Annemin benim adımı bağırıp beni yataktan atmasıyla uyanmıştım. Evet, bugün okulun ilk günü yani 10. sınıfın ilk günü. Okula metroyla gidecek olmama rağmen ben uyanamayacağım için annem beni kaldırıyordu. Yerde hala yattığımı hisseden babam, mutfaktan "Kızım eğer 5 saniyede buraya gelmezsen amcanı çağırıp, osuruğunu sana koklatırım" diye bağırdı. Hemen kendimi toparlayıp mutfağa koştum, çünkü bütün aile bilirdi Barış amcamın osuruğu ceset gibi kokardı. Sofraya oturduğumda kahvaltıda yine süt veya portakal suyu yerine KIRMIZI TUBORG görünce kendimi tutamayıp anneme sordum, "Ya biz niye hep kırmızı tuborg içiyoruz anne?" Annem, "Zamanı gelince öğreneceksin kızım Tuğrasu..." cevabını verdi bana. Boşverip babamın yaptığı radyoaktif yumurtayı yemeye başladım. Babam hep hintli gibi yaptığı şey yumurta bile olsa baharatsız yemezdi. Okulum yarı imamhatip olduğu için oraya hep kapanarak giderdim. Pembe eşarbımı takıp formamı giydikten sonra metroya gittim. Kulaklığımı takıp Burzum dinlemeye başladım. Okul da bütün kızlar k-pop fanı olmasına rağmen ben black metalciydim. Aslında sebebi biraz acıydı, Ben 8. sınıftayken annem ve babam beni bts dinlerken yakalamış ve beni eşek sudan gelinceye kadar dövmüşlerdi. Ayrıca küçüklüğümden beri annemler bana kırmızı tuborg içirdiği için bir güdü oldu sanırsam. Okulun kapısına ulaştığımda 3 aydır görmediğim ismi tekrar kendime telaffuz ettim "Fevfik Tikret İmam Hatip Fransız Anadolu lisesi" Annem ve babamın anlattıklarına göre burası eskiden baya bir laikmiş. Ama sonradan nedense böyle olmuş. Kapıdan içeri girdiğimde sınıfımı bulmak için koridorlarda dolaşmaya başladım. Fakat yanlışlıkla birine çarpmıştım. Ayağa kalktığımda, karşımdaki uzun, kel, gey görünümlü adamı görünce korkmuştum. Okulun ilk günü ve ben şimdiden bir hocaya mı çarpmıştım? Gerçekten babamın hep söylediği gibi bir gerizekalıydım... Hoca bana "Ya kızım dikkatli olsana, bir de bu bıyığının hali ne? Daha önce ustura diye birşeyin varlığını duydun mu sen acaba?" diye sorunca utanmıştım "Ayrıca bu saçlar ne bu eşarbın altında, özel çocuk musun sen kuzum homeless gibi?" diye ekleyince yanaklarım kızardı. Gey gibi sesi vardı fakat telaffuz edişi ve nasıl konuştuğuna hayran kalmıştım. "Ö-ö-ö-ö-özür dilerim hocam b-bir daha olnmaz..." Elimden tutup kalkmama yardım etti. Elleri yumuşak ve pürüzsüzdü. Aman rabbim umarım kızardığımı görmemiştir. Uzun boylu hoca arkasını dönüp giderken bende sınıfım 10/Komfüs'ü aramaya başladım. Birkaç kişiye sorduktan sonra en dipteki sınıfı bulmak zor olmadı. İçeri girdiğimde ne göreyim! Aman yarabbi burası apış arası kokuyor. İçeride bir sürü uzun saçlı grup tişörtlü adamlar var.! BÖÖÖÖÖÖÖÖÖÖÖÖEEEEEEE diye bağırıyorlar. Tabi annemlerden alışıktım bu duruma. İçeri girdiğim gibi dona kalmıştım çünkü imam hatipde uzun saçlı birileri görmeye alışık değildim. Bunlarda nereden çıkmıştı? Sapsarı afro saçları olan A7X tişörtlü bir çocuk bu eşarp ney lan am burması diye kasıla kasıla gülmeye başladı. Harika okulumun ilk günü bir öğretmene çarptım ve şimdi sınıftakiler tarafından zorbalık görüyorum. Aradan beyaz tenli kaşları keman gibi bir çocuk çıktı. Kız yeni geldi daha böyle şeyler söylemen hiç hoş değil diye bağırdı. Üstünde SLAYER tişörtü vardı. Sonra keman kaşlı çocuk diğerini ıssırmaya başladı dedim noluyoruz amk. Çok geçmeden zil çaldı. Kapalı amı kara imam hatip hocamız bizi tanıştırdı. Benimde metal dinlediğimi duyunca çabuk kaynaştık. Kaşları keman gibi olan çocuğun adı Keman Öğcü'ymüş Sarışın'ın "Mehdi Ceceli" Onların dışında 3 kişi daha vardı "Yiyişhan Kobra bütün parmaklarına kocaman yüzükler takıyordu simsiyah giyinmişti kahverengi düz saçları vardı. Turuncu kafalı bir çocuk vardı yanlış hatırlamıyorsam adı Dilcan Yorulmaz'dı. Onun yanında kıvırcık saçları kapılardan geçmeyen gözlüklü bir çocuk. Evet oda Borsal Çeltik'ti. Yeni arkadaşlarımla çok iyi anlaşmıştım. Okul bitince kulaklığımı alıp metroya ilerledim. Eve geldiğimde annem yine bir şişe jack ve üç şişe çakmak gazı çekmişti ve babam annemi ayık durması için tokatlayarak sikiyordu (noktaç)