5

15 3 0
                                    

7 ay sonra

17 Haziran 2024

Güneşin tüm sıcağı ile balkonuma girdiği anlardan birine hoş geldiniz. Bu 7 ay içinde neler olduğunu kısaca özet geçeyim. İlk olarak Jeongguk'un bana dargın olduğu geceden sonra tam bir hafta boyunca balkondan balkona bile sohbetimiz olmamıştı. Beraber sigaralarımızı içiyor ama tek bir kelime bile konuşmuyorduk. Sonra Jeongguk bu saçmalığın bitmesi gerektiğini söyleyerek beni kahve içmeye çağırmış ve bir hafta sonrasında kahve içerken yaptığımız şeyin ne kadar çocukça olduğunu konuşup barışmıştık. Bu olay dışında öyle önemli bir şey olmamıştı. Günler hep aynı geçiyordu. İş, ev, balkon. Ev, iş, balkon. Balkon, ev. Falan işte. Ha bir de Jeongguk ve Yoon-ah, bazenleri onlarla dışarı çıkmam gerektiğini söylüyorlar ve zorla da olsa beni de yanlarında götürüyorlardı. Onlarla dışarı çıkmayı sevdiğimi söyleyemezdim. Sürekli birbirlerine yapışık hareket etmelerine fena sinir oluyordum. Yine de zorla götürdükleri için gidiyordum.

Ama her şeyden farklı bir olay yaşanmış ve son bir aydır Yoon-ah ile Jeongguk'un arası hiç olmadığı kadar kötü olmuştu. Birbirleriyle konuşmayı geç aynı ortamda durmaya bile katlanmıyorlardı. Jeongguk geceleri eve geç geliyor hatta bazen hiç gelmiyordu bile. Bu olanların sebebini geçen geceye kadar bilmiyordum ama gecenin bir körü aniden kapımın çalınması ile uzandığım yatağımdan kalkmış, çalan kapıya yönelmiştim. Beklemiyordum. Felaket kötü bir hâlde olan Jeongguk'un kapıma dayanmasını beklemiyordum. Ağlamaktan gözleri kan çanağına dönmüş, öylece bana bakıyor sanki yardım dileniyor gibi gözüküyordu. Hızla içeri girmesi için kenara çekilmiş, biricik aşkımı içeri konuk etmiştim.

Jeongguk kötüydü. Çok kötü bir haldeydi. Ne olduğunu bilmiyordum. Yoon-ah ile aralarının kötü olduğunun farkındaydım. 15 dakikalık balkon molalarını aksatan ve binasına geç giren komşumdan haber, buna neden olan olaydan bihaberdim. "Taehyung, sorun ben miyim?" Jeongguk'un sorduğu soru ile başımı iki yana sallamış onu reddetmiştim. Konu neydi bilmiyordum ama Jeongguk'un hiçbir zaman sorun olmayacağını biliyordum. "Ne olduğunu anlat." demiş ve koltukta oturan komşumun yanına kurulmuştum. Dediğim şeyle ağlamasını beklemiyordum ama Jeongguk hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlamıştı. Ne yapacağım hakkında bir fikrim yoktu. Nasıl teselli verilir bilmiyordum. Ellimi saçlarına atmış, okşayarak ağlamasının dinmesini beklemiştim. Şu anda "ağlama" demek saçma kalırdı. Neden ağlamasın ki? Rahatlamaya ihtiyacı varsa ağlamalıydı.

Öylece uzun bir süre kalmıştık. Sonra Jeongguk kafasını kaldırmış, gözlerime bakmıştı. "Ben ne olduğunu bilmiyorum. Yoon-ah çok tuhaf davranmaya başladı ama ne olduğunu bana söylemiyor. Yanında durduğum sürece kafayı yiyecekmiş gibi hissediyorum. Tahammül edemiyorum. Ne yaparsam yapayım eleştirmeye başladı. Sanki," cümlenin devamını getirmek onu zorlayacak olmalı ki duraksamış ve başını yere eğmişti. "...sanki bir hata yapmış ve acısını benden çıkarıyormuş gibi davranıyor." Buradaki 'hata' kelimesinin ne anlama geldiğini o anda anlamış ve beynimden vurulmuşa dönmüştüm. Jeongguk bunu kaldıramazdı. "Seni aldattığını düşünüyorsun." Ne dediğimin farkında olmadan dile getirdiklerim ile anında pişman olmuştum. Karşımdaki deli gibi hızla başını iki yana sallayan Jeongguk ile ne dediğimi yeni idrak etmiş ve fena pişman olmuştum. "Beni aldatmaz ki, o beni aldatmaz. Yapmaz öyle bir şey! Neden böyle konuşuyorsun?" hırsla söylediği şeylerle kafayı yemiş gibiydi. "Böyle kafayı yemek yerine git ve onunla doğru düzgün konuş." Konuşması gerekiyordu. Araları böyle boka sarmışken Jeongguk iyi olamazdı ve Jeongguk'un iyi olmaya ihtiyacı vardı. Konuşup sorunun ne olduğunu öğrenip bir an önce halletmeliydi. Eğer bu 'sorun' düşündüğümüz gibi aldatmaysa ne olur bilmiyordum ama bir şekilde bir şeylerin düzelmesi gerekirdi. Belki de şuan biz kuruntu yapıyorduk. Bilmiyordum.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 28 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

homeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin