- Herkesin *Küçük* Sırları Vardır - (BÖLÜM 1)

33 1 5
                                    

Hellooooo:) Nabersiniz? Gene ani bir hikayeyle geldim. Bu sefer ''Her İnsan Aşık Olur'' da ki gibi 14 tane karakter yapmayacağım sonra Yasak Elma gibi çıkılmıyo içinden:) Neyse bol bol yorum ve beğeni istiyorum:) İyi okumalarrrrr!

Hadi hikayeye geçelim artık o kadar uğraştık arkımla:)


''Gene bir ocak ayı. Gene bir cuma günü. Ve gene bok gibi geçen saatler, dakikalar, saniyeler...''

. . .

Yorucu bir gün daha geçmişti üzerimden dozer misali. Mesaim biter bitmez üzerimi değiştirip kendimi hastaneden en kısa sürede atmıştım. Gördüğüm ilk taksiye de atlayıp eve doğru ilerlemeye başladım.

Ha bu arada ben Derin. Derin Aksel. 24 yaşındayım ya da daha doğrusu 24 yıldır şu ağzına sıçtığımın hayatındayım. Her neyse...

Dışarıda lapa lapa kar yerine bardaktan boşalırcasına yağmur yağıyordu. Bulutlarda ruhum gibi göz yaşlarını tutamamıştı sanırsam artık daha fazla.

Camdan yağan yağmuru izlerken telefonuma gelen bildirimin sesi ile telefonumu elime aldım. Sare yazmıştı.

Sare demişken onu da tanıtayım; Sare benim ilkokul arkadaşım aynı zamanda ev arkadaşım. 23 yaşında kendisi.

''Çıktın mı kız Dero?'' yazmıştı. Dero bana taktığı lakaplardan biri bu arada. Hemen cevap vermek için yazma yerine tıkladım.

''Çıktım. Gelirim 15 dakikaya. Ne oldu ki?'' yazdım ve gönderdim.

Çevrim içi... Yazıyor... Bu kıza da benden geçmişti her saat başı aktif olmak.

''Bir şey olmadı. Sadece birazdan Mira gelecek derse. Kapıyı anahtarınla aç diyecektim.'' yazdı. Bende hemen cevap yazmaya başladım.

''Tamam. Markete gidecektim ben de zaten gelmeden önce. Gece'nin maması bitmişti. Bize de bir şeyler alırım. Film izleriz, ne dersin? K-drama falan.'' 

Çevrim içi... Çevrim içi... Yazıyor...

''Ciddi misin? OHA LAN! Sen ve film izlemek? Eşek şakası falan mı bu? Aslında bugün 1 Nisan'da değil? Bir haftadır seni o lanet olasıca depresyon yüzünden kulaklıklarından ve balkondan kurtaramıyordum. Ne oldu lan bir anda?'' yazdı. Haklıydı. Bende başka şeyler de vardı ama o bundan haberdar değildi...

''Haklısın. Değişmem gerektiğini düşündüm. özür dilerim bu arada eğer seni yorduysam.'' yazdım hızlıca.

Yazıyor...

''Dero sen salak mısın kızım? Ne özürü, ne yorması? Saçmalama. Sen her şeyden daha önemlisin. Sok bunu kafana.'' yazdı ve yazmaya devam etti.

''Neyse, Mira geldi sanırım. Hızlı gel sende.'' yazdı 2. olarak.

''Tamam, görüşürüz!'' dedim ve mesaj sayfasından çıkıp telefonu kapattım.

(¬‿¬)

Evimizin yakınındaki marketin orada taksiden indim. Marketten ilk önce kedim, hayatımın anlamı, Gece'ye mama aldım. Sonra abur cubur reyonundan Sare'nin en sevdiği cipsi ve çikolatayı aldım. Ben çok cips seçen birisi değildim. O yüzden herhangi bir cipsi de kendime aldım. Cips seçmesem bile çikolata konusunda çok seçiciyimdir. En sevdiğim çikolatayı da kendime aldım ve kasaya gittim. Aldıklarımı ödeyip marketten çıktım. Üstüme Sare'nin bol, siyah montunu giymiştim. Hala fark etmemesi beni bir nebze olsun rahatlatmıştı. Montun kapüşonunu kapatıp eve doğru yürüdüm. Market Allahtan eve yakındı da yağmurdan çok fazla etkilenmemiştim. Anahtarımla kapıyı açıp kendimi odama atmıştım. Sare, Mira ile müzik odasında piyano dersi veriyordu. Üniversiteden müzisyen olarak mezun olduktan sonra bir yere bağlı çalışmak istememişti. O yüzden kendi ders veriyordu.

Üstümde olan Sare'nin montunu hızlıca askılığa asıp geri odama döndüm. Ocak ayında olmamıza rağmen ev sıcaktı. O yüzden üstüme siyah bir crop, altıma gri bol paça bir eşofman giydim. Son olarak dolaptan en geniş olan siyah kapüşonlu hırkamı üstüme aldım. Telefonumu da cebime attım ve salona gittim. En sevdiğim sallanan koltuğa kendimi bıraktım. O sırada canım kedim Gece asaletini bozmadan yavaş yavaş yanıma geldi ve koltuğa çıkıp kendini benim kucağıma bıraktı.

Telefonum cebimde titreyince telefonumu cebimden çıkarıp gelen mesaja baktım. İnstagram'dan gelmişti ama bu hesabı tanımıyordum.

''derindüşünceler''

Artık biraz sosyalleşsen mi Derin? Gittiğimden beri hastane ev arasında yaşıyorsun resmen.

(¬‿¬)

Tanımadığım bir hesaptan hala anlamını çözemediğim bir mesaj alıyorum. Dizi yaşıyordum sanki amına koyayım. Kullanıcı adı da sırf bana ita fen koyulmuş gibiydi. Bütün modum düşmüştü o an. Korkmuştum da. Kim benim adımı bilecek kadar beni yakın tanıyordu ve kimdi de o gittiğinden beri böyleydim? Aklıma bir isim geliyordu ama o ismi anımsamak bile beni geçmişe götürüp kendimi kaybetmeme neden oluyordu. Tam o sırada Sare ve Mira salonun kapısında belirdiler.

''Mira, hadi bakalım Derin ablana da görüşürüz de.'' dedi Sare Mira'nın omuzlarından tutarak.

''Görüşürüz Derin abla!'' dedi Mira gülümseyerek. Ben de yerimden kalkıp onun yanına gittim. Dizlerimin üstüne çöküp ona sarıldım.

''Görüşürüz bıcırık. İyi çalış, bak sonra Sare ablan çıldırıyor evde.'' dedim sarıldıktan sonra. Kapıya doğru ilerlerken mutfaktaki çikolata zulamızdan bir tane çikolata aldım ve Mira'ya seslendim.

''Pişt bıcırık! Bugün Sare ablanı hiç üzmediğin için bu çikolata senin ödülün. Al bakalım, gömül eve gidince çikolataya tamam mı?'' dedim. Çocukları gördüğümde depresif ruhumun yerini şen şakrak olan Derin alıyordu. Onlarda bana hep böyle bizim ''Gülümseyen Neşeli Derin Ablamız'' ol diyorlar...

Çikolatayı elimden aldı ve teşekkür edip gitti. Biz de salona geri gittik. Telefonuma gelen mesaj bütün ruh halimi etkilemişti. Sare de artık benim bu hallerime alışmıştı ama bu sefer bir farklılık olduğunu sezmiş gibiydi.

''Gene yürüyen depresyon moduna girmişsin. Ne oldu şimdi?'' dedi yanımdaki boş sallanan koltuğa kendini bırakırken. Ona bu mesajdan bahsedip bahsetmemek konusundan arada kalmıştım. En sonunda yalan söylememeye karar verdim.

''Bana İnstagram'dan bir mesaj geldi ama hesabı tanımıyorum. Hesabın adı da derindüşünceler. Mesaj da 'Artık biraz sosyalleşsen mi Derin? Ben gittiğimden beri hastane ev arasında yaşıyorsun resmen.' yazıyor. Aklımı sıyıracağım artık amına koyayım düşünmekten. Kim nu siktiğimin malı?'' dedim, üstümden tonlarca ağırlık kalkmış gibi hissettim.

''Ne hesabı, ne mesajı? 10 dakika da ne değişti de bunlar oldu amına koyayım?'' dedi, şok olmuştu iyice.

''Ben de anlamadım ya. Ne yapacağız? Adam belki de beni takip ediyor?'' dedim, iyice stres olmuştum.

''Dero takip ediyorsa ediyor, şuan bunu düşünmüyoruz ve açıp bir tane K-drama izliyoruz.'' dedi Sare benim moralimi düzeltmeye çalışarak.

''Madem K-drama diyorsun, o zaman All Of Us Are Dead izliyoruz itiraz istemiyorum. Anlaşıldı mı?'' dedim gülümseyerek. Sare bana öyle bir baktı ki:

''Sen All Of Us Are Dead izliyoruz diyeceksin, bende itiraz edeceğim öyle mi? Çok beklersin. Aç Netflix'i, getir cipsleri çikolataları. Battaniyeler ve Gece Hanım bende.'' dedi ve koşarak odaya gitti. Bende mutfağa gidip atıştırmalıkları hazırladım.

Sare olmasa sanırım ben çoktan Akıl Hastalıkları servisine yatış yaptırmış olurdum...


BÖLÜM SONU:)))

Ay güzel oldu bence ayol:) Böyle birinci bölüm yavaştan olacakları anlamışsınızdır siz. Neyse bol bol yorum ve beğeni istiyorum. Baiiiii💜 (955 kelime)



Ruhunu Serbest BırakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin