17 "Küstah"

8.7K 831 189
                                    

Selamlarr

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Selamlarr

Genelde fotoğrafları bölümün sonuna koyardım ama bu seferlik küçük bir değişiklik yapacağım. Eğer hoş durmuyorsa açık sözlü olup söyleyin lütfen

Yorum sınırı:100+ Oy sınırı:200+

"Anne! Lütfen ama ya!" Jungkook, eşyalarını at arabasına yükleyen askerlere göz atarken dolan gözlerini annesine doğru çevirmişti. Önündeki alfa kendinden emin yüz ifadesiyle ellerini belinin iki yanına koymuş ve askerlere eşyaları dikkatli taşımaları için talimatlar veriyordu.

"Bebeğim, ben sana hiç gelmeyeceğim demiyorum ki. Öncelikle buradaki ufak işleri bitirip öyle geleceğim. Yıllardır buradaki dükkanımı yüz üstü bırakıp gidemem, biliyorsun." Bayan Jeon, hiçbir zaman saraya gitmek gibi bir düşünceye kapılmamıştı. Eşi öldükten sonra istese sarayda çalışmaya devam edebilirdi, ama oradaki kasvetli havadan hiçbir zaman haz almayan biri olmuştu.

Ama şimdi konu oğlu olduğu için, geçte olsa o da saraya gidecekti. Köyde, çiçeklerini en kısa zamanda -en ucuz fiyata da olsa- satacak ve dükkanını kiraya verecekti. Bu işleri iki günde bitiremeyeceği için omegadan biraz zaman istemişti.

Ancak beyaz tenli oğlan annesinden daha fazla ayrı kalmak istemediği için şikayet ediyordu. Neredeyse iki buçuk haftadır annesinden uzak kaldığı yetmezmiş gibi şimdide aynı şeyi yaşayacak olması onu umutsuzluğa sürüyordu.

Saraya gideceği için mutsuz değildi kesinlikle. Aksine, yavaş yavaş sevmeye başladığı eşinin yuvasına gidecek ve onunla orada sayamayacağı kadar güzel anılar yaşayacaktı.

Hayatı boyunca, annesi hep onun diğer yanı olmuştu. Küçüklüğünden beridir annesine olan bağlılığı yüzünden çoğu kez azar yediği olmuştu. Sürekli annesine yapışık gezdiği için çevresinden "yaramaz çocuk" diye anıldığı bile olmuştu. Ancak annesine olan sevgisi, çevresindeki insanları duymamazlıktan gelecek kadar fazlaydı.

Bundan dolayıdır ki koca gözleriyle bir şekilde annesini ikna etme çabasına girmişti.

Alfa olanın net yüz ifadesiyle bu ısrarlarının boşa gittiğininde farkındaydı. Jungkook, annesinin haklı olduğunu biliyordu ancak sanki ondan biraz daha ayrı kalsa ölecekmiş gibi davranmadan edemiyordu! Annesini çok fazla seviyordu ve onun bu teklifi karşısında sakin bir şekilde onu bekleyebileceğini hiç düşünmüyordu.

"Ne zaman gelirsin peki?" Dudaklarını büzerek umutsuzlukla sordu sorusunu. "Olabilecek en erken vakitte gelmeye çalışacağım." Omeganın saçlarını dağıttı. Aslında alfa olan istese işlerini birkaç güne ayarlayıp saraya gidebilirdi. Ama oğlunun biraz buna alışmasını istiyordu, sonuçta koskoca ülkenin kralı olacaktı. Onun böyle ayrıntılara yavaştan alışmasına yardımcı oluyordu.

"Erkenden kastın ne? Lütfen bana tam bir tarih ver anne!" Çocuk gibi mızmızlanan bedenle kıkırdadı. Omega oğlan çocuk gibi şikayet edip sürekli dikildiği yerden zıplayıp duruyordu. "Ne zaman biter bilemiyorum. Sana net bir tarih verip gelmezsem hayal kırıklığına uğrayacağını biliyorum. Çünkü benim bebeğim o tarihin gelmesi için gün sayar."

ʟᴏss •ᴛᴀᴇᴋᴏᴏᴋ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin