Momo PovSabahın erken saatleri, uykusuzluktan çökmüş gözlerim duvarda geziniyor, bedenim gerginlikten hareket dahi edemiyorken boktan günüme güzel bir başlangıç yapmıştım. Her ne kadar göz bile kırpmak istemiyor olsam da çalan telefonum sıcacık yorganımın altından kıpırdanmama vesile olmuştu.
Arayan kişi klasik Sana'ydı. Evlerimiz yan yana olduğu için okula giderken hep beraber yürürdük. Yolun yarısında ise, bisikletiyle Mina katılırdı aramıza. Bazen piçliği tutar bizi peşinden koşturur, bazen melekliği tutar bir şekilde ikimizi de bisiklete bindirip götürürdü. Fakat bugün sadece ikimiz olacaktık. Sonuçta Minari hala Chaeyoung'ların evinde kalıyordu.
Boş boş duvara bakmaya devam ettiğini fark ettiğim de bilmem kaçıncı kez çalan telefonuma uzanmak amacıyla soluma döndüm. Cevaplayıp kulağıma yasladığımda gelen bağırtı sesi yüzümü buruşturmama sebep oldu.
"Neden hala evden çıkmadın?! Saat kaç farkında mısın sen amına çaktığım!"
"Ay ne bağırıyosun be! Kaç ki saat?"
"Mal mısın, saat olmuş sekiz buçuk seni bekliyorum enayi gibi"
"Ne?! Sekiz buçuk mu? Ne ara amk!"
"Kaldır kıçını! Yoksa benimki soğukta donup yok olacak.."
"Beş dakikaya ordayım"
"Umarım" Ardından yüzüme kapanan telefonla, yerimde hızla ayaklandım. Ne kadar şanssız biriysem her bokta geç kalıyordum, oysa çabalıyorum yetişmek için. Derken odama yaklaşan terlik sesleri ile annemin birazdan neden hala gitmediğimi sorgulayacağını anlamıştım.
Düşündüğümün aksine formanın üstünü üzerime geçirmiştim ki babam içeri girdi. Ne zamandır terlik giyiyor? Sorgulamadan saçlarımı hızla tararken buruşan eşofmanımı da düzelttim. Tüm dikkatimi yatağıma çöken ve bir yandan elma yiyen babam bozdu.
Merakla arkamı dönüp tek kaşım havada baktım. Tipime kıkırdamakla yetinerek elini cebine attı. Bir anda çıkardığı dört yüz gözlerimin içini parlatıyor iken bu sefer sesli güldü. Oturduğu yerden kalktı, parayı elimi tuttuktan sonra açtığı avcuma bıraktı. Şuan ne oluyor bilmiyorum ama şikayetçi değilim.
"Kızı güzel bir yemeğe çıkar, çıkma teklifi et. Başarısız olursan parayı çalıştırarak alırım ona göre" Cümlesi bittiği gibi göz kırpması ve saçımı karıştırmasıyla kalakalmıştım. Dahyun hakkında onlara konuşmuştum ama ilgisiz görünmüşlerdi. Galiba ben yanlış anlamışım.
Teşekkür amaçlı boynuna sarılmakla yetindim. Sonrasında dışarıdan gelen tanıdık sesle ikimizde gülümsedik. Hazırlanmam için odadan çıktı, kapıyı kapatmadan önce parmaklarıyla güzel bir kalp gönderdi. Ne yalan söyleyeyim babam çok tatlı birisiydi, tek gülüşü yeterdi neşelenmeme.
"Ananı sikim. Sana beni boğacak amk" Başkası olsa geç kaldığı halde arkadaşını beklediğini görsem enayi derdim. Ama Sana bir başkası değildi, bromdu o benim.
Yüzündeki aptal gülümseme eşliğinde akşamdan hazırladığıma şükrettiğim çantamı sırtıma takıp telefonumu paramla beraber cebime attım. Anneme ve babama el sallayarak çıktım evden. Kapımın önünde direk gibi dikilen Sana'nın bana doğru bakmıyor oluşunu fırsat bilerek götüne kritik bir pandik attım. Ağzından kaçırdığı sesli inleme etrafta yankılanmıştı.
"Amını sikeyim, ne yapıyosun sokak ortasında ya"
"Hep Jihyo ellicek değil. Biraz da brolarına aç götünü" Yürümeye devam ederken kolumu omzuna attım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
çıksana benle amk/ dahmo✓
FanfictionMomoring.wq: Çıksana benlw amk Dahyunu ☆ Dahyun'a 2 yıldır platonik olan Momo, artık daha fazla beklemek istemediği için anlık gelen cesaret ve sinir ile Dahyun'a yazar..