✧
Pekin United Family'de öğlenleri sıkıcı olurdu. Mo Guanshan buna çoktan alışmıştı, burada çalışmaya başlayalı aşağı yukarı bir ay olmuştu gerçi ama... Mo böyle birisiydi. Hızlı değişen durum ve ortamlara aşinaydı. Zaten hangi hastane stabil olurdu ki? Şikayet etme lüksü yoktu.
Öğleni çoğunlukla sakin geçmişti, yani, banyo yaptırmak zorunda olduğu 85 yaşındaki hastası hariç... Hoş bir deneyim değildi. Hatta an itibariyle mola odasında, elindeki yulaf lapası kasesini kaşıklarken o yaşlı kokusu hala burnundan gitmiyordu...
"Momo, akşam kütüphaneye gitmemiz gerek. Ders çalışmam lazım..."
Mo karşısındaki koltuğa çökmüş halde telefonunda bir şeylerle uğraşan Jianyi'ye baktı. At kuyruğu olarak toplanmış beyaz-sarı saçları koltuğun gri kumaşı üzerinde parlıyordu, hemşire kıyafeti yatıp oturmaktan kırış kırış olmuştu.
"Bensiz git, kuyruğun muyum oğlum?"
"Ya, Mo! Sıkılıyorum tek başıma, hem bana yardım edersin işte..."
Mo gözlerini devirmeden edemedi, Jianyi'nin çocukça hareketleri... İnsan üniversiteden beri birlikte çalışınca bunlara bile alışıyordu.
"Ben pediyatri mi çalışıyorum gerizekalı? Neyse sal beni, düşünürüm."
Aslında onun da çalışması gerekiyordu ama Jianyi'ye bunu söylemesine gerek yoktu. Muhtemelen akşam yine de gidecekti, uzman hemşirelik sertifikaları için ikisinin de ders çalışmaları gerekti.
Jianyi telefonuyla uğraşmaya devam ederken Mo koltuğa uzandı. Hastane çok soğuktu - doğal olarak, hastaneler soğuk olurdu - ve elleri yıkamaktan kuruyup yara olmuştu, çalışması gereken dersleri vardı ve molasının bitmesine az kalmış olmalıydı. Telefonundaki uygulamadan baktığı kadarıyla programına eklenip çıkan herhangi bir şey yoktu. Koltuğa kurulup başını pencereye doğru çevirdi.
O kadar yorgun hissediyordu ki, yarınki gece nöbetini kotarabileceğini zannetmiyordu. Kemiklerinin ilikleri sızlıyor gibiydi. Camlardan içeri sızan güneş ışınları Mo'nun hissettiklerine kıyasla fazla parlaklardı; sinir bozucu şekilde parlaklardı. Jianyi'nin sarı saçları, hastanenin fayans kaplı beyaz yer döşemesi, su yeşili hemşire forması gibi.. parlak.
Mo'nun gözleri üzerine çöken ağırlıkla kapanırken yarım bıraktığı yulaf kasesini Jianyi kapmış, otlanmaya başlamıştı bile. Soğuk içine işlediği için üzerindeki siyah hırkaya daha da sarınmış, yarı uyur yarı uyanık haliyle dışarıdan neredeyse komik görünüyordu.
"Mo Guanshan!"
Siktir ya... Beş dakika uyku bile ona reva görülmüyor muydu yani?
Homurdanarak gözlerini ovuşturmaya koyuldu, başını iki yana sallayıp uykusunu gidermeye çalışırken kapıdaki silüete baktı. Uzun siyah saçlı, kocaman kemik gözlükler takan kadın kapıdan ona bakıyordu, elinde tuttuğu telefonun ekranından Mo'nun bu mesafeden kesinlikle okuyamadığı bir şeyi ona gösteriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
dandelions ✧ tianshan
Fanfiction(i've heard of a love that comes once in a lifetime) mo guanshan hemşire olmayı seviyor, bunun doğru kariyer seçimi olduğundan emin. en azından he tian'la tanışana dek emindi. 291223 ✧