1. Bölüm; ARİANA

121 10 12
                                    

Konuşmak bir ihtiyaç olabilir
ama susmak bir sanattır...

"Hayır, hayır onu oraya koymayın, yatak odasına götürün lütfen." Ah Freya ahh, şuan işim olmasa kendime daha çok kızabilirdim. Ancak o kadar bile vaktim yok gibi görünüyor. "Onda kırılacak eşyalar var! Lütfen biraz daha dikkatli olurmusunuz?" Gerçektenmi? Resmen işimi baştan savuyorlardı. Eşyalarım kırılmamıştır umarım. Durumum içler acısı diyebilirdim.

Bu biraz daha devam ederse buranın bana iyi değil zarardan başka bir şey getirmeyeceğine karar vereceğim. Resmen eşyalarımı kıra döke taşıyorlar. Tamam anlıyorum bu kasaba bana iyi gelecek ama taşınma konusu bana bi yeter dedirtti.
Çoğu eşyamın kırılmış olma ihtimali ve her yeri dağıtmaları beni yeterince gerdi. Bu durum söz konusu iken benim herhalde olmayan hastalığımı tetikliyordu.

Son eşyalarımıda dağınık bir şekilde etrafa koyduklarına göre, artık gidebilirlerdi -ki bende biraz rahat edebileyim. Kapıya kadar yolcu ettikten sonra teşekkür ederek, uzaklaşmalarını bekledim. Buradan bakınca çok tatlıydı, kışlık ev gibi görünüyordu.

Tabii en nihayetinde burada olmamı pek istemeyen kişilerde vardı. Beni güzel ve rahat, bir yandanda zorlayıcı bir yaşam bekliyordu. Burayı kısa bir süre içerisinde bulmuştum. Ev sahibi burayı bir süredir ki kullanmıyormuş. Bunun üzerine buraya gelerek anlaşmamızı yapmıştık.

O gün tekrar eve gitmeye karar verdiğim sırada yaşlı bir kadın, otuzuna yeni girdiğini belli eden adam bana yaklaştılar.
Yanıma vardıklarında hoşgeldin gibi bir kaç cümle kurmalarını bekliyordum ama hiçte tahmin ettiğim şeyleri yapmadılar. Direk olarak o yaşlı kadın buradan gitmemi ve bir daha dönmemi söyledi. Nedenini sorduğumda ise yanındaki adam sadece sana söyleneni yap ve buradan git dedi.

Gitmeyeceğimi söylemem ile kadın biraz sinirlenmişti. Kavga etmek istemediğim için, arabama binerek oradan ayrılmıştım. Bu taşınma sırasında da uzakta durarak ölümcül bakışlarını üzerimden çekmemeye kararlılardı.

Yaşına göre kadın yeterince dinç gözüküyordu ve bunu farketmemek imkansız gibi bir şeydi. Bende buraya çok meraklı değildim ama delirmediğimi ve onları haksız çıkartmak için bir ay boyunca burada kalacaktım. Tabii ki evi satın aldığım içinde tatillerdede yine buralarda ara sıra bulunurdum. Ne kadar beni istemiyor olsalarda.

Eve girdiğimde yavaş bir şekilde kapıyı kapatarak mutfağa giriş yapmıştım. Kutular her yerdeydi ama çabucak halledebileceğime kanaat gelmiştim. Burayı toplar sonrada diğer odalara geçerim diye düşünüyordum.

Kutuları açmaya başlayarak çıkarttığım eşyaları tezgahın üzerine koydum. Tabakları güzel bir şekilde yerlerine koyarak, bardakların olduğu kutuları açmaya başladım.
Açtığım kutu ile bardakları yerleştirmeye başladım. Kırıldıklarını düşünüyordum -ki kırılmamalarına çok mutluyum...

Mutfaktaki işim bittiğinde salona geçerek koltukların üzerinde bulunan naylonları çıkartmaya başladım. Eşyalarım rahat bir şekilde sığmıştı ve bu iyiydi. Naylonları çıkarttıktan sonra vilada yardımıyla son temizliğimide yaptım. Dün getirmiş olduğum yatak odasının eşyalarınıda hazırlamıştım.

Viladayı banyoya koyup salona geçtiğimde, evimi çok güzel dizayn ettiğimi anladım. Salonun tam ortasına geçerek, küçük bir çocuk gibi ellerimi iki yanıma açarak kendi etrafımda dönmeye başlamıştım. Sanki ben değilde etrafım dönüyordu. Çoğu zaman çocuklar gibi olduğumu düşünüyordum, çocuk olamadığım aklıma gelince bunu normal kılıyordum.

Dönmeyi bırakarak koltuğa kendimi bıraktım. Kendimi düşündüğümden fazla yormuşum. Yinede buna değdiğinide aklımdan çıkmıyodum. Eski evimin 𝒗𝒆𝒓𝒎𝒆𝒅𝒊ğ𝒊 huzuru verirmi bilmiyorum ama ben şimdiden çok mutluydum....

Yok Olmayan SeslerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin