"Git.. git" her ne kadar bağırıp çağirsamda gitmiyordu. Benden ne istediğini de anlamış değilim zaten. Korkudan ne yapacağımı bilemiyordum. Kapımın açıldığını gördüm. Gelen babamdı. "Ne oluyor yine bu odada diye bağırdı. "Baba o geldi." Dediğimde sabır dileniyordu. Birden yakamı tuttu ve beni sürüklemeye başladı. "Bıktım senden de haylali insanlarından da." Diye bağırmaya devam ediyordu. "Baba ama onu görüyorum neden bana inanmıyorsun?" Beni neden anlamıyordu? Onu yine gördüm. "Konuşma ve yürü!" Annem de arkamızdan koşarak geldi. "Altuğ ne yapiýorsun o bizim oğlumuz." Annem babama ne kadar söylense de dinlemedi. Babam evin kapısını açtığı gibi beni dışarı fırlattı. Bir hayvan gibi. "S*****r git lan bıktım senden. Yok gelmişler* yok beni dövüyorlar... bitti! Artık biz yokuz" dedi ve eve tekrar girdi. Annem yanıma geldi ve babam da annemin arkasına geldi. "Nalan kalk!" Babamın elinde valize benzer bir şey vardı. O şeyi önüme attı ve annem geri çekilmek zorundaydı. Yoksa sinir hastası babam yüzünden tekrar dövülecekti. "Anne sen git. Yoksa seni doğduğuna pişman eder." Diye bağırdım. "Git lan. Bak o kadar vicdan sahibi bir insanim ki senin valizini hazırladım." Diye övündü. Sanki iyilik yapti. "Öldür onu" aklımdaki ses doğru söylüyordu. Onu doğduğuna pişman edecektim. Biraz önce benimle uğraşan ses yüzünden şu anda dışarıdaydım. Ama şu an çok haklıydı. Fakat şimdi gitmem lazımdı eğer şimdi gitmezsem ben öleektim. "Seni yedi yıl sonra kabusun olacağım baba. Son yedi yılının tadını çıkarsan iyi edersin." Valizimi de alıp arkama bakmadan ilerledim. Bir an arkama baktım babam şok olmuş bir şekilde beni izliyordu. Annemse o yağan karın altında çıplak ayaklarıyla birlikte beni izliyordu. Kar onun göz yaşlarının görünmesini engelliyordu. Fakat ben onun ağladığını görebiliyordum. Başımı gök yüzüne çevirdim ve büyük bir kahkaba patlattım. Kargaların hepsi uçuşttuğunu kanat seslerinden duyabiliyordum. "Yedi yıl sonra" diye haykırdım. Benim çıkışım o adamın kabusu olacak. Ben her gece öldüm. O her saniye ölecek. Ben her gün acı çektim ölene dek acı çekecek...
***
Ormanda ne yiyecek bir şey bulabilmiştim, ne de barınacak bir yer. Kar halen arsızca yağmaya devam ediyor. Keşke dur diyebilse... "belkide durrabilirsin." Dedi içimdeki o kötü ses. Onj bu sefer dinlemeyecektim. Yoluma devam ederken arkamdan sesler yükselmeye başladı. Dur bir dakika yoksa bu ses kurt sesi miydi? Arkama yavaş, yavaş döndüğümde arkamdakilerin kurt olduğunu gördüm. Arkama bile bakmadan kaçtım. Kar bile şu an yavaşlatamıyordu. Biraz daha koştuktan sonra arkamdaki kurtlatın tekrar arkamda sessiz ve sakin bir şekilde oturduklarını gördüm. "Ne istiyorsunuz benden ne?" Hayvanlar bana sadece bakınmakla yetindi. "Sinirdeniçerinden birine kar topu attım. Hepsi birlikte ayağa kalktı ve benim üstüme atladılar. Tam ağlayacakken kurtların bana değmeden tekrar kaybolduklarını gördüm. "Seninle uğraşmayı çok seviyorum biliyor musn?" Diye sordu içimdeki ses. "Tahmin etmeliydim bunu bir tek senin gibi pislikler yapardı." Annem ve babam sîrf bana inanmadıkları için beni atmışlardı. Ama ben onu halen duyuyorum." Ağzından bir kez daha böyle bir şey çıkarsa seni daha erken öldürebilirim." Ben de çok korktum. "Pislik sen kimsin de beni öldürüyorsun be!" Diye sinirle çıkıştım. Biraz düşünüyormuş gibinsesler çıkarttıltan sonra "Öyle mi?!" Diye sorduktan sonra yere çöktüm ve elimi boğazımla sıkmaya başladım. Fakat bunların hiçbirini ben yapmıyordum. "Bıraaak!"diye nefes nefese bağırdım. "Bırak, tamam senden korkuyorum, yeterki bırak." Ne desem yersizdiartık beni bırakmayacağa benziyordu... Anne beni unutma, çünkü ben seni hiç unutmayacağım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞİZOFREN
RandomAklımı kaçırdığımı düşünen ailem beni dışlamıştı.Ne benim onlara ne de onların bana ihtiyaçları var. Bir şizofren olan Batın ailesinin yanından kaçmıştır ve yaşamını sürdürebilmek için yanına birkaç şey aldıktan sonra ormanın derinliklerine gitmişt...