Sabah uyanır uyanmaz annem odama girdi. Bu civardaki tüm krallıklardan prens ve prenseslerin gideceği okuldan bahsetti. O okula benimde gideceğimi söyledi ve ben itiraz etsem de pek birşey yapamadım. Bunu üzerine biraz düşününce belki oraya gelenlerden kardeşimi öldüren kişi olabileceğini düşünüp kabul ettim. Zaten ismi okuldu fakat tam olarak ders işlenen yer değildi. Ben de çok uzatmadan hemen kabul ettim. Tabi bana okulun bir saat sonra olduğunu söyleyince şoka girmedim değil "Bunu şimdi mi söylüyorsun. "Evet"dedi normalmiş gibi. Bende hızlıca hazırlandım. Yemeğimi yedim. Kıyafetlerimi değiştirdim. Hızlı bir şekilde Ahmet'in yanına giderek "Hadi gidelim." dedim. Ahmet arabanın kapısını açtığında bende araya girdim. Ahmet arabayı sürmeye başladı. Ve ben sabırsızlıkla geleceğimiz yeri bekliyordum. Sonunda Ahmet arabayı durdurmuştu. Ben arabadan heyecanla indim ve karşımda duran binaya baktım. Okulun bahçesindeydik ve karşımdaki okul terası,camları,gold desenleri,tamamen altın kapısı ile muazzam duruyordu. Dona kalmıştım öylece okula bakıyordum. Yanıma bir tane elinde dosyalarla bir kadın geldi. Ahmet'e "Görüşürüz" dedim ve daha sonra kadınla okulun kapısından içeri girdik. Muazzam koridorda çok fazla gold vardı. Ve kırmızıya yakın pembe koltuklar dikkatimi çekti çünkü mükemmel duruyorlardı. Kadın bana eliyle sol taraftaki koridoru gösterdi ve ben de onu takip ettim. Çok fazla oda fakat çok az öğrenci vardı. Kadınla bir odaya girdik. Kadın işte kalacağın oda dedi. Bir dakika bir dakika burası ismi okul olan bir otel miydi yoksa. Odaya göz gezdirdim yatak sanki yeni yapılmış gibi muazzam düz. Pencerenin önündeki açık perde aynı çizimlerdeki gibi duruyor, hemen yanında duran gold desenli çalışma masası ve sandalye,yerdeki post hepsi bir biri ile uyumlu ve odaya harika bir renk katıyordu. Yatağımın sol tarafında komodin sağ tarafında kapı vardı. Kapıdan içeri girdiğimizde çok temiz ve çok güzel bir banyo ve lavabo ile karşılaşıyorduk. Duşa kabin hem büyük hem ferah duruyordu. Ben kadına dönüp "Okul burası mı?" diye sorduğumda kadın "Tam olarak okul değil ama neyse" dedi. Daha sonra sandalyeye oturup bana döndü. Ben yatağın üzerine oturmuş onu dinliyordum. Bana "Evet işte kalacağın oda hafta içleri hep burada kalacağın için alışsan iyi edersin." Ne yani ben burada bir iki saat ders görüp geri evime gitmeyecekmiydim. Kadın "Hafta sonları seni ailenden biri alacaktı fakat Alazda burada görev yaptığı için eve onunla gidebilirsin." "Alaz kim?" diye sorduğumda şaşkın bir ifade ile "Eğitmenin" dedi. Ne onun adı Ahmet değil miydi annem neden Ahmet dedi ozaman delireceğim her neyse bunu daha sonra annem ile konuşurum. Kadın dışarı çıkarken bana "birazdan gelip ders saatinde seni sınıfına götüreceğim." dedi. Ben ise tamam anlamında kafamı salladım. Daha sonra kadın dışarı çıktı. Ay tüh ya kadına ismini sormadım. Neyse birazdan gelince sorarım. Yatağıma geriye doğru kendimi bıraktım. Ve uykuya daldım.
Ders çok sıkıcı olmaya başladı. Hemde daha ilk günden yeter ama ha. Ben bu kadar sıkıcı olacağını düşünmemiştim. Yanımdaki kıza "Kaç dakika kaldı?" diye sormuştum. Ama o Onur denilen geri zekalı bizi hocaya derste konuşuyorlar diye ispiyonlayıp bizi dersten attırmıştı. Allahın gıcığı görüşürüz ama onunla daha sonra ders bitti. Şükür ki odama gelebilmiştim günlerden de cuma olduğu için yarın Alaz gelip beni alacaktı. O yüzden kafama fazla takmadan hemen uykuya daldım.
