"Kazanan Lee Minhoooooo!!!" çoşkulu kabalığın sevinç çığlıkları arasında altın kemeri yeniden takan Minho, dördüncü kez ağır sıklet dünya boks şampiyonu olmuştu.
Kemerini eline alıp bir kez daha havaya kaldıran Minho, çoşkulu kalabalığı daha da çok coşturmuştu. Maça hazırlandığı odasına tekrar dönen şampiyon; kutlama için duşunu alıp hazırlanmış, çalışma koçu Changbin ve kendisi gibi boksör olan yakın arkadaşı Chan ile maçın olduğu yerden ayrılmıştı.
Yine kocaman bir mekanda yapılan coşkulu kutlamaya, yüzünü buruşturarak giren Minho, kalabalığın daha az olduğu rahat bir yere geçmişti. Bir süre sonra ağzının çevresi ruj izi ile kıpkırmızı olan Chan, elindeki içki ile arkadaşının yanına geldi.
"Yuh oğlum! Yanımdan sadece 5 dakika ayrıldın, ne ara birini bulup böyle yiyiştin?"
"Benim bir yerlerim seninki gibi uyumuyor adamım hatta aksine oldukça asi ve sürekli başkaldırı halinde!"
"Siktir orospu sürekli başkaldırı halindeymiş! Sen şuna sürekli azgın geziyorum desene! Ayrıca nefes alan her şeye sikimin kalkmaması uyuduğu anlamına gelmiyor; benimki seçici oğlum."
"Seçiciymiş hah! Kimi göndersem yanına bir şekilde siktir ediyorsun." Chan biraz daha yaklaşıp ciddi ifadesi ile arkadaşına baktı. "Bak oğlum ciddi anlamda söylüyorum artık hayatına yeni bir şeyler lazım. Son iki yıldır iyice rutinleşen hayatın eski neşeni de götürdü. Bak illaki bir sevgili bul demiyorum ama kendine, evine bir yeni bir hayat gelmesi lazım. Mesela kimsesiz bir sürü çocuk var, bir tane evlat edinip onun bütün sorumluluğunu alabilirsin."
"Bekar bir adama kim çocuk verir? Saçlama!"
"Bok gibi paran var, biraz para ile her şeyi elde edebilirsin?"
"Ah hayır bir çocuğun sorumluluğunu alamam, kedileri bile annemlere bıraktım."
"O zaman bir ev arkadaşı al."
"Niye bir ev arkadaşı alayım? Kocaman evimde rahat rahat yaşamak varken gereksiz kalabalık çekemem."
"Öyleyse bir sevgili yap! Nereye kadar böyle sap sap gezeceksin. Tüm hayatın ev ve salon olmuş!"
"Senin de öyle olsa keşke!?" dedi Hyunjin, elinde içkisi ile masaya otururken.
"Hyunjin bunu bırak hafif sıklette başlayan ve ilk yılında hafif sıklet dünya şampiyona olan Jeongin'i al! Nasıl fikir?"
"Felix'ten alabilsem çoktan almıştım ama vermiyor." diye isyan eden Hyunjin'e alıngan bir ifade ile bakan Chan herkesi güldürmüştü.
"Aşk olsun yani beni öylece bırakacaksın?"
"Antremanlara doğru düzgün gelsen ve sağlığına dikkat edip, birazda şu çapkınlığı bıraksan bütün sorunumuz çözülecek; ama sen ısrarla bunları yapmıyorsun! Gerçekten senin antrenörlüğünü bırakacağım."
"Hyunjin beni bırakma sen olmazsan boks hayatım biter. Affet beni, bak daha dikkatli olacağım, söz."
"Emin misin?" diyerek masaya oturan Changbin, Chan'ın omuzuna dokunup ilerde Chan'a bakan güzel kadını gösterdi.
Anında duruşunu değiştiren Chan avını gözüne kestiren aslan posizyonunu alıp, konuştu.
"Neyse yarından itibaren istediğin gibi biri olacağım Hyun-ah ama bu gecelik bana müsade et."
"Sen uslanmazsın" diyerek kafasını sağa sola onaylamaz şekilde sallayan Hyunjin ayaklanıp, diğerlerine veda ederek, Felix ve Jeongin'in yanına gitti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
King of the ring/Minsung
FanfictionÜst üst dünya şampiyonasını kazanan ağır sıklet boks şampiyonu Minho'nun rutinleşen yalnız yaşantısına gelen tatlı heyecan..