40 dakikalık orta sıkıcılıktaki ders bitmiş, teneffüs olmuştu. Zil calar çalmaz Minho beni kolumdan tutarak dışarı çıkardı ve koşmaya başladık.
Jisung: Heyy, Minho ne yapıyosun!? Bırak kolumu ve koşmayı kes! Minho duyuyor musun?
Kahretsin! Çocuk beni duymuyordu, ya da duymazlıktan geliyordu. Bu çok sinirimi bozmuştu. Çünkü nereye gittiğimi bilmeden koşuyordum.
☆
Okulun arka bahçesine geldiğimizde Minho durdu.
Minho: Şuraya otursana. Başka oturacak yer yok zaten, tüm bankları kırmışlar.
Jisung: Neden buraya geldik? Hemde aniden
Minho: Öylesine. Eee en sevdiğin renk ne?
Minho'nun birseyi saklamaya çalıştığı belliydi.
Jisung: En sevdiğim bir rek yok. Burada eskiden bank oldugunu nerden biliyordun?
Minho: Nasıl sevdiğin renk yok? Hic yakın hissettiğin bir renkte mi yok?
Jisung: Biraz kendini tanıtsana, kimsin sen?
Minho: Ren-
Jisung: Sevdiğim bir renk yok! Hadi anlat
Minho: Neyimi anlatayım?
Jisung: Mesela; neden bu okula geldin? neden bana çok yakın davranıyorsun? babanı seviyor musun?
Minho: Bu okula gelmemin sebebi babam, sana çok yakın davranmamın sebebi arkadaş olmamız. Ve babamı değil seni seviyorum güzelim...
Muthis kısa bölüm
Bu gece bir bölüm daha gelebilebilir (opsiyonel)
Evet
İyi günler
ŞİMDİ OKUDUĞUN
oyuncu çocuk minsung
Fanfiction"SEN BENI NASIL ÖLDÜRÜRSÜN OROSPU COCUGU PIC OTISTIK HERIF" "SAKIN OL MK SADECE BI OYUN..."