Heartbroken

14 1 2
                                    

Since you've been gone, you' would think i feel lonely, cry all night, lose my mind.
I'm all alone and it feels like a blessing.
Well, does that disappoint you? I put out all the stops to feel sad, to miss all we had.
But I'm sorry, i ain't heartbroken.

İyi okumalar.


Saat sabaha karşı 03.00;
Uykuluyum, yeni uyandım. Yatağımı terk etmeden önce dolabımın üstündeki aynayla göz göze geldim. Basit bir cam parçası mıydı bakamadığın? Korkak.

Kalktım yerimden, mutfağa adımladım. Musluğumun üzerindeki dolapların en işlemeli olanından bir viski çıkardım. Masanın üzerindeki bardağa doldurdum usulca, miktarı yeterli geldiğinde tek dikişte bitirdim hepsini.

Kenardan bir sandalye çektim masaya doğru, yorgunluğun getirdiği halsizlikle üstüne bıraktım kendimi. Yeniden doldurdum bardağa viskimi ve yeniden içtim tek dikişte. Ağzımda acı bir tat bıraktı, suratımı ekşitemedim bile. Tattığım acılardan zevk alır gibi bir halim vardı.
Kendi gururumu yerlere serdiğim adamın, sevgilisi olmasına rağmen onu sevmeme izin vermesi, aşkıma karışmayacak olması; onun gözünde benim ayaklarımın altına devasa bir fırsat sermekmiş.
'Ne biçim adamım.' diye düşünmeme sebep oldu yaşadıklarım. Belki o da: 'Ne biçim adamsın." demiştir, nedeni yaşattıklarım.

Geriye doğru bıraktım kendimi sandalyede, dokunsalar düşecek gibiydim. Son kez doldurduğumu bildiğim bardağı dudaklarıma değdireceğim esnada gözlerimden akan yaşlar buna engel oldu. Birileri için ağlamaktan nefret ediyordum. Yanaklarımdan çeneme doğru yol alan yaşlarımın boşuna akmayacağını, istediğimi alabileceğimi biliyor olsam; tattığım acıların biriktirdiği su birikintisinde yüzmektense, yanaklarımda görünmez bir yol çizen yaşlarımın oluşturduğu derinlikte boğulmayı yeğlerdim.

Ama bana iki seçeneği de sunmadın.

                                             •

'It says a lot about the person i'm becoming,
How ironic that i don't trust strangers, yeah,
I've never felt this tired,
Have you ever seen a grown man cry?
I'm anxious as fuck and my brain is a puddle of hope and narcotics combined.'

Kafamın içinde dört dönen şarkı sözleri ve Taehyung'un sözleri beni sürekli olarak düşünmeye itiyordu. Kendime sorular sordurtturuyordu.

Suho beni gerçekten seviyor muydu yoksa Kim'in istediğini elde etmesi korkusundan mı benimleydi?

Aptal bir adam değildim, cevapları gayet net olan soruları kendime tüm bunları hatırlatmak için soruyordum yalnızca.

Taehyung ile olan ilişkimiz çocukluğumuza dayanıyordu, bu da beni çok iyi tanıyor olmasında ki en büyük etken. Tüm bunlara rağmen, nasıl olurda o kadına mükemmel derece de tutulduğumu zanneder?

Beni gerçekten seviyor muydu yoksa intikamcı kişiliğinden ödün vermemek için Suho'nun ona yaşatmaya çalıştığı şeyi ona iade etmeye mi çalışıyordu?

Başımı ağrıttığımı fark ettiğimde müziğin sesini kıstım ve kendimi rahatlatmak için, tüm bunlara son verebilmek için; en son soruyu sordum kendime.

O kadını seviyor muydum?

Elbette hayır.

                                            •

Jungkook
Özür dilemeliymişim gibi hissettiriyorsun bana.
görüldü

Gönülçelen
Belki olması gereken o'dur?

Jungkook
Özür dilerim.
Ağır konuştuğumun farkındayım,
bir sonuca varmaya çalıştım sadece.

Gönülçelen
Öyle mi, ne sonuca vardın peki?

Jungkook
Çok düşündüm o günün gecesinde.
görüldü
Suho'yu gerçekten seviyorum Taehyung.
görüldü

Gönülçelen
Anlaşılan başa dönmüşsün sen.
Dediklerinle yaptıkların dahi
birbirini tutmuyor.
Umarım gerçek bir sonuca varabilirsin.

Jungkook
Ne dersen de, hiçbir şey değişmeyecek.
Benden bir şey bekleme artık,
seni istediğin gibi sevemem, sana istediklerini veremem, sana görmek istediklerini gösteremem, hayallerini gerçekleştiremem.

Gönülçelen
Bunu biliyorum.
Bir şeyleri gerçekleştirebilmek için az da olsa cesaret gerekiyor.
Senin gibi bir korkağın hayallerimi gerçekleştirmesini neden isteyeyim ki?
görüldü
Sen yalnızca hayallerimi süsleyebilirsin.
İşin bitince de içinde bulunduğun bana ait olan yeri terk edersin.
Buna sebep olurum.

Jungkook
Emin ol, beni zihninde dahi barındırmak istemezsin.
Süslememi istediğin hayallerini söküp atarım teker teker.
Üzülürsün, incinirsin, kırılırsın ve beni affedemezsin.
Buna sebep olurum.

Gönülçelen
Affetmek mi?
Söylediklerinle gerçekten düşündüklerin ne kadar orantılı bilmiyorum fakat,
seni yalandan dahi olsa affetmeyeceğim artık.
görüldü
Kitabımı karıştırmışsın.
görüldü
Dakikalarca okuduysan demek, üzerine kokun sinmiş.
Bu da benim sana karşı ilk ihanetim olsun öyleyse, üzerine parfüm sıktım.
görüldü
Başka birisinin.

The Wrong Place • Taekook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin