2.Ɓölüm

270 195 178
                                    

Tombul hizmetçi paytak adımlarla odanın karşısında ki yerden tavana kadar olan büyük pencerenin gül kurusu renginde ki kalın perdelerini açarak geniş odaya güneş ışığının dolmasını sağladı.
"Banyo yapmak istermisiniz genç efendi, küveti hazırlatayım mı?"
"Çok iyi olur teşekkürler" diyerek pencerenin önünde ki koltuğa bıraktım kendimi, iki hizmetçi daha gelip banyo olduğunu varsaydığım kapıdan geçerek kovalarla sıcak su taşımaya başladı.

Gözlerim pencereden görülen sisli dağlara kaydı.
Lanet olsun biliyorlardı !
Ama nasıl ?
Yoksa yanlışmı anlıyordum, basitçe, boş odaları olmadığı için bu odayı vermiş olabilirler miydi?
Öyle olmalıydı çünkü gerçeği bilmeleri imkansızdı, beni tanımıyorlardı, onları ilk kez görüyordum, ne yani,on iki yıldır ustaca büründüğüm oğlan kılığını bir bakışta anlamışlar mıydı?

Hayır,hayır ben kuruntu yapıyordum bu oda sadece bir tesadüftü.
İşlerini biteren hizmetçiler odadan ayrılırken tombul hizmetçi "başka bir ihtiyacınız varmı  genç efendi?" diye sordu.
Başımı iki yana sallayarak "hayır, teşekkürler"diye mırıldandım.

Oda boşalınca ,yerimden kalkıp banyoya girdim, günlerdir üstümde olan giysileri ve saçımı gizleyen bağları çıkarıp sıcak suyun içine girdim.
Küvetin yanına bırakılan hoş kokulu sabunlarla saçlarımı ve bedenimi bolca köpürtüp, duruladım, aslında işim bitmişti ama sıcak su sızlayan kemiklerimi rahatlattığı için arkama yaslanıp gözlerimi kapadım, günlerce at sürmekten uyluklarım bile ağrıyordu.

"Böyle bir güzelliği, tüm erkeklerden saklamak suç sayılmalı"

Duyduğum sesle çığlık atıp ayağa fırladım, gözlerim hızla banyoyu tararken kapıya yaslanan lordu gördüm.

"İşte bu, zavallı adamların kalplerini, mutluluktan durdurur"

Neden bahsettiğini anlamayarak kaşlarımı çattım ve kendime baktım.

"Lanet olsun !"
Haykırıp, kendimi pat diye suyun içine bıraktım ve köpükleri üzerime çekmeye çalıştım.

"Delimisin sen ! Çabuk çık buradan"
Bağırırken, elime geçirdiğim sabunları  kapıya doğru  fırlattım.
Kısık sesli kahkasını işittiğimde çoktan yatak odasına varmıştı bile.
Tüm tanrılar bana merhamet etsin!
Hangisine daha çok şaşırayım karar veremiyordum, bir oğlan olmadığımı bildiklerine mi yoksa lordun beni çırıl çıplak görmesine mi !
Küvetten çıkıp , hizmetçilerin bıraktığı bornuzu üzerime geçirerek odaya girdim.

Lord pencerinin önünde ki tekli kanepede oturuyordu, odaya girdiğimi görünce bornozlu halimi inceleyerek, iki kaşınıda kaldırıp pis pis sırıttı.
Eğlendiği her halinden belliydi.
Kaşlarımı çatıp somurtarak yatağın ayak ucuna iliştim.

"Eee, affedin lordum,canımı bağışlayın efendim demek yok mu?"
Dik dik bakarak "Hayır dedim" sorgularcasına tek kaşını kaldırınca"Durumu başından beri bildiğin belli, kellemi isteseydin bunu çoktan yapardın"dedim.
Başıyala onaylayınca  "tamam, ozaman bir insan kızını neden buraya getirttin?"
Çapkın  bir gülümsemeyle "Sana herşeyi anlatıcam ama önce üstünü giyinmek isteyebilirsin"dedi.
Üzerimde ki bornoza bakıp, yüzümü buruşturdum,cidden önceliklerim berbattı.
Doğrulup kapıya doğru ilerlerken "Dolabını senin için hazırlattım,
akşam yemeğinde bize katıl lütfen." diyerek odadan çıktı.
Sıkıntıyla nefesimi üfleyip, kendimi geriye doğru bıraktım.

Odada ki sesleri işitmemle gözlerim açıldı, gözlerimi kırpıştırarak etrafıma bakındım tombul hizmetçi giysi dolabının önünde elbiseleri inceliyordu, dirseklerimin üzerinde doğruldum, üzerimde ki bornozla uyuya kalmıştım.
Uyandığımı fark eden hizmetçi, "Uyandın demek, hadi gelde seni hazırlayalım artık"dediğinde başımla onaylayıp gerindikten sonra yanına gittim, aşağı inmem gerekiyodu, yalanımı yüzüme vurabilmeleri için !
Kadın ,dolaptan çıkardığı elbiseleri tek tek üzerime tutup deniyordu.

SİRONA "İBLİS KRAL"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin