23

29 5 11
                                    


Yoongi:
Joon
Joonn
Namuu

Namjoon:
Yine ne oluyor ya

Yoongi:
Jiminin evindeyim şuan

Namjoon:
Saat kaç olmuş farkında mısın

Ne işin var bu saatte orada

Yoongi:
Daha fazla dayanamadım

Kapıyı açar açmaz ona sarıldım ve şuan ne diyeceğimi bilmiyorum

Namjoon:
Sarılmadan önce düşünecektin bunları

Napıyorsunuz şuan

Yoongi:
Hava yağmurlu olduğu için üstüm başım ıslandı

Jimin bana kıyafet verdi ve odadan çıktı

Namjoon:
Zatüre olursan bana gelme

Yoongi:
Yaa bırak şimdi onu
Napacağım ben

Namjoon:
Oraya kadar gitmişken geri dönemezsin yoongi

Çocuğa bir açıklama yap ve anlat her şeyi

Yoongi:
Çok zor

Namjoon:
Biliyorum ama bu son şansın unutma

Acı çekmeni iatemiyorum artık

Hadi git be yap şunu

Yoongi:
Deneyeceğim
Umarım bir şansım vardır
Ş

uan en çok ihtiyacım olan şey bu

...

Yoongi tedirgindi. Jimin ise şaşkın.

Yoongi odada gergin bir şekilde düşünürken Jimin salonda oturmuş onu bekliyordu.

Ailesi yoğun yağmurdan dolayı misafirlikte kalacaklarını eve gelmeyeceklerini söylemişti. Jimin bu konuda şanslıydı. Çünkü ailesine açıklama yapmak şuan en son isteyeceği şeydi.

Evin içinde dört dönerken Yoongi'nin giyinmesini bekliyordu.
Nihayet açılan kapının sesini duyduğunda derin bir nefes aldı ve arkasını döndü.

Salondan içeriye giren Yoongi'yi baştan aşağı süzdü. Kıyafetleri onda farklı durmuştu. Genelde hep siyah giyinen Yoongi'nin üzerinde mavi bir sweetshirt ve gri bir eşofman vardı.

Yoongi ensesini kaşırken gülümseyerek Jimin'e baktı. Uzun saçları halen daha tam olarak kurumamış, uçlarından sular damlıyordu. Jimin Yoongi'nin aslında ne kadar çekici olduğunu fark etti. Daha önce bunu hiç düşünmemişti.

Daha sonra bu anlamsız bakışmalarına bir son verdi ve konuştu. " Eee neden gelmiştin bu saatte? Önemli bir şey mi oldu? " diye sordu Jimin ince sesiyle.

Yoongi bakışlarını Jimin'den alamıyordu. Evdeki ve okuldaki hali kesinlikle aynı değildi. Üzerindeki pijamalar ve dağılmış saçlarıyla inanılamaz tatlı duruyordu.

Ne dediğini bilmez bir şekilde konuştu. " Oldu. Çok önemli bir şey oldu. " deyiverdi. Jimin bunun üzerine kaşlarını çatmıştı. Yoongi'ye biraz daha yaklaşıp sordu. " Ne oldu? "

Yoongi'nin ağzından çıkan iki kelime yetecekti tüm hayatlarını değıştirmeye.

" Aşık oldum. "

Jimin bir kaç adım geri giderken Yoongi'ye kaşları çatık bir şekilde bakmaya devam etti. İkiside beklemiyordu bunu demesini. "N-ne? " dedi ilk başta çocuk. " Kime? " diye sordu sonra.

Ne diyecekti Yoongi? Bilmiyordu. Söyleyeceği en ufak şeyde karşısındaki çocuğu sonsuza dek kaybedebilirdi.

Derin bir nefes aldı. " Çok güzel birine. " dedi fısıldayarak. Kendisinden uzaklaşan Jimin'e biraz yaklaştı. " O kadar güzel ki bir bakışı bile dalıp gitmeme neden olabilir. " dedi devam ederek. Jimin haraketsizce sadece onu dinliyordu.

" O yıldızlardan daha parlak gözleri, küçük elleri. Her bir tanesini sevdim ben onun. "

Jimin titredi. Kalbi hızla çarpmaya başlarken neden bilmiyordu ama Yoongi'nin başka birinden bahsetme ihtimali bile gelmiyordu aklına. Sanki sözlerin hespi kendineydi. O gözlerini delip geçen derin bakışlar anlatmıyor muydu zaten her şeyi?

Jimin masum gözleriyle baktı Yoongi'ye. Ve titrek sesiyle konuştu. " Kim Yoongi? Kim bu şanslı kişi? " diye sordu. Duyacağı cevap onu korkutuyordu muydu? Belki de...

Yoongi hafif bir gülümseme sundu karşısındaki çocuğa ve hiç düşünmeden titreyen ellerini elleri arasına aldı.

" Kim olduğunu biliyorsun Jimin. Hemde çok iyi biliyorsun. " dedi. Başka da bir şey söylemesine gerek kalmamıştı zaten.

Jimin biliyordu. Çok iyi biliyordu.

Yoongi durmadı çocuğun ellerini bırakıp son kez baktı o parlayan gözlerine ve gitti.

Jimin ise sadece öylece durdu. Bugüne kadar kimse için atmamıştı kalbi. Şimdi ise deli gibi atıyordu. Elleri titrerken yavaşca yere çöktü. Yoongi onu seviyordu. Hemde bu öylesine basit bir şeyde değildi.

Eski düşmanı ve yeni arkadaşı onu seviyordu. Tahmin ettiğinden daha çok.

Peki Jimin ne hissediyordu? İşte onu bilmiyordu. Kalbi deli gibi atıyordu. Bir erkek için... Ama o erkeklerden hoşlanmazdı ki.

Dolan gözlerini sildi yavaşca. Az önce ne yaşandığını kavrayamıyordu. Rüya gibiydi ama bir o kadar da gerçekti.

Nasıl olmuştu ki? O kadar şeyden sonra Yoongi onun gibi birini nasıl sevmişti?

Aklında binlerce soru varken bu soruların cevabı tek bir kişideydi.

Min Yoongi.

Jimin gözlerini tavana dikti.

Ve onlarca kez fısıldadı.

Tanrım, lütfen bana yardım et.

_______

Bölümü beğenmeyi unutmayınn♡♡

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bölümü beğenmeyi unutmayınn♡♡

Blue Colors | Yoonmin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin