GERGİN UYKULARDAN

6 1 0
                                    

Kafamı kaldırıp etrafıma baktım, araba yoldan çıkmıştı. Esra'ya uzanmaya çalıştım ama olmadı. " Esra ? Esra ? Beni duyuyor musun?" Esra'nın gözleri biraz açıldı ve bana döndü " Başım..."
Kemerimi çıkartmaya çalışıyordum bu sırada insanlar etrafımıza toplanmıştı. " Esra dayan az sonra ambulans gelecektir. " Dedim ve onun kemerine uzandım. Gözleri yine açıldı ve bana baktı. Kemeri açmıştım. Polisler ve ambulans çoktan gelmişti. Arabanın kapıları açılmıyordu. Yan yatmış arabadan çıkmak için üst camı açtım ben çıkabildim ama Esra hala arabanın içindeydi . Polisler çıkmamda yardımcı olmuştu. Ben ambulansa giderken Esra'yı da arabadan çıkartılar. İlk Albay'ı aramam gerekiyordu . Kazayı yapan şahıs çoktan kaçmıştı ve ben sadece bir kişiden şüphelene biliyordum. Tehtid mesajını attan kişi. Hemşire elimi sararken ben de Albayı aradım.
" Fikri komutanım kaza yaptık Esra başından yara aldı, bende sıkıntı yok . " Dedim ve nefes aldım. " Ne kazası Cenk ? Ne diyorsun sen ?"
Konuştum " Siyah bir araba arkadan vurup kaçtı araba şarampolden yuvarlandı. Ağır yaralı yok. " Albay korkuyla " Hangi Esra ? Arkadaşın mı?"
Bu sefer acı bir yutkunma gelmişti konuştum " Kızınız..."
Albay güldü " Ne kızı benim kızım mı var Cenk saçmalama!" Gülüyordu ama sesi titriyordu , hem de arkadan gelen ağlamaklı bir ses vardı Zehra ablanın sesi " Fikri ne olmuş Esra'ya kızımıza ne olmuş ?" Büyük ihtimalle Albay Esra'yı kızı olarak görmüyordu ama Zehra abla kızını hala seviyordu.
" Fikri komutanım, aranızda ne oldu bilmiyorum ama kızınız az sonra beyin kanaması geçirebilir başka bir şey olabilir. Karışmak bana uymaz ama bir can söz konusu!"
Albay bağırmaya başlamıştı" Ne Esra'sı Cenk o kız vatana ihanet etti , öyle biri yok bana ondan bahsetme.Seni ilgilendirmez ve sana yasak koyuyorum Esra ile bir daha asla konuşmayacaksın." Dedi ve yüzüme kapattı.
Vatana ihanet mi ? Esra ve vatana ihanet? Aklıma bile gelmeyecek ikili. Ama vatan herşey den önemlidir , albayın dediği gibi bir daha Esra ile konuşmayacağım.
Bu sırada telefonum yine çaldı arayan Nilay'dı  . Telefonu açtığım gibi " AÇTII!" diye bir bağırış sesi geldi kulaklarıma sonra ise " Komutanım iyi misiniz ? Nerdesiniz ? Bir yerinizde yara var mı ? " Gibi sıralı sorular yağmaya başladı. " Nilay bir şeyim yok karargahın 2-3 kilometre ilerisindeyim biriniz beni almaya gelseniz yeter. " Bu sefer Kerem telefonu aldı ve konuştu" Komutanım ben geliyom bekleyin." Güldüm" Sen geliyon mu Kerem? Gel bari." Kerem timimizin neşesi idi. Hep de öyle kalacak. Yanlışlıkla bütün timi Ordu şivesine alıştırmıştım rütbeden çıkıldığı anda herkes Ordu şivesi ile konuşuyordu. Resmen bana uyum sağlıyorlardı ve bu çok hoşuma gidiyordu. Elimdeki telefona bakarken sırtıma bir el dokundu. Ani bir şekilde arkama dönüp eli tutum. Esra garip bir ifade ile bana bakıyordu. 

" Korkuttum galiba. Özür dilerim ." dedi. Ona halen sinirliydim , bu sinir geçmezdi. Tuttuğum eli geri ittim . Esra sarsılmıştı " Demek sende öğrendin." hala böyle nasıl konuşa biliyordu ? 

"Evet. Bu dakikadan sonra yanımda gözükme, senin gibi bir hainle-" sinirlenmişti 

" Ne haini be ! Ben göreve gittim , göreve ! Vatanım için can vermeye gittim . Ne hainliği? Babam sana hain olduğumu söylemiş ki içinde ki kin başka. Ben bir Türk'üm , kim beni vatanımdan atmaya çalışırsa ona karşı hain sayılırım. Git ilk önce bana hain diyen kişiyi araştır. Adi herif!" deyip yüzüme tokat attı. Vatanını bu kadar seven biri miydi ? Git ilk önce bana hain diyen kişiyi araştır da ne demekti ? Sinirle konuştum.

" Ne olursan ol. Fikri Albay'a hain dedin. Artık gözümde hiçsin. " Deyip yakınımızda duran BMW'ye yürüdüm. Kerem gelmişti . Arabaya bindikten sonra Kerem konuştu. "Rütbede miyiz komutanım ?" nefes aldım ve güldüm. " Hayır kerem." hemen güldü.

"Cenk abi ha urda bi Sote'ci var açsan yemek yiyelim ."  güldüm. " Açım vallahi." 

Kerem ara sokağa saptı.  Ufak bir dükkanın önünde durduğumuzda kemerimi çıkarttım. Kerem "Cenk abi burası müthiş sote yapıyor vallahi."  sesli bir kahkaha attım ve konuştum. " Aslanım ben hiç inmeyeyim. paket yaptır burada yiyelim." kerem ofladı. 

"Cenk abi soğan kokacak şimdi gülüm." Kerem arabasına çok önem verirdi hep gül kokusu sıkar arabasını tertemiz tutardı. "Tamam o zaman bütün time paket yaptır karagahta yeriz. " Heh işte o olur . " deyip arabadan çıktı. Güldüm. O sırada telefonum çaldı. Arayan Serdar'dı. Telefonu açtım. Soğuk bir ses " Komutanım Albay sizi çağırıyor karargahtayız." nefes aldım ve " Bismillah" dedim. " Tamam Serdar geliyorum." Deyip telefonu kapattım. Kerem'de arabaya binmişti. " Hızlı sür Kerem . Albay çağırıyor. " Bana emin misiniz? Bakışını attı. Kafamı salladım Kerem'in sırıtığını görmemle arabanın kalkış yapması bir oldu anında 90 km hız görmüştük. Hızdan korkmazdım , hem de hiç korkmazdım. Korktuğum şey hız yüzünden olabileceklerdi. Kerem otobana çıktığında en az 105 km hızı görmüştü. Normalde 20 dakikada vardığımız karargaha 10 dakikada varmıştık. Kerem arabayı park ettikten sonra kemerimi çıkarıp arabadan indim. Kerem gülüyordu " Kerem hava yollarına hoşgeldiniz komutanım." güldüm " Hoşbulduk aslanım." deyip karargaha girdim. Nilay selam verdi " Hoşgeldiniz komutanım albay sizi ve timi odasına bekliyor." derin bir nefes verdim. 

 " Timi topla ben yukarı çıkıyorum. Albay'ın odasının kapısında bekliyorum ."  

Nilay " Emredersiniz komutanım!" diyerek aşağı indi Kerem ise  kamuflajını giyip geleceğini söylemişti. Bende kamuflajımı giymeye gidecektim. Nilay aşağıya inerken ben yukarı çıktım. Kamuflajımı giyip aşağı geri indim. Tim albayın odasının önündeydi yanlarında ise Esra vardı. Esra ?
Beni görünce direk arkaya döndü " Senin ne işin var lan burada !" Deyip yanına doğru yürüdüm.  Geri dönüp bana baktı " Ulan ben çok mu meraklıyım sana çağırdılar geldim." Deyip beni geri itti " Hay ben böyle işin-" dediğim anda kapıdan çıkan albayla göz göze geldim. Güldü. Herkes selama geçmişti eli ile içeri girin hareketi yaptıktan sonra hepimiz içeri girdik. Albay konuştu " Esra'yı hain olduğunu size açıklaması için çağırdım sizi de görev için. " Gözlerim Esra'ya döndüğünde nefret ile bakan gözlerine baktım. O da aynı anda bana döndü. Albay konuşmaya devam etti " Esra seni dinliyoruz." Esra ilk olarak güldü " Bence de dinleyin Albay. Hainliğimi değil hainliğinizi anlatacağım. " Albay aniden ayağa kalktı ve bağırdı " Ne hainliği neden bahsediyorsun sen ! " Esra konuşmaya devam etti.
" Görevde Zafer'in şehit olması, bugün ki tehdit mesajınının ilk size ulaşmasını istemeniz, dışarı çıktığımız ilk dakikada yaptığımız kaza ? Şansımıza mı yaşadık bunları ha ? " Albay iyice sinirlendiğinde ayağa kalkıp Esra'ya doğru yürüdü ve elini kaldırdı. Bizim kitabımızda kadına el kaldırmak yoktur. Havaya kalkan eli tuttum ve durdurdum albay bu sefer bana döndü ve konuştu " Nasıl bir haini savunursun Cenk?"
Bu sırada Esra telefonundaki ses kaydını açtı. Konuşan kişi Albaydı şunları söylüyordu " Sis çökmüş, pusu attabilirsiniz hazırlıksızlar!" Bütün tim albaya dönmüştü bahsettiği kişiler bizdik. Aniden bağıran Kerem ile albay bizden tarafa döndü. Kanıt olduğu için Albay'ı ters kelepçeye alacaktım. En yüksek rütbe bendeydi . Nilay'dan kelepçeyi isteyip, Albay'ı tuttum ve ters kelepçeye aldım. Albay bağırıyordu " Çok pişman olacaksın yüzbaşı, ölümün benim elimden olacak!" Duyduğum tehdit ile Albay'ın yüzünü kaldırdım ve bir yumruk attım. Evet hala Albaydı ama bir askeri tehdit etmesini göze alamazdım.
Biz albay'ı tutuklarken polisler gelmişti hem delileri hem de bir tanığı istiyorlardı. Esra direk gönüllü olmuş ve gitmişti. Zaten bu konuyu en iyi bilen oydu. Yeni albay gelecekti , nasıl alışacaktık ve Esra bu ses kaydını nereden bulmuştu? Gizemliydi ve en sevdiğim şey gizemdir. Tim bu şoku atlatamamıştı bende atlatmış sayılmazdım. Herkes koltuklara oturmuş bekliyordu. Bir umut albay hain değildir diye bekliyordu. Bende ayakta geziniyordum , aniden açılan kapı ve silah sesiyle arkamı döndüm...
Her bölüm sonu bir aksiyon olsunn.
İyi okumalar kurgusal karakterler için parodi hesabı açılacak istekli olan varsa benimle konuşabilir. Allah'a emanetsiniz ❤️☺️

VATAN UĞRUNA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin