°°°
Tavanlarında dahi zarif süslemeleri olan lüks sarayın bomboş koridorlarında etrafı keşfediyordu.
Kendine hayret etti. Nasıl bu kadar lüks bir rüyayı hayal edebilmişti ki? Gerçekten inanılmazdı. Hiç uyanmamak, hep burada kalmak istiyordu.
Onlarca belki de yüzlerce devasa oda vardı. Her odada da lüks eşyalar bulunuyordu. Bunca şeye sahip olmak için ne kadar paraya ihtiyaç vardı ki? Aklında dönmeye başlayan sayamayacağı kadar çok sıfır bir an başını döndürür gibi oldu.
Sonunda, sarayın bitmek bilmeyen, adeta labirenti andıran koridorlarından kurtulup bahçeye çıkmıştı.
Rengarenk çiçeklerin açtığı, ferahlatıcı bahçeyi hayranlıkla inceledi. Güzelce dizayn edilmiş, sıklıkla bakımı yapılan, özen gösterilen bir bahçeydi. Çiçek dolu bahçeyi öyle çok izledi ki yakında gözlerinde çiçekler açmaya başlayacaktı.
O sırada çiçeklerin arasında göz kamaştırıcı güzelliğe sahip bir kadın beliriverdi. Bunu fark eden Jin, kadının güzelliği karşısında baka kalmıştı.
Ansızın beliren bu kadın ise baş döndüren güzelliğiyle ünlü, Gloria Hanedanlığından Grandük David'in ikinci kızı Adara'dan başkası değildi.
Adara, sosyete içinde çok popülerdi. Krallığın en güzel kızı olarak anılırdı. Güzelliği sayesinde katıldığı her etkinlikte ilgiliyi üzerine çekmeyi başarırdı. Hatta etkinliğe Adara'nın katılacağı duyuldu mu sırf Adara'yı görebilmek için daha fazla kişi gelirdi.
Jin de Adara'nın cazibesine kapılmıştı. Tanışabilme umuduyla Adara'nın olduğu yere doğru ilerledi.
Jin, tam Adara'nın görüş açısına girmek üzereydi ki Adara'nın yanında başka birinin daha olduğunu fark etti.
Adamı iyice inceledi. Özenle yapılmış sarı saçları, şık ve pahalı giysileri, duruşu... Asil biri olduğu aşikârdı.
Bu kişi, 2. Kraliçenin tek oğlu, 2. Prens ve aynı zamanda Veliaht Prens olan Taehyung idi. Sakin ve centilmen tavırlarının yanı sıra yakışıklılığıyla da kadınlar arasında pek popülerdi.
Diplomatik, politik ve ticari alanlardaki başarıları sayesinde savaşlardan çok devlet işleriyle ilgilenmişti. Pek çok vatandaşı dinleyip yardım etmesiyle de halkın gönlünü fethetmiş, bu nedenle Kral Namjoon, Veliaht Prens olarak Taehyung'u seçmişti.
Şimdi ise ileride kraliçeliğe uygun olabilecek adaylar ile görüşmeler sürdürüyordu. Bugünün adayı olan Adara ile çay içmek için buluşmuşlar ve şimdi de bahçede küçük bir tur atıyorlardı.
Jin, hâlâ aynı yerde durmuş ikisini izlerken Adara ile göz göze geldiler. İkisi de beklenmedik göz teması karşısında irkilirken, Adara kendini çabucak toparlayıp hemen selam verdi.
"Günaydın, ekselansları." derken hafifçe dizlerini kırarak Jin'i selamladı.
Jin ise sadece "Günaydın." diyebilmişti çünkü henüz karşısındaki güzel kadının adını bilmiyordu.
Tae ise selam bile vermeden soğuk bir tavırla konuşmuştu.
"Bahçemde ne yapıyorsun, hyung?"
Jin'in aksine karşısındaki iki yabancı da kendisini tanıyor gibiydi. Ama az önce kendisine hyung diye mi hitap etmişti? Bu adamın abisi mi oluyordu?
Jin, kafasındaki soru işaretleriyle boğuşurken başka birinin daha yanlarına gelmesiyle bu soru işaretleri yanıtlarına kavuşmuştu.
Gelen kişi, Kral'ın evlilik dışı ilişkisinden sahip olduğu çocuğu, 3. Prens Jungkook idi.
Kraliyettekiler tarafından pek hoş karşılanmasa da şimdiye kadarki başarılarını kimse göz ardı edemezdi.
Sıradışı kılıç becerileri ve savaş stratejileri sayesinde krallığa birçok zafer kazandırmıştı. Ve bunun getirisi egolu ve ukala tavırlarıyla da konuşmaya girdi.
"Ben de tam herkes nerede diyordum, canım abilerim. Veliaht Prensimiz Taehyung ve 1. Prensimiz Seokjin. Ve tabiki de Gloria Grandüklüğünden güzeller güzeli Leydi Adara."
Adara, "Sizi görmek ne güzel, ekselansları." derken Jungkook'u selamladı.
Jungkook da Adara'yı selamlamak için elini tutup nazikçe bir öpücük kondurdu ve konuşmasına devam etti.
"Görüşmeniz nasıl gidiyor? Gerçi sevgili abim Seokjin burada olduğuna göre pek de iyi gitmiyor gibi." derken alaycı bir tavır takındı.
"İkinizin de izinsiz ziyaretini neye borçluyum? Gördüğünüz üzere Leydi Adara ile görüşmemizi bölüyorsunuz."
"Sevgili hyungumu görüp ben de peşinden geldim." derken Jin'e dönüp alaycı ve yapmacık bir şekilde gülümsedi.
Herkes Jin'e bakarken, Jin ise kendi dünyasında bir şeyler düşünüyordu. Tüm bu isimler tanıdık gelmişti. Daha önce nereden duymuş olabileceğini düşündü.
Hâlâ üçüncü kişinin adını öğrenememişti fakat küçük kardeşleri olmalıydı.
Veliaht Prens Taehyung...
Gloria Düklüğünden Leydi Adara...Jin, artık bunun bir rüyadan fazlası olduğunun farkındaydı. Bu isimleri kesinlikle daha önceden duymuştu.
Bu isimler, bir kitabın karakterlerine aitti.
Jin, editörlüğünü yaptığı kitabın içindeki karakterlerden biri olmuştu...
°°°
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Royalty Dream
FanfictionSıkıntılı hayatından yorulan Jin, sadece güzelce bir uyku çekmek ve dinlenmek istiyordu fakat ertesi gün uyandığında kendini lüks bir sarayın içinde bulmuştu. Güç uğruna acımasızca rekabet edenler arasında hayatta kalabilmek ve ikinci şansını iyi de...