Kafes

7 1 0
                                    

Defne'nin elinden merceği alıp koşarak Kaan'ın peşinden gittim Defne " gitme, ya senide yakalarlarsa" ben gelene kadar çemberin dışına çıkma anneme de bir şey söyleme diye bağırdım ve yola koyuldum. Yerde sürüklenme izleri vardı onları takip ederek Kaan'ı bulmaya çalıştım tam umudumu kesmişken biraz uzaktan konuşma sesleri geliyordu ağaca doğru ilerledim ve saklandım gizlice bakarken o canavarlardan birini gördüm daha ileri baktığımda bir sürü olduklarını gördüm korkmuştum ağacın yukarısında Kaan'ı gördüm onu bir kafesin içine koymuşlardı oda beni gördü çok korkmuştu elimle sus işareti yaptım ve oda başıyla onayladı ona bir şey olmadığını görünce bir rahatlama gelmişti arkamı döndüm sessizce ohh diyerek iç çektim. Yanımda bir kafes daha vardı tam ona bakacakken oradan bir kuş geçiyordu birden kuşu birşey yedi korkudan elimdeki merceği yere düşürdüm kafesde ki ses şöyle diyordu "benden kaçabileceğini mi sandın hiç bir kuş beden kaçamaz tadı çok güzeldi" yerdeki merceği aldım kafesin içine baktım. İçerisinde o canavarlara benzeyen bir şey vardı. Beni gördüğünde sessizce " hey senin burada ne işin var" dedi bende " asıl senin burada ne işin var sen onlardan değil misin?" Hayır demişti gerçekten de bu şey onlara göre daha şirin ve tatlıydı adını sorduğumda domuz cini dedi ama kısacası domuz dememin yeterli olacağını söyledi.

-Atlas: bana yardım et kardeşimi yakaladılar ve kafese koydular.

-Domuz: önce beni bu kafesden çıkarman lazım.

Kafesin kilidini ne ile açacağımı düşünürken gözü taktığım merceğin sivri ucunu gördüm onunla kafesi açmaya çalıştım fakat olmuyordu taşla da vuramıyordum eğer vurursam beni fark ederlerdi bir daha denedim yine olmadı o an cebimde bir sertlik hissettim bu Defne'nin demir tokasıydı nasıl girmişti bu cebime bunu düşünürken Domuz "hadi ne bekliyorsun bizi fark edecekler" tokayı kafesin deliğine soktum uzun uğraşlar sonra kilidi bir şekilde açabildim çok mutlu olmuştum Domuz dışarı çıktı ve benim yüzüme tükürdü iğrenç bir salya vardı yüzümde iğrenerek yüzümdeki salyayı sildim tam neden böyle bir şey yaptın diye soracakken merceği takmadan onu görebildiğimi fark ettim. Artık o canavarları görebiliyordum merceğe ihtiyacım kalmamıştı biz bunları yaşarken sesler çoğaldı ağacın arkasına baktığımızda toprak oynamaya başlamıştı ve yavaş yavaş yükselmeye başladı toprağın altından kambur yaşlı bir adam çıktı etraftaki canavarlar "efendim onu yakaladık işte orda" yaşlı adam kafesi indirmelerini söyledi ve Kaan'nı aşağı indirdiler yaşlı adam " üzerini arayın" bunun üzerine canavarlar Kaan'nın üzerini aramaya başladılar Kaan çok korkmuştu çünkü o göremiyordu canavarları yaşlı adam " neden yok kitap bulun şunu artık" dedi canavarlar efendim malesef kitap çocukta yok.

-Kaan: kitap bende değil ikiz kardeşimde.

-Yaşlı adam: doğruyu söyle çocuk yoksa seni öldürürüz.

-Kaan: Bana inanın gerçekten bende değil

Canavarlardan biri efendim gerçekten o olmaya bilir çünkü bu çocuk kalkanın dışındaydı kalkanın içinde ona çok benzeyen bir çocuk daha vardı fakat biz bu çocuğu getirdik. Yaşlı adam " sizi gerizekalılar neden yanlış çocuğu getiriyorsunuz" yaşlı adam sinirlenmişti ve Kaan'a şöyle dedi " eğer o kitabı bize getirirsen seni öldürmeyiz" Kaan onlara fark ettirmeden gözlerini bana çevirdi ve ne diyeyim şeklinde bana baktı ve bende kabul et manasında başımı salladım Kaan " tamam sizin istediğinizi getireceğim." Yaşlı adam " o zaman şimdi git ve o kitabı bana getir" Kaan oradan uzaklaştı korku içinde eve doğru koşarken bende peşinden gittim birden önüne çıktım korkarak bağırdı

-Atlas: şşştt sessiz ol, merak etme benim yakalattıracaksın şimdi bizi

-Kaan: Neler oluyor böyle o şeylerde ne?

-Atlas: onlar kitabın beşinde ki canavarlar eğer kitabı ele geçirirlerse çok kötü şeyler olucak.

-Kaan: neden açtın ki o kitabı deli misin sen hepimizi tehlikeye soktun

-Atlas: bunları tartışmanın zamanı değil önce eve gidelim

Yolda giderken domuz koşarak geldi "beni geride bıraktın" özür dilerim o an seni unuttum, Kaan "o da ne öyle o canavarlardan mı yoksa" hayır o iyi onlar gibi kötü değil Domuz onada tükürdü ve artık oda görebiliyordu. Kaan önce bi "bu iğrenç şey ne böyle bu şeyde ne" ben her şeyi evde sana anlatıcam lütfen biraz sabret eve geldiğimizde Defne bizi gördüğüne çok sevindi ve sarıldı sonunda eve varmıştık herşeyi baştan sona hem Defne'ye hemde Kaan'a anlatmıştım tabi bu arada Domuz Defne'ye de canavarları görmesi için bir güzel türküdü.

LANETLİ KİTAP Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin