2. Bölüm:

16 5 1
                                    


"Ağız okuyorsun nesi sen?" Bu sözüyle az kalsın içtiğim kokteylimi yüzüne püskürtücektim nasıl fak etmişti beni eğer anlarsa kovulurdum. Emma hemen bu tarafa dönüp bir adama bir de bana baktı ikisi de benim ağzım dan çıkacak cevabı bekliyordu.

"Pardon sarhoş musunuz?" dedim anlamaz bir yüz ifadesiyle. Gözlerini sabır diler gibi kapattı ardından alnını ovalayıp tekrar yüzüme baktı.

"Adam İspanyolca konuşuyor ve senin adamın ağzını okuyor gibi bir halin var ayrıca etrafı normal birine kıyasla fazla inceliyorsun."

"Buraya eylenmek için geldim etrafı incelememden size ne ayrıca." Dedim sakin bir tonla ama şu an adamın o güzel yüzünü dağıtmamak için çok fazla efor harcıyorum!

"45 yaşında adamlardan mı hoşlanırsın?"

"Ha?" dedim ağzımı açarak bu tepkime gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdı bunu çıkan gamzelerin den gayet net anlayabiliyordum.

"Sizin niyetiniz anlaşıldı." Dedim keyifle kokteylim den içerek. Bu dediğime gözünü kaçırdı.

"İsmin ne." LAN SANA NE!

"Sizi hiç ilgilendirmiyor beyefendi arkadaşımı lütfen rahat bırakır mısınız?" Bunu söyleyen Emma sanırım argo kelime kullanmamdan korkmuştu. Biraz daha bur da benimle bu adam muhatap olursa adamın üstüne dalacak gibi bir halim vardı çünkü.

"Arkadaşınızı kızdıran nedir peki?" SENSİN YAVŞAK HERİF! İŞİME BURNUNU SOKMA!

"Beni kızdıran bir şey yok ama sizi yakında psikoloğa gitmenizi bastırarak tavsiye ederim." Dedim sevecen bir gülümsemeyle. Başını yana yatırıp yüz ifademi süzdü.

"Gidelim Emma bu gecelik bu kadar yeter." Emma başıyla onayladı. Çıkışa gittiğimizde elimde bir kol hissetmemle refleksle kolunu yakalayıp arkasından birleştirecek ken kolunu tuttuğum elimle boynumu sardı.

"Emin misin az önceki dediklerinden?" Boynumu sardığı elimle elini döndürdüm... Yani çalıştım çünkü adam taş gibiydi. Kasıklarına tekmemi geçirdim ama yerinden kıpırdamadı bunu görünce karnına dirseğime geçirdim. Hafiften geriye gitti ama şu an sanki bilerek karşı koymuyormuş gibiydi tenha bir yerde olduğumuzun gazına gelip silahımı çıkarıp alnına doğrulttum adam 1.90 olduğu için kolumu fazlasıyla kaldırmak zorunda kalmıştım...

"Dediklerimden emin değilim ne yapacaksın?" artık kızgınlıktan ve yorgunluktan nefes nefese kalmıştım sinir bütün damarlarıma işlemişti şu an bu hareketlerim kovulmama yeter de artardı. Kolumda birinin elini hissetmemle o tarafa döndüm Emma tedirginlikle kolumu tutuyordu genellikle böyle görevlere gelmezdi bilgisayar da hallederdi ya da kulaklık ta benimle gizlice konuşup iletişime geçerdi.

"Gitmemiz gerek." Ona kaşlarımı çatarak baktım silah çekmiştim ona kimliğim ortaya çıkmıştı.

"Olmaz kimliğim ortaya çıktı." Dedim dişlerimin arasından.

"Onu öldürmek mi istiyorsun! Delirmişsin sen!"

"Ona silah çektim Emma! Kimliğimi biliyor onu şu an öldürmezsem olan bana olacak sen arabaya geç ben halledip gelicem sıkıntı olmayacak!" O kadar sinirlenmiştim ki kimliğimi öğrenmesi sadece bir bahaneydi. Faka ben neye sinirlendiğime gayet emindim adam beni kolayca yenebiliceğine o kadar emin duruyordu ki ona ondan güçlü olduğumu kanıtlamak istiyordum.

"HAYIR DEDİM SANA!"  Sinirle silahımı yere attım deri eldiven takmıştım mermilerde bile parmak izim yoktu o zaman sıkıntıda yoktu. Sert adımlarla bizi bekleyen arabaya binim.

Ateş MavisiWhere stories live. Discover now