Yaşamak Hatırlatır

95 12 2
                                    


🎧The Rose-Definition of ugly is

.
.
.

     "Yine ortalığı karıştıracak! Kesin bir planı var. Ortaklıta sürtüp durduğunu bilmiyorsunuz tabi!"

    "Deren, düzgün konuş! "

    "Baba, Deren haklı. Bu kız tam bir şeytan! Dedemin yanına gitmek değiştirmez bu kızı! Dedemle zaten aranı bozdu, bir de yüzsüz gibi orada mı kalacak?"

     "O sizin kardeşiniz Demir, nasıl böyle konuşursun onunla ilgili!"

      "Anne, onu kardeş olarak görmüyoruz hiçbirimiz! Benim kardeşlerim; Deha, Dalha ve Deren. Bu şeytan kardeşlerim arasında asla olamaz!" Evet, ortam tam bir kaostu ve ben çorbamı içiyordum. Daha doğrusu içmeye çalışıyordum. Sert sözlerin arasında, bakışlar bana dönünce, boğazımda kalacak gibi oluyordu lokmalarım. Pembiş odada yesem daha rahat olurdum. Bu yemek masası, kurtlar sofrasından farksızdı.

      Önümdeki suya uzanıp, sakinleşmek adına içerken, gözüm Dalha adlı 3 numaralı abinin çatalına takıldı. Su boğazıma kaçarken, birkaç kez öksürmüştüm. Bakışlar üzerimde toplanırken, hızla ileri doğru atılıp Dalha'nın elinden çatalı kaptım. Her şey hızla gelişirken, Allah'ındır davarlarından laf yememek için, hemen. açıkladım, neden böyle davrandığımı.
      "Onun içinde yeşil biber var, yiyemezsin." Söylediğim şeyle beraber ortamı derin bir sessizlik kaplarken, kendimi villanın damına çıkarıp atasım geldi.

      Dalha'nın yeşil biber alerjisiyle alakalı kitapta bir sahne vardı. Duru karakteri, Ahenk'i kandırarak, Dalha'ya yeşil biberli yemek yedirmesini sağlıyordu. İki kardeşin arasını bozmak için yapmıştı bunu. Dalha az daha tahtalı köyü boyluyordu bu yüzden. Sanırım bahsettikleri Duru gerçekten şeytandı.

      Şaşkın halinden çıkmayı başaran Dalha, sessizce teşekkürler diye mırıldandı. Tatlı çocuktu, evdeki diğer hödüklerin aksine. Canan Hanım, dikkatsizliğinden dolayı çalışanla tartışıyorken, sanırım evde biberli yemek yapılacaksa ona haber verilmeliydi, ben öksürmeden dolayı acıyan boğazımı yumuşatmak için suya tekrar uzanmıştım. O anda Canan Hanım dışında, odadaki herkesin bana odaklandığını farkettim. Özellikle Deha okadar derin bakıyordu, masadaki bıçağı alıp saplardı kesin bu psikopat bana!
      "Ne!" Diyerek sinirle atarlandıktan sonra, suyumdan kocaman yudum aldım. İki numaralı abi Demir, konuşmamla beraber gözlerini devirirken; diğerlerinde pek bir değişiklik yoktu. Bu boğucu ortam, hiç iştah bırakamıyordu insanda. Benim gibi öküz iştahlı birinde bile...
"Ben doydum, odama çıkıyorum. " deyip, arkamdan yemek yemediğimle ilgili yakınan Canım Hanım'ı görmezden geldim. Kitaptaki Duru karakteri aile yemeklerinde bile olmuyordu, bundan dolayı ekstra kibar davranmaya gerek yoktu. Onlara fazla iyi davranmam, onlarla büyümüş Duru olmadığımı, pankart açarak göstermek gibi olurdu. Pembiş odaya çıktığımda, bu odaya odam demiş olmak garip geldi. Benim olan bir şey, benim için özel olmalıydı. Orada heyecan duymalı, anılar biriktirmeliydim. Ben kesinlikle buraya ait hissetmiyordum.

      Üzüntüyle yere oturup, yatağın kenarına yaslandım. Balkon camının dışındaki güzel manzaraya izlerken, bir anda göz yaşlarıma engel olmadığımı fark ettim. Bu koca bir ay boyunca düşünmekten kafayı yemiş, kendimi ağlamamak için çok sıkıyordum. Fakat bu ait olmadığım odada, tek başıma kaldığım zaman, kendimi çok yalnız hissetmiştim. Yalnızdım çünkü buraya ait değildim. Burası da bana ait değildi. Yetimhanedeki bütün kardeşlerimden uzaktım. Arkadaşlarım ve beni büyüten büyüklerin hiçbiri yoktu. Buradaki kimseyi tanımıyordum.

      Dudaklarımdan bir hıçkırık kaçarken, sanki bunu bekliyormuşum gibi diğer hıçkırıkların ardı arkası kesilmemişti. Kafamı dizlerime dayayıp, görüş alanımı kapatırken, daha önce hiç böyle sesli ağlamadığımı fark ettim. Belki çok küçükken böyle içli içli ağlardım ama büyüdükçe sessizleşmişti ağlamalarım. Odadaki kızlar duymasın diye sessiz ve herkesten uzak ağlardım. Şimdi böyle içli içli ağlamak okadar iyi gelmişti ki... Fakat kendimi durduramıyor, sanki ölüyor gibi ağlıyordum. Daha yeni yaşamaya bağlamıştım oysa, neden böyleydim? Kendimi tamamen gizlerken dizlerimin arasına, düşünmemek için bir şarkı mırıldanmaya çalışıyordum.

Romandaki Kötü Karakter OldumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin