Nihayet Jisung'un kaldığı eve gelmişlerdi. Jisung ne kadar Minho'ya arabada beklemesini söylese de Minho yardımcı olmak için onunla çıkmıştı. Eve çıktıklarında Jisung, ne olur ne olmaz diye kapıyı çaldı. Ev arkadaşı ile üniversite de tanışmıştı. Başta iyi giden dostlukları vardı. Ev arkadaşı Jisung'a karşı anlayışlı ve kibardı. Fakat ev arkadaşının ne zaman bir sevgilisi oldu; işler o zaman değişti. Tabi tek faktör bu değildi.
Ev arkadaşının kız arkadaşı oldukça kıskançtı. Ev arkadaşı, Jisung'un feminen olduğunu öğrenince bakışları tavırları değişmişti. Jisung ev arkadaşı ile arasına mesafe koymuştu; tabi bu yeterli olmamıştı. Bu defa da ev arkadaşının sevgilisi Jisung'un güzel ve feminen olmasından rahatsız olduğu için Jisung'u zorbalamaya başlamıştı. Bir gün dayanamayıp kızın saçını başını yolsa da bu pek iyi sonuçlanmamış, ev arkadaşı ile kavga etmişti. Kavga sonrası Jisung'u evden atmak için fırsat kollar olmuştu. Jisung kirayı ödemekte zorlanınca bunu bahane olarak kullanmış ve en sonunda evden atmıştı.
Yaklaşık 5 dakikanın sonunda açılan kapı ile Jisung gözlerini devirdi. "Eşyalarımı almamı bekleseydiniz günler kaçmıyor değil mi?"
"Kısa kes ve eşyalarını al Jisung!" sert çıkan oğlan görüntüye giren kaşları çatık Minho ile yeniden cırladı. "Eve yabancıları almıyorduk Jisung!" diye konuşan oğlan Minho'nun iyice sinirini bozmuştu.
"Siktirme belanı çekil şu kapının önünden, eşyaları alıp gidene kadarda o sesini duymayım." Oğlan Minho'nun yapılı vücuduna bakınca sesini kesmişti.
"Gel hyung odama geçelim....ay yanlış oldu! Eski odama geçelim. Sen de çekil önümden!"
Minho, Jisung'un peşinden odasına doğru ilerledi. Süslü bir kapının önüne gelince gülümsemeden edemedi. Odaya girince küçük ama tatlı bir ortam onu karşılamıştı. Jisung'un dolabı açıp kıyafetlerini çıkarmaya başlaması ile yatağa oturdu.
"Ben ne yapayım?"
"Valizleri indirebilir misin hyung?"
"Tabi ki efendim" diye tatlı sesle konuşan Minho, Jisung'u güldürmüştü.
"Hyung çok tatlısın."
"Asıl tatlı sensin"
Jisung şimdiden Minho'yu çok sevmişti. İyice sevmesi için öğrenmesi gereken iki şey vardı. İlkini şimdi öğrenecekti. Dolabından çıkardığı etekleri Minho'nun önüne koyup katlamaya başladı. Minho eteklere şaşkınca bakıyordu.
"Etekler?"
"Şey hyung, onlar benim!"
Ya!" Diyerek kaşlarını kaldıran Minho'nun tepkisinden emin olamayan Jisung kısık sesle, "rahatsız mı oldun hyung?" Dedi.
Minho yüzü düşen küçüğünü görünce telaşla, "hayır hayır yanlış anladın? Feminen bir tarzın olduğunu tahmin etmiştim. Tahminim tutunca ona şaşırdım; genelde tahminlerim tutmaz da."
"Ne ara böyle bir tahminde bulundun?"
"Seni ilk gördüğümde desem abartmış olur muyum?"
"Gerçekten mi?"
"Evet. Bu konuda rahat olabilirsin benim yanımda istediğin gibi giyinip istediğin gibi gezebilirsin. Kimsenin bir şey söylemesine ya da seni rahatsız etmesine izin vermem."
Jisung duyduğu şeylerle mutlu olmuş, Minho'nun boynuna sarılmıştı. İlk temasları Minho'yu güldürmüştü. Küçük olan oldukça sıcak kanlıydı. Neden yalnız yaşadığını, çalışmak zorunda olduğunu merak ediyordu. En kısa zamanda bunu öğrenmeyi düşünüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
King of the ring/Minsung
FanfictionÜst üst dünya şampiyonasını kazanan ağır sıklet boks şampiyonu Minho'nun rutinleşen yalnız yaşantısına gelen tatlı heyecan..