Duvarın İçindeki

9 1 0
                                    

Kitabın mühürlü yerine birde not sıkıştırılmıştı önce notu açtım şöyle yazıyordu "Eğer açarsan bu kitabı katlanacaksın felaketlere üsleneceksin onca zarara sakın açma" Ama buna aldırmamıştım kitabın mühürünü söküp açmıştım o anda bir ses duymuştum kitabın daha kapağını açmadan kalkıp sesin nereden geldiğine baktım fakat bir şey bulamamıştım ardından geri yatağa döndüm ve kitabı açtım. Kitabın içinde değişik canavar resimleri büyüler ve sözler vardı buna anlam veremedim kitaba bakarken yine bir ses geldi buna dayanamayıp kitabıda alıp sandığın içine girdim ve orada okumaya başladım. Bu canavarların görünmez olduğu falan yazıyordu iyice meraklanmıştım. Bir ses daha gelmişti korkmaya başladım ve o sesin yukarıdan geldiğini anlamıştım o küçük asansöre binip ipi çekmeye başladım çektim çektim ve bir yere çıktım burası çatı katıydı ışığı açtım etrafta kavanozlar vardı içlerinde yılan, kurbağa, örümcek... bir sürü çeşit hayvan  vardı fakat hepsi ölüydü etrafı incelerken kavanozun biri devrildi korku ile arkamı döndüm ama hiç bir şey yoktu aklıma bir fikir geldi bir kabın içine bisküviyi bala batırıp koydum ve kabın  önüne un döktüm sandalyeye oturup   beklemeye başladım baya zaman geçmişti hiç bir şey yoktu ortalıkta, gözüm gidip gelmeye başladı tam böyle uykuya dalmışken bir ses duydum unun üzerinde küçük ayak izleri vardı bu büyük ihtimal fareydi onun balı sevdiğini anlamıştım yeniden bal ile bisküvi koydum bir süre sonra bisküvi yukarı doğru çıktı ve havada asılı olarak duruyordu. Buda neydi böyle? Bisküvi yavaş yavaş ısırılmaya başlanmıştı derinden bir ses geldi "bunu çok seviyorum çok güzel ağzım sulandı" bu sözlerden sonra masanın üzerinde bir şey belirdi bu şey çok tatlıydı fareye benziyordu ama fare değildi ben şaşkınlık içerisinde o şeyin nasıl konuştuğunu düşünürken bana seslendi "hey burada ne işin var nasıl buldun burayı" sorusuna cevap vermeden adını sordum ve  Burgulu dedi adını öğrendikten sonra  bir kitap bulduğumu üzerinde sakın açma diye bir not vardı "sakın açtım deme" dedi ama ben açmıştım açtığımı söylediğimde bir anda o şirin küçük şey büyüyüp yeşile döndü ve çok çirkin olmuştu birden irkildim hemen balı verdim "beni bunla sakinleştiremezsin kitabın üzerindeki ni okumana rağmen neden açıyorsun" dahada sinirlendi ama balı çok sevdiği için dayanamayıp sakinleşti ve geri o şirin ve küçük haline dönmüştü oturup kendi kendine konuşmaya başladı "sahip çıkamadım onun emanetine bu benim suçum" kimin emaneti ne demek istiyorsun diye sorduğum da " o kitabı bana Mehmet emanet etmişti ve saklamamı istemişti eğer o kitap açılırsa onu almak için gelecekler seni bulacaklar" dedi kim gelicek ne diyorsun dedim burgulu gel dedi ve beni cama götürdü:

—Burgulu: onları görüyor musun ?

—Atlas: neyleri görüyor muyum ne diyorsun orada hiç bir şey yok.

—Burgulu: bir dakika unuttum al şunu ve gözüne tak.

Bana bir küçük mercek gibi bir şey vermişti gözüme doğru götürdüm bunlarda neydi? Gözlerime inanamamıştım. Dışarıda bir sürü değişik varlıklar vardı. Bir an aşağıda ablamı kılıç antremanı yaparken gördüm. Burgulu'ya "hemen aşağıya inmeliyim ablam orda  ona birşey yaparlarsa" dedim fakat Burgulu "dur bir dakika evin etrafındaki mantarları gördün mü?" Evet dedim "işte onlar bu evin etrafında görünmez bir  kalkan oluşturuyor ve koruyor" dedi Burgulu,  gerçektende koruyordu canavarlar ordan içeri giremiyordu Ama Defne yavaş yavaş kalkandan dışarı çıkmaya başladı bağırsam da beni duymuyordu hızla aşağı indim bahçeye çıktım

—Atlas: hey mantarların dışına çıkma orada yaratıklar var.

—Defne: sen iyice çığrından çıktın delirdin mi sen ne yaratığı?

Ben uyarsam da bana inanmadı ve Defne'nin bacağından çekmeye başladılar Defne birden çığlık attı. Elimdeki merceği ona fırlattım ve gözüne takmasını söyledim şaşkın gözlerle bakıyor du "bunlar da ne böyle" diye bağırdı kılıcını kullanarak bir şekilde onları atlatıp çemberin içine girdi. Tam Defne kurtulmuşken Kaan çemberin dışındaki kulübenin içinden çıktı

—Kaan: Neler oluyor neden bağırıyorsunuz?

—Defne: Çabuk buraya gel hemen koş!

—Kaan: Neden ki ?

—Defne:Soru sorma çabuk dedim.

Kaan neden bu kadar soru soruyordu ki bu kadar çok soru sormasına çok sinirlenmiştim Defne  "canavarlar Kaan'ı gördü ne yapıcaz" çok çaresiz kalmıştık canavarlar Kaan'ın bacağından tutup ormanın içine sürüklediler  arkasından bağırdık fakat elimizden bir şey gelmiyordu Kaan gitmişti.

LANETLİ KİTAP Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin