Ders esnasında duvarda asılı olan saate odaklanmış, tik tak yapışını izliyordum. Sesi bana gelmese de, beynimde bir şekilde yankılanıyordu.
"12.29... ve, 12.30!" diyerek mırıldanmıştım. Zil çaldığı gibi sınıftan çıkarak bahçeye atmıştım kendimi.
Bahçede beden dersi olduğunu bildiğim Chris'in yanına ilerliyordum. Beni gördüğü gibi yanıma ilerlemeye başlamış, "Hyun? Naber?" demişti.
"Chris! İyiyim, sen nasılsın?" Basketbol oynadığı her halinden belli olan, terli ve nefes nefese olan çocukla cidden afallıyordum.
Yemin ederim, şuan dudaklarına yapışıp deli gibi öpüşmemek için kendimi zor tutuyorum.
¬
Uzun bir gece sonrası, sabaha karşı dörde doğru yanımdaki boşlukla uyandım. Yarım yamalak uyanıp gözlerimi balkona çevirdiğimde Chris'i sadece boxer giymiş bir şekilde sigara içtiğini görmüştüm.
Hafifçe kalkarak ayaklarımı yere değdirdim. Yerler baya soğuktu. Yavaşça kalkarak Chris'in yanına doğru adımladım. Beni geldiğimi anlamış olacak ki, sigarasını söndürdü. Sonra ben yavaş yavaş adımlarken, o da yavaş yavaş arkasını döndü ve siyah korkuluklara yaslandı. kollarını da göğüs hizasında bağlamıştı.
"Birtanem? Çok erken değil mi? Neden uyandın?" Ona yaklaştığımda kollarını açarak bana kocaman sarılmıştı.
"Sigaranı neden söndürdün, bitmemişti." yarım ağaz sırıttığında korkuluğun üzerine yerleştirdiği paketten bir dal sigara aldı ve elinde bulundurduğu çakmakla yaktı.
Azını içine çekti sonra dumanı ağızında tutup, ağızındaki sigara dalını benim dudaklarımın arasına yerleştirdi.
Sigarayı işaret ve orta parmaklarım arasına aldım ve içine büyük bir duman çektim. Ben dumanı çektikten hemen sonra ağızında tuttuğu sigara dumanını yüzüme üfledi.
Ben hızlıca sigaramdan bir duman daha çekip dudaklarına yapışmıştım. Alt dudağını çekiştirirken o, hem üst dudağımı emmeye başlamış, hem de ağızıma bulunan sigara dumanını içine çekmişti.
Belimden kavradığı gibi kucağına çıkmıştım tekrar. Nefessiz kaldığımızda hâlâ yanan sigaradan bir nefes çektirtmiştim ona. O ise az önce yaptığı gibi, tekrardan yüzüme üflemişti.
"Chris Bang, benimle bu kadar sevişmek istediğinizi bilmiyordum." Küçük bir kıkırtı bırakmıştı ortama.
"Bay Hwang, ben sizinle her an ve her salise sevişmek istiyorum, o güzel kalçalarınızı her an benim yapmak istiyorum. Anlatabildim mi?" Beni sertçe yatağa bıraktığında, kalçalarımı kasıklarına sürtmüştüm iyice. "Anlamadım Chris Bang... Lütfen bana en iyi biçimde anlatın."
Çok sert ve hızlı bir biçimde boynuma saldırdığında, gene istediğimi almıştım.
¬
"Şimdi ben yanlış anlamadım değil mi?" Sen kocamın arkadaşı olan Christopher Bang Chan'dan bahsediyoruz dimi." kafamı sallayarak ellinci kez onayladığımda Felix tekrardan çığlık atmaya başlamıştı.
