3. Cadı

12 3 11
                                    

Laneti başlatan ve bela olan O Büyük Cadı. Kadın, cadı ile tartışıyor, çıkış yolu arıyordu , bilmiyordu ki bugün Büyük Cadı onu esir alacağını. Büyük cadı, keyifle gülümseyerek yüzünü kadına dönmüş "Kork. Başına geleceklerden kork. Benimle bir anlaşma yapıp ortak olabiliriz. İki düşman olsak bile bu anlaşma sayesinde sana yardım edebilirim." Demişti. Kadın ise umursamamış ve gelişi güzel pelerinini geriye savurmuş "O anlaşmayı yapmayacağım. Sandığımdan daha aptalsın. Bilmiyor muyum sanıyorsun? Dersini iyi çalış minik Cadı." Demişti Kadın. Biliyordu , o anlaşmayı yaparsa tuzağa düşeceğini ve lanetli kitabı asla yok edemeyeceğini bu yüzden zekice hareket etmesi gerekiyordu. Bilmiyordu ki Cadı onu yanına çağırarak çoktan tuzağa düşürdüğünü. Kadın , Cadı'nın zaafını çok iyi biliyordu, Cadı'nın tek bir kişiye zaafı vardı , sadece onunla ilgilenirdi,  gözü bir başkasına bakmazdı. Cadı, sakin ve ne hissettiği anlaşılmaz ifadesiyle "Yanılıyorsun. Çoktan kaybettin ve kendini kandırıyorsun. Ne sanıyordum? Öyle mi? Aptal mışım ? Çok yazık olacak ama senin en büyük hatan buraya gelmen oldu , çoktan tuzağa düştün."  Demiş ve kahkaha atarak yerine oturmuş eline lanetli kitabı almıştı, yine aynı tonda "Bunu mu istiyordun minik Hera'cık?"  Elindeki kitabı kaldırıp hafifçe sallamıştı. Hera , şimdi ne yapacağını düşünüyordu. Bir yol bulmalıydı. Kendince laneti yok etmeye çalışıyordu ama bu görev başkasına verilmişti ve Hera'nın bundan haberi bile yoktu. Hera , hayatında ki herkesi kaybetmişti , hiç kimsesi yoktu, Bir zamanlar ise Büyük Cadı ile çok yakın arkadaşlardı çünkü Büyük Cadı o zamanlar çok iyi biriydi, kötülüğün kendisini ele geçirmesinden korkuyordu ama şimdi kötülük ve korku Büyük Cadı'ya tapıyordu. Hera , uzun zaman önce kaybetmiş dostuna baktı , hafifçe gülümsemişti "Korkuyorsun değil mi? Kitabın yok olmasından?"  Diyerek konuşmaya başlamıştı.  Büyük Cadı , Hera'yı dikkatle dinlemeye başlamıştı ve Hera bilmiyordu ki Büyük Cadı ile düşman olsa bile Büyük Cadı , Hera'nın dostluğuna ihtiyacı vardı,  Hera'yı,  eski dostunu,  huzurunu ve mutluluğunu istiyordu. Bunu hatırlayan Büyük Cadı, içten içe yaralanmıştı , Hera'nın bir şey yapmasına bile gerek yoktu varlığı bile düşmanlırını zehirliyordu, kendisine tapmalarına sebep oluyordu öyle ki eski dostu Büyük Cadı bile ona tapıyordu ama zaafından başka kimseye bakmıyordu. Zaafı ise Hera'ydı,  eski dostuydu. Hera'nın gözlerine öyle dalmıştı ki ne dediğini duymamış sadece onu izliyor ve onunla ilgili eskiden kurduğu hayalleri kuruyordu.

Hera, konuşmasını bitirmiş ve Cadı'nın cevap vermesini bekliyordu,  kaşını kaldırmış , tuhaf bir sesle "Beni duymadın değil mi? Yine daldın gittin . Ne o zaafından daha mı güzelim yoksa?" Demişti,  Büyük Cadı kaşlarını çatmış "Senin gibi bir kadına ben bile bakmam. Benim gibi yakışıklı birinin zaafından başkasına bakacağını zannetme , benim zaafım senden kat ve kat daha güzel. Güzelliğini dilimle anlatamam ama aynaya baksa kendisinin ölümüne sebep olur. Bir insanın kaldıramayacağı bir güzelliğe sahip. Hem kalbi , hemde kendisi. Sanki bir mucize..." demişti sonlara doğru sesi alçalmıştı. Büyük Cadı , Hera'nın kalbini kırmadan konuşmak istemişti ama kendisi zaten kötülüğün ta kendisiydi istese bile yapamazdı. Hera , gururla gülümsemiş "Eminim , benim gibi olmaya çalışan biridir çünkü kimse benden daha mükemmel olmaz. Olamaz. Sen bile benden daha iyi olamazsın. O yüzden uzatma ve kitabı bana ver." Demişti , Büyük Cadı sadece kibirle gülümsemiş ve Hera'yı , en büyük zaafını zindana hapis etmişti.

Lanetli Kan Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin