BÖLÜM ŞARKISI: LVBEL C5: SEZEN AKSU
Gösterişli, kuş sütü eksik masamda oturmuş, karşımdaki oryantal oynayan cilveli kızı izliyordum. Vücudunu o kadar güzel kullanıyordu ki, diğer bütün dansözlere taş çıkartıyordu.
Çok az şey dikkatimi çekerdi ama dikkatimi çeken şeyi almadan da durmazdım ve bu cilveli kız dikkatimi çekmişti.
İncecik bel ve bacaklar, dolgun kalça ve göğüsler, süt kadar beyaz ten ve güneş gibi sapsarı saçlar. Güzel değilmiş gibi güzelliğine güzellik katan mavi gözleri ise en ölümcül noktasıydı. Kendimi bildim bileli mavi gözlere karşı zaafım vardı ve gördüğüm zaman dayanamıyordum.
Şuan bu 'gösterişli' masada önemli konular konuşuluyordu, ama asıl gösteriş karşımda oryantal oynayandı.
Kendi hayal dünyamdan çıktım ve gerçekliğe döndüm. Şuan ben bu cilveli kızı izliyorsam, diğer herkes de benimle beraber izliyordu. Vücuduma aniden sinir ve kıskançlık yüklendi ve sinirle bağırdım:
"BOŞALTIN MASAYI! ARES, GEL LAN BURAYA!"
Masada benden büyüklerde vardı ama güç olarak en büyükleri bendim, o yüzden lafımı ikiletmeden, teker teker gittiler.
"Buyurun efendim."
Ellerini önünde birleştirmiş, gözlerini yere sabitlemişti. Benden bu kadar korkmaları ve saygı duymaları, sinirliyken bile egomu ve kibirimi yüceltiyordu.
"Sahnedeki, güneş saçlı, deniz gözlü, cilveli kızı yanıma getir. Rica et, sakın zorla getirmeye çalışma. Gözlerin, gözlerine değmesin, ellerin önünde olsun, sakın dokunayım deme."
"Tabii efendim."
Sahne arkasına gitti ve gördüğüm kadarıyla bir adam konuştu. Adam bana baktı ve kafa selamı verdi, hemen ardından sahnedeki bebeğimi yanına çağırdı. Birşeyler konuştuktan sonra bana doğru gelmeye başladılar.
Neden kalbim hızlanmaya başladı?
Benim kalbim sadece insan öldürürken hızlanırdı.
Aşık olmuş olamazdım değil mi?
Yanıma geldiğinde oturduğum yere yayıldım ve bacaklarıma yavaşça, oturmasını belirtircesine vurdum. Kucağıma oturduğunda onun elleri ensemi, benim ellerim ise dolgun kalçalarını buldu. Yan tarafıma baktığımda aresin hala gitmediğini ve bizi izlediğini gördüm.
"Sende katılmak ister misin Ares? Grup yaparız, ne dersin?"
"Özür dilerim efendim, kusura bakmayın."
"Defol git."
Kafasını hemen önüne eğip hızlı hızlı uzaklaştı. Onun icabına sonra bakacaktım, benim bebeğime bakmak ne demek görmesi gerekti.
Önüme döndüm ve güzeller güzelini seyre daldım. O kadar güzeldi ki gözlerimi bir saniye bile gözlerinden ayıramıyordum.
Kucağıma oturduğunda beri rahat durmuyor, bir öne bir arkaya hareket ediyordu. Karşımda bu güzellik dururken zaten zor dayanıyordum ama üzerimde hareket etmesi, ipin ucunu kaçırmama neden oluyordu. En sonun da dayanamayıp, süt beyazı bacaklarını tutup durdurdum.
"Eğer biraz daha hareket edersen senin için hiç iyi şeyler olmaz bebeğim."
Yüzüme yaklaşıp nefesini suratıma verdi, dudaklarınızın arasında milimler vardı ve ben çıldırmaya başlamıştım.
"Peki seni durduran ne?"
Kafamı boynuna yaklaştırdım ve kokusunu derince içime çektim. Buranın, sigara ve alkol kokusundan apayrı bir şekilde şeker kokuyordu, güzel kokan ne varsa hepsinin birleşimiydi kokusu. Dilimi çıkartıp yaladım, güzel kokusunu içimde saklamaya çalışırcasına. Ben yaladıkça bebeğim daha çok sunuyordu bana kendini.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KISA HİKÂYELER
Random! Her başlık ayrı bir hikaye konusudur, birbirinden bağımsız okunabilmektedir !