2-} Tatlı Rüya

42 7 102
                                    


"O zaman söyleyebileceğim en iyi şey buydu...
Şimdi henüz kutlamadım.
İyi ki doğdun Orihime'm..."

Medya: Christina Grimmie, Sam Tsui - Just A Dream

(Christina öldüğü için şu müziği kullanmaya korkuyorum ama başka bir şey aklıma gelmedi...)
----------------------------------------------------------------

Sonbaharın ilk günleri olmasına rağmen havalar serinlemeye başlamıştı. Güneş ışıkları yeni yeni etrafı aydınlatıyor, gökyüzü sarı ve turuncuya boyanıyordu.

Yeni doğan güneşın ışıkları tuhaf bir şekilde huzurlu hissettiriyordu, geceyi aydınlatan bir güneş... Bir kalbi aydınlatan sıcak bir gülümseme gibi. Hafifçe esen derin rüzgar daha kendine gelememiş öğrencileri ayıltıyordu.

Okul binasının pencerelerinden biri ardına kadar açıldı, gökyüzü gibi turuncu renkli genç bir kızın saçları esen rüzgarla dışarı savruldu. Gülümseyerek saçlarını toparladı ve kulağının arkasına iliştirdi. Temiz havayı derince içine çekti ve dirseklerini pencereye yaslayarak dışarıyı seyretmeye başladı.

Sabahın bu saatinde bile maça başlamış çocukları gördü. Ağaçların altında arkadaşlarıyla oturmuş sohbet edenler vardı, sıcak yazın ardından herkes serin havanın ve yavaşça maviye dönen gökyüzünün tadını çıkarıyordu.

Kiraz ağacından savrulan pembe bir yaprak dikkatini çekti. Küçük yaprak rüzgarda sağa sola savruldu, ardından yukarı doğru süzüldü. Bir an neredeyse genç kıza yetişecekti ki onu taşıyan rüzgar başka bir yöne esmeye karar verdi. Usulca yere süzülen yaprağı seyretti.

Güneş iyice yükselip gökyüzünün tüm mavisini ortaya çıkardığı sırada koridor da bir kaç adım sesi duyuldu. Genç kızın pek dikkatini çekmemiş olacak ki okul kapısına bakmaya devam ediyordu. Bir süre sonra adım sesleri tam da kızın olduğu sınıfın önünde durdu, açık turuncu saçlı genç bir delikanlı usulca kapıyı açtı.

Arkadaşının da sınıfta olduğunu fark edince kapı eşiğinde durdu. Genç kızın kendisiyle aynı renkte ki uzun saçları rüzgar da savruluyordu. Bir süre sonra içeri girip kendi sırasına ilerledi. Pencereden dışarıyı izleyen genç kız onu fark etmişti.

"Günaydın Kurosaki-kun!" Yüzünde her zaman ki sıcacık gülümsemesi vardı. Ichigo da istemsizce tebessüm etti.

"Günaydın Inoue..." Sakin adımlarla sırasına doğru ilerledi. Orihime ellerini arkasında birleştirip duvara yaslanmış açık büyük pencereden dışarıyı izliyordu. Ichigo kendi masasına yaslanıp bir süre durdu. Omzuna attığı çantasının kolunu sıktı.

"Inoue..." Adını duyunca gümüş rengi gözlerini Ichigo'ya döndü. Oğlanın yanakları hafifçe kızarmıştı.

"Doğum günün kutlu olsun... Inoue..." Bir kaç saniye sonra serin bir rüzgar perdeleri de uçuşturarak içeri girdi. Saçları yüzüne gelince Inoue istemsizce gözlerini kapattı, etraf yavaşça karardı, Ichigo, sınıf, yaslandığı pencere, esen derin rüzgar... Bir anda hepsinin varlığını kaybetmiş gibi hissetti.

Ağır ağır gözlerini araladığında yüzünde ki bir kaç tutamı narin bir el uzanıp yavaşça gözünün önünden çekti. Beyaz tavanla bakışırken kendi odalarında olduğunu fark etti, Ichigo'nun varlığını tekrar yanında hissediyordu yavaşça sağına döndü.

Ichigo yanında oturmuş gözlükleriyle kitabını okuyordu, lisede ki genç haline göre büyümüştü. Eşinin uyandığını fark edince kitabı kapatıp gülümseyerek ona döndü.

İchiHime OneShots Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin