(Gecenin 3'ünü geçiyor saat.. 😴 siz uyurken bölüm atıyorum)
Aslında oneshot ama ben 3 parta böldüm uzun olduğu için.
Ve 25 oy, 60 yorum sınırı koyuyorum. Sınır geçilmeden de atmayı düşünmüyorum. Ona göre okursanız sevinirim.
Keyifli okumalar 🧚🏻♀️
~ •• ~
Jimin ağzı açık bir şekilde, üstü çamaşırlarla dolu çamaşır sepetine kalçasını yaslamış, boş çamaşır makinesinin ortasında dik duran beyaz porselen kupaya bakıyordu.
Kupanın dibinde katılaşmış koyu kahverengi kahve lekesini görebiliyordu.
Jimin dört gündür bu kupayı arıyordu. Bütün mutfağı alt üst etmesine rağmen onu bulamayınca, kupasının birdenbire nereye kaybolduğunu merak etmişti.
Kaşları çatıldı, öfke ve kızgınlık damarlarına aktı, çamaşır sepetini yüksek sesle yere çarptı ve Jeongguk'un odasına doğru yürüdü. Yere agresif bir şekilde vuran ayakları, koyu kahverengi bir kapının önünde durdu.
Kapıyı üç kez vurdu -çekiç gibi-, cevap alamayınca kapıyı adeta parçalayarak açtı.
Jeongguk kulaklarında kulaklıklarla oyun koltuğunda oturuyordu, müzik öyle yüksek sesle çalıyordu ki Jimin şarkının bazı kısımlarını duyabiliyordu. Kulaklığını çıkardı ve tepki anında geldi, Jeongguk küçümseyerek arkasını döndü, kesintiden rahatsız olduğu çok açıktı.
Jimin, kulaklıklarını mor aydınlatmalı klavyenin yanındaki masasına bıraktı. Sandalyenin etrafında döndü, şimdi Jeongguk tamamen ona dönüktü ve usulca kucağına doğru eğilerek parmaklarını saçlarının arasından geçirmişti.
Jeongguk anında kolunu Jimin'in beline doladı ve kaymaması için ona tutundu.
Bu saçmalıktı. Jeongguk, Jimin'in sinirlerini bozmak için elinden gelen her aptalca şeyi yapıyordu, Jimin'in saçını yolmasını sağlamak için elinden gelen her şeyi yapıyordu. Daha sonra Jimin'e, her zaman yaptığı gibi Jimin'i kızdırmak için kötü bir davranışta bulunduğuna dair umut veren şu küçük hareketleri yapıyordu.
"Jeonggukie, tatlım." Jimin geri çekildi, sesi tatlıydı.
Jeongguk başını kaldırıp ona baktı, dudaklarının kenarları seğiriyordu, yeni numarasının çok başarılı olduğunun tamamen farkındaydı. Masumca gözlerini kırpıştırdı, gözleri geniş ve parlaktı, "Evet?"
"Kahve kupam hakkında bir şeyler biliyor musun? Onu bulamıyorum da." Jimin sahte bir şekilde somurttu, üzgün görünüyordu, Jeongguk'un bu davranışına inanmayacağını biliyordu ama yine de denedi. Ellerini Jeongguk'un boynuna doladı, parmaklarını ensesindeki kısa saçların arasına yerleştirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
entangled fates and golden glitter; jikook
FanfictionJeon Jeongguk ve Jimin her açıdan çatışıyor ve çarpışıyorlardı, peki hiç öfkeli denizlerini aşıp ortak bir kara parçası bulabilecekler miydi?