Momo Pov
Heyecandan mıdır yoksa batırmaktan korktuğumdan mıdır bilmiyorum fakat dün gece gözüme gram uyku girmedi. Evet, uzun süredir bunun hayaliyle yaşıyordum, hayallerimin gerçekleşmesi güzeldi ama içim içimi kemiriyordu nedensizce.
Yataktan kalkmak dahi istemiyor, sadece yorgun olduğumu sayıklıyorum. Dün gece sadece tavanla bakıştım. Sanki karanlık bana mesaj vermek istiyormuşçasına parlak gözükmüştü. Bunun anlamı neydi? Beynim benimle oynuyor falan mıydı? Sonuç ne olursa olsun bu bana bir şeyi hatırlattı; her karanlıkta bir zaman sonra aydınlanır.
"Dahyun.. Çok korkuyorum" Beni duymayacağını bile bile sayıkladım, hissetmesini diledim aptalca hislerimi. Ama her korkuda bir yere kadardır. Benimki de tam burada bitecek ve ben o buluşmaya gideceğim.
Kararlı ifademle yorganı üzerimden attım, yattığım yerde dikleşerek etrafı süzdüm birkaç saniye. Bakışlarım şarja takılı telefonumu bulduğunda sırıttım. Yerimde kıpırdanarak ayaklandım ve masamın üstündeki telefonumu kavradım, saate bakmak için açtığımda gördüğüm rakamlar sakin ifadenin aniden bozulmasına neden oldu.
"Ne demek buluşmamıza sadece yarım dakika kaldı!?" Mırıldanmalarım eşliğinde etrafımda bir tur dönerek dolaba yöneldim. Kapağını açtığım gibi içinden rasgele kıyafetler seçmemle banyoya yürüyerek değil, koşarak hiç değil, füze misali girdim. Evet, aslında şeftali değil füzeyim ben.
**
"Alo Sana, Jihyo'nun telefonunu niye sen açtın amına koyim? Neyse! Jihyoya söyle hemen arabasının anahtarını alıp aşağı insin, çok acil!"
"Tamam da Jihyo uyuyo bebem"
"Uyandır o zaman!"
"Tamam lan sakin ol, uyandırıyorum hemen"
"Şükür" Yüzüme kapanan telefona sinirlenecek vaktim bile olmadığından yerimde rahatsızca kıpırdanmaya devam ediyordum. Jihyo benim son seçeneğim, ne zaman geç kalsam arabasıyla yetiştirmeyi başarırdı.
Derin düşüncelerimi hala tek gözü açık olmayan ve muhtemelen bana küfreden Jihyo bozdu. Merdivenden hızla indi, arabayı açtı. İletişim kurma gereği duymadan birbirimize uyum göstererek bindik arabaya. Araba çalışırken gözlerim merdivenlerde, bu soğuk havaya inat şort giymiş, el sallayan Sana'ya kaydı.
"Sana senin evinde mi kalıyor?" Gözlerini birkaç saniyeliğine yoldan çekip yüzüme baktı.
"Evet, yaklaşık dört gündür falan"
"Oha amk! Bizi o kadar tutmazsın evinde"
"Çünkü siz Sana değilsiniz?"
"Hay, orospu çocuğu siktirme belanı sür şunu adam akıllı!"
"Ne diyon yarram! Sürüyoz işte ya"
"Ok"
"Yay"
"Anan"
"Baban amı kanka"
"Sus artık şerefsiz. Sana'ya şikayet ederim seni, görürsün gününü"
"İyi yerden vurdu piç.." Konuşmamız hızla sona ermişti. Son kez hala uyanamamış arkadaşımı süzerek kıkırdadım ve cebimden telefonunu çıkardım saati kontrol etmek amacıyla. Gördüğüm rakamlar sesli küfretmemi sağlarken daha hızlı gitmesi için Jihyo'yu dürttüm.
"Ya Tzuyu şimdi arancak zaman mı oğlum be" Ağlamaklı ifademle aramayı cevaplıyor iken telefonu kulağıma yatırarak omzundan destek aldım.
"Laa sen bugün sinemaya gitmicek miydin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
çıksana benle amk/ dahmo✓
FanfictionMomoring.wq: Çıksana benlw amk Dahyunu ☆ Dahyun'a 2 yıldır platonik olan Momo, artık daha fazla beklemek istemediği için anlık gelen cesaret ve sinir ile Dahyun'a yazar..