anneme baktı sonra bana "hoş geldiniz" dedi elindeki bardağa içkisini doldururken "sen kimsin" dedim annem bana ve adama baktı "ben mi söylemedin mi gerçekten" dedi anneme bakarak beyazlamış saçları mavi gözleri ve annemden yaşlı olduğu beliydi ama fit duruyordu "düşüncelerin için teşekürederim " dedi ona baktım "ne" dedim beni mi duyuyordu bu aptalcaydı "evet seni duyuyorum küçük kız" dedi annem bana baktı "kızım sana daha önce demem gerekti biliyorum ama kaya benim sevgilim ve o bir kurt adam bu yüzden senin hissettiklerini hissedebiliyor ve senin içinden geçirdiklerini duyuyor" dedi güldüm "sevgilin derken" dedim annem bana döndü kaya denen adam "evet hata evlenicez bu yüzden artık bilmen gerekiyordu minik yarın evleniyoruz" dedi yüzsüzce "yarın mı" dedim annem bana baktı "ne zamandır konuşuyorsunuz siz" dedim "kızım özür dillerim" dedi annem kaya bey de bana baktı anneme bakıp "annenden duyman daha iyi " dedi anneme baktım "bana özürdilleme soruma cevap istiyorum ben" dedim "kızım 6 yıl oldu" dedi "6 yıl mı " dedim derin bir nefes alırken nefesim kesiliyordu kafamın içinde yine onun sesi vardı "iyimisin" dedi bu sefer " sen benim babamdan zaten 5 yıl önce ayrıldın ve babamın başka biri için bizi terk etiğini söyledin " dedim "güzel oyun" dedi kaya denen adam "nasıl güzel oyun" dedim "kaya sus" dedi bir anda annem "hayatım kızdan gerçekleri neden sakladın " dedi adam annem bana döndü "tamam bir yalan söyledim baban başka birine gitmedi gitti ama önce onu ben kaya ile aldatım tamamı baban da o kurt kızlara gitti bu kadar" dedi adam ekledi "evet babanda bir kurt" dedi ikisine baktım "hislerini okuyamıyorum artık o iğrenç babandan mı geldi bu genlerin artık duygularını da hissedemiyorum " dedi "sensin iğrenç defol git bu evden" dedim sinirle bana şaşkınca baktı "kızım" dedi "sende al sevgilini git lan" dedim sinirle içimde bir şeyler hem parçalanmış hem kitlenmişti "gözlerin " dedi annem "gidin dedim size " dedim ikisi de çıktı dışarı odama çıkıp yatağıma girdim ağlayamıyordum ama canım yanıyordu onları öldürmek istiyordum ben doktorluk okurken ilk defa birilerini kurtarmak yerine öldürmek istemiştim sinirlerim bozulmuştu tam o anda telefonum çaldı bu "naz" dedim içimden açtım "efendim" dedim "kızım sen nerelerdesin" dedi "evde" dedim "güldürme beni dalga geçiyordum akşam işin yok dimi" dedi "yok neden" dedim "güzel partiye sende geliyorsun" dedi "ne partisi" dedim "benim ve sevgilim bir karar aldık onun için parti yapıyoruz tabi ki sende geliyorsun" dedi "naz" dedim "bahane istemiyorum" dedi "tamam" dedim sadece "saat 8 de" dedi kapattım "yoruldum ben ya " dedim sinirle dışardan baktığımda kafamın içindeki ses susmuyordu "küçük kız artık beni duyduğuna eminim " dedi "kimsin sen ne istiyorsun benden delirdim ben rüyamı görüyorum ben yeter artık yeter" dedim bir anda arkamda hissettiğim gölge ile durdum "şist sakin ol güzelim" dedi çığlık atmam la geriye bir adım atı "korkma" dedi arkamı dönmemle karşımda buz mavisi gözlerle yarı gülen o gün cafe de gördüğüm çocuktu bu "sen nerden geldin kimsin " dedim bir anda dibime girdi "biz birbirimize bağlıyız dolun ayım " dedi "ben seni tanımıyorum" dedim "şist öğreneceksin benim senin her zerreni bildiğim kadar öğreneceksin " dedi "sen benim evime nasıl girdin" dedim "sen istedin bende girdim" dedi "çık git burdan" dedim kalbim gitmesini istemiyordu ama beynim defol diye bağırıyordu gözlerine vuruluyordum bu beni öldürüyordu kalbim ve aklımdan geçenler şaka gibiydi "git" dedim arkasını dönüp balkondan aşağı atladı ve uzaklaştı nefes alamıyordum benim babam değil annem suçluymuş bu zamana kadar nefret ediyordum artık herkes den kafamın içindeki sorular bitmiyordu "neden ben" dedim "her zaman bir nefes kadar yakınındayım dolunayım" dedi bir ses "sen bir anda nerden çıktın " dedim "anlatıcam sırasıyla hepsini merak etme kaderim" dedi gözlerim kapanmaya başlayınca kendimi boşluğa bıraktım.....
Ertesi gün
Gözlerimi açtığımda yavaş yavaş kendime geldiğimde karşımda adını bile bilmediğim adam oturuyordu "ne oldu bana" dedim "iyisin yorgun düştün" dedi ona baktım "annem nerde" dedim "öğrenmek ister misin" dedi şüpheyle "evet" dedim "giy üzerini " dedi anlamsız baktım yüzüne "hadi" dedi kıyafet odama girip üzerimi değiştirdim çıktım bana baktı "gidelim" dedi aşağı indik bir bana bir arabaya baktı ön koltuğa oturdum kendi de araba ya binip çalıştırdı "biraz uzun olacak ama" dedi yola bakarken "sorun değil" dedim derin bir nefes alıp verdim "iyisin dimi" dedi "evet" dedim biraz yol gittikten sonra normal yoldan orman yoluna girdik müzik sesleri yükselince geldiğimizi anladım kalbime bir ağırlık çökmüştü bir sürü insan vardı annemi ve sevgilisini gördüm annem hissetmiş gibi arabaya çevirdi kafasını nefret bütün bedenimi sarmıştı burda insanlar gerçekten çok mutlu gözüküyordu ama çok duygu vardı hepsini hissedebiliyorum herkesin kafasından bir şeyler geçiyordu arabadan indim ismini daha öğrenmediğim adam da indi arabadan o inince bir anda hava değişti herkes diz çökmeye başladı annem bana odaklanmıştı ama kaya bey içinden küfürler ederek diz çöktü neden diz çöküyorlardı anlam veremiyordum yanlarına gittiğimiz anda kaya denen adam "hoş geldiniz " dedi bana ve yanımdaki adama baktı " sizi buralara hangi şeref gönderdi sayın yazgı prensimiz" dedi kaya denen adam demek adı yazgıydı cevap alamayınca bana döndü " bu mutlu günümüzde anneni ve beni tek bırakmadığına çok mutlu olduk kızım merak etme bundan sonra baban yanında" dedi "sen benim babam olamazsın benim babam aslan gibi adam senin gibi sırtlan değil tamamı " dedim gözlerime baktı "seni hiç sevmeyen baban mı tabi Yazgülü tabi" dedi anneme baktım "artık yeni hayatında başarılar" dedim arkamı dönüp oradan uzaklaştım ormanın içine doğru yürüyordum kulaklarımda kaya denen adamın dedikleri yankılanıyordu kalbim acıyordu beynim deki hisler birbirine karışmıştı vücudumda hissettiğim karıncalanma bedenimi tamamen sarmıştı fark etiğim uçurum kenarında durdum ne zaman gelmiştim buraya ne zaman kafamın içindeki sorular ne yaptım ben insanlara onların yarasını sarmak için uğraşırken neden böyle bir acımasız yaralarım var kendi yaralarımı neden saramıyordum beynimde hissettiğim sesle durdum " neredesin dolun ayım" dedi "uzak dur benden sende onlardansın" dedim "hayır" dedi sustum belki gider diye tam o sırada arkamda hissettiğim ve duyduğum hırlama sesiyle döndüm " sana git demedim mi ben " dedim taki karşımda gördüğüm gri kocaman kurtla kürkü gibi gözleride griydi "sen sen kimsin" dedim gözleri nefretle bakıyordu " asıl sen kimsin nasıl benim bölgeme girersin" dedi " ben bilmiyordum hem siz kurtlar nesiniz böyle ya yok benim bölgem yok senin bölgen yeter be gidin başımdan napıcaksın ne istiyorsun " dedim garibine gitmiş gibi baktı o sinirli halinden eser kalmamıştı "insanlar kurtlardan korkar ama sen" dedi
" nedenmiş" dedim oturur gibi oldu
" çünkü biz insanları öldürürüz" dedi
" banane " dedim " sen kimsin" dedi " ben annesi babasını tanıyamamış bunca zamandır yalanla yaşamış biriyim insanın anne babası evladına yalan söylerimi dicem annesi demek daha doğru olur çünkü babası zaten defolup gitmiş biriyim babamda senin gibi bir kurt tabi annemde öyleymiş yeni öğrendim ben anladın mı ne kurtlar ne insanlar artık kimse umurumda değil senin bölgen benim umurumda değil orman burası istediğim yerde gezerim tamamı" dedim sinirlenerek....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dolun Ay
Roman pour Adolescentsbir kız çocuğu dünya ya gelir her bebekten farklıydı bu bebek yarı insan yarı kurt babasının onları terk ettiğini düşünür ama aslında annesinin yaptığı hatalar yüzünden babasının yokluğunu öğrenir aklındaki sesler tamamen beynini karıştırır..