4DUVAR1ÇATI
O yaşadığımız evlerde komşularımızın gürültülerini duymamak için binbir çaba sarfederdik . Oysa sorunun bizde olduğunun farkında değildik ... Dimi ?Evimizde yaşayan birine dair hiçbir ses yoksa duvarlar kağıt gibidir her türlü melodiyi ve ritmi içeri alır .
Bir yemek masasında kaşık , çatallardan bile ses gelmiyorsa o ev başkalarının gürültülerini içine hapsetmeye mahkumdur ...
Tıpkı benim evim gibi . Evet az önce anlattıklarımı yoktan yere konuşmuyordum aksine hissettiğim birşeyi acıyla tecrübe ediyordum.
Masada adete öylece süs niyetine oturmuş sakinlikle yemeklere bakıyordum . Ne tabağım doluyordu ne de çatal bıçağım yerinden oynuyordu sadece oturup bekliyordum . Üst komşumuzun şen şakrak sesleri evimize kadar ritimle ulaşıyordu .
Bazen bende onların kahkahlarına katılıp ufak tebessümler ediyordum kendimce onlara katılıyordum . Hiç ses gelmeyen evimizden onları duyduğumuz için şikayetçi olamazdık değil mi ? Üstelik Ahmet Kozanın eve ses yalıtımı yapmasına rağmen.
Evet Ahmet Kozan babam komik değil mi günlerce içeriye çok fazla ses girdiği için ya onları uyarmış yada polise şikayet etmişti en sonunda da bu çözümü bulmuştu . İşe yaramış gibi durmuyordu çünkü daha önce hatanın kimde olduğunu farkedecek kadar zeki bir insan değildi . Yine ve yine suçu başkalarına yüklemişti .
Masaya alaycı bir gülüş bırakıp sandalyemi geriye çekmiştim arkamı dönüp bir adım atıyordum ki bir ses duydum ;
- Otur , İdil Kozan !
Sandığınız gibi bu iyiliğimi düşündüğü için söylenen bir söz değildi neden yemeği yemiyorsun gibi yada bir uyarı da değildi çok iyi biliyordum ki bu onun dilinde bir tehditti . Sakin yavaş ve kelimeleri uzatarak ...
Yavaşça arkamı dönüp gizleyemediğim öfkeli yüz hatlarımla ona bakarken bıçağıyla kestiği bifteği sakince ağzına bıraktı . Yemesini bekleyene kadar ayakta onu bekliyordum çünkü o birdaha konuşmadan asla bu sofradan kalkamazdım .
Hafif ses olan evimizde şimdiden bile dışardan gelen gürültü azalmıştı . Bunu anlayamıyor muydu yoksa anlamak mı istemiyordu ? Bizim suskunluğumuz gürültüyü bastıracak kadar güçlü değildi ... Aksine gürültüyü içimize işleyecek kadar saydamdı da .
- Annen ve ben sana bu masadan kalkabileceğini söyledik mı ?
Öfkeli sözlerim birden fırlamıştı ağzımdan :
- Siz bu masaya oturmam gerektiğini de söylemiyorsunuz kalkarken neden soruyorum ?
- Yemeklerimizi bitirmeden kalkamazsın kuralları biliyorsun .
Sakin ses tonu ve sinir edici tınısıyla yapmamam gerektiğini söylüyordu adeta . Şu kurallar herzaman benim aleyhime olan . Israrla bu kurallara uymak zorunda kalmam yoksa cezasını fena ödeyeceğim o kurallar .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝔹Ü𝕐ÜℂÜ
Teen FictionBir başkasının ayağıyla ittiği taş , belki de seni büyülerdi . Bazı geceler diğerlerinden daha uzundur ve eminim ki bu geceler diğerlerinden daha karanlıktır .. Size bu ev bu yemek masası çok sessiz demiştim öyle değil mi ? İşte sesli olduğu tek an...