstüne elini yerleştirip üstten jungkook'a bakmaya başlamıştı.

Jungkook taehyung yaptığı bu hamlesi ile kalbi hızlanmıştı, hissedebiliyordu. Üsten ona bakan kahverengi gözlere bir süre baktıktan sonra başını iki yana olumsuz anlamda sallamıştı.

Taehyung cevabını almış olacak ki ellerini jungkook'un ellerinden çekip arkasını dönerek ilerlemeye başlamıştı. Jungkook ise Taehyung'un arkasından sırtına bakakalmıştı bir süre.

"Arkamdan bakacağına yürümek için arkandaki kapıyı kapatıp, yanıma gel istersen jungkook." Taehyung motosikletinin yanına kadar ilerlediğinde söylemeşti bu sözleri. Jungkook ise Taehyung'un cümlesi ile kendine gelip arkasındaki kapıyı kapatarak taehyung'un yanına koşmuştu.

Taehyung motorunun hemen yanında durarak ona doğru koşan tavşana baktığında gülümsemesine engel olamamıştı. Ardından motosikletinin her iki yanında bulunan kasklardan bir tanesini alarak yanında durmuş, ona bakan jungkook'a doğru dönmüştü.

"Beni nereye götüreceksin?" Taehyung'un gözlerinin içine bakarak söylemişti jungkook, taehyung ise jungkook'u duymazdan gelerek elinde bulunan kaskı ona alttan bakan gözlerin içine bakarak kaskı takmıştı jungkook'a.

Rescal |taekook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin