there is nothing more important than you

732 55 68
                                    

Bunu canım arkadaşım için yazıyorummm
Umarım beğenirsin (kalplerrr)

Not: Karakterler ve olaylar çok anlamsız, mantıksız gelebilir. Dizi daha çıkmadığı için hiçbir şeyden emin değilim...Yine de beğenmenizi umuyorum

°°°•••°°°•••°°°

[Alastor'un Cehenneme ilk düştüğü zamanlar.]

Alastor

Herkesin hayran kalacağı türden kırmızı, yıldızlı bir gece hükmediyordu cehenneme.

Evet...

Güzeldi.

Yine de cehennemdeki acınası ruhlar bir an bile durup gökyüzüne bakmadı.

Çünkü bu gece karanlığının arkasında...

Yine karanlık vardı.

Huzur yoktu.

Kaçış yoktu.

Umut yoktu.

Tuzaklar vardı. Yalanlar, eksiklikler, parçalanmışlıklar, kırık kalpler...

Bizim için burada varolmak, her saniye daha da derine battığımız kırmızı bir bataklıktı.
Sadece kırmızı bir zindan. Ve burada bize sunulan tek şey ise daha fazla karanlık.

Cehennemi katlanılabilir kılan hiçbir şey yoktu.

Keder, pişmanlık ve öfkenin kokusu cehennemin her tarafına dağılıp dışarıdaki kasvetli havanın daha da yoğunlaşmasını sağlıyordu.

Ne kadar korkunç olsa da burası tüm günahkar ruhların, düşmüş meleklerin, iblislerin tek yuvasıydı. Bizim ait olduğumuz yerdi. Buradan başka yerde bulunamazdık.

Tanrı bizi var olabileceğimiz tek yere, cehenneme sıkıştırmış ve her yıl yeniden kurduğumuz evlerimizi yok etmişti.

Tanrı bizi terk etmişti.

Dünyanın ise cehennemden aşağı kalır yanı yoktu.

Ben dünyadayken...
Çok kötüydü.
Çok kötü zamanlardı.

Anlamıyordum. Nasıl yaşanır hiç anlamamıştım.

Küçükken bir hayalim vardı.
Güzel bir hayaldi.
'İnsanları kurtarmak istiyorum.' dediğimi hatırlıyorum.

Ah...

Ne kadar da komik.

İnsanları kurtarmak...
İnsanlarla ilgili iyi bir şey yok.

Onlar o kadar alışmış ki...
Görmezden gelmeye.
Dünyada olan çoğu kötülüğe katlanır, katlanır ve alışır. Alışabilirler çünkü o kötülüğün içinde yaşamazlar. O kötülüğün içinde yaşayanları da düşünmezler. Asla düşünmezler.

Daha fazlası olabilecekken, daha iyi olabilecekken hiç çabalamazlar.
İşte bu beni gerçekten sinirlendiriyordu.

Dünyamız...
Değiştiremediğin, hiçbir şey yapamadığın, sürekli çaresiz kaldığın, çıkmaz sokaklara ulaştığın bir yerdi.

Orada hiç kimseye anlatamazsın. Değiştiremezsin. Bir şekilde olmaz işte. Olmaz.

Tek başına olmaz...

Boğuluyormuşum gibi bir his, hep benimleydi.
Katlanmak çok zordu.
Katlanmak zorunda olmak çok zordu.

İnsanlar böyle çıldırıyor olmalıydı.
Köşede bırakılmış, arkada kalmış, asla tamamlanmamış gibi hissettiriyordu bazı zamanlar.
Ama en kötüsü o zamanlar kimsenin benim yanımda olduğunu hissedemiyordum. Sadece denemeleri yeterdi. Yalan bile olsa bana söylemeleri yeterdi.

ᴀᴘᴘʟᴇ ᴄᴏᴏᴋɪᴇs ᡣ𐭩 ʀᴀᴅɪᴏᴀᴘᴘʟᴇHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin