Seni dert etmeler

7 1 1
                                    

Kırgınım kendime, üşüyorum gölgende.
Henüz bilmesen de belki bir gün gideceğim.

İyi okumalar.


Bazı insanlar doğuştan şanslıdır, hayata bir sıfır önde başlamak gibi bir şey de denilebilir. Sıfırlık kısmın kime denk geldiği çok aşikar değil mi sizce de? Sevip sevilmemek, cezaların en kötüsü. Kalbini dolduruyorsun başkasıyla, kalbine sokmuyor seni. İsmini sayıklıyorsun kalbinde yankılanıyor, hecesi geçmiyor kalbinden. Kalbin acıyor 'o' diye, kalbini acıtıyor başkaları. Kalbin eğlenceden yoksun, onun kalbi ise oyuncaklarla dolu; her gece farklı bir eğlence.

Cezamı çekiyorum, eminim bunlar daha sonuna kadar çekeceğim cezamın çeyreği etmiyor. Bir ağaca yaslanmışım sanki, ben sırtımı dayamışım, beni ayakta tutan tek şey o. Teşekkür ediyorum, minnettar oluyorum ona karşı. Sıradan bir ağaç olmasına rağmen o kadar anlam yüklüyorum, o kadar yüceltiyorum ki gözümde onu, bende ki yeri bambaşka bir hale bürünüyor. Mutlu hissediyorum kendimi yanında, etraf yemyeşil, hava temiz ve ferah, yükseklerde bir yerde yetişmiş bu ağaç, karşımdaki manzaradan onu çıkarıyorum. Hiç bu kadar huzurlu hissetmemiştim, insanlardan uzak, düşüncelerden uzak, seslerden uzak, güvensizlikten uzak. Hep böyledir zaten, hep en yakının, en güvendiğin, sırtını yasladığın.

Bir gölge düşüyor önüme, başımı kaldırıyorum, yaslandığım ağacın yukarısına doğru. Bir halat görüyorum başımın üstüne doğru sarkmakta olan. O an anlıyorum aslında, gerçeklere karşı ne kadar kör olduğumu. Bütün insanlar insandır aslında. Basit matematik, ama her insan gibi olan insan değildir. Ona bakarsanız, dar ağacı da bir ağaçtır. Olay ayırt edebilmekte bitiyormuş. Korkar vaziyette uzaklaşıyorum oradan. Sırtını yasladığın kişilere dikkat et.

Jungkook
Taehyung, özür dilemeyeceğim.
iletildi
Keza özrümün özür yerine geçmeyeceğini bildiğimden boşa harcamak istemiyorum.
iletildi
Sen farklı anlamlar yüklersin özürlere,
çok dillendirirsen anlamını yitireceğini,
basit bir 'kusura bakma' lafına dönüşeceğini söylersin.
iletildi
Ben, kabullenemiyorum bir türlü.
Anlasana, güvenim kırılmıştı bir vakitler.
Onaramıyorum, onaramıyorlar, onaramadın.
Hayatımın sonuna kadar güven sorunlarıyla yaşayacağım gerçeğini bıraktın avuçlarıma.
iletildi
O gün, beni aldattığın, dakikalar öncesinde satın aldığım tap taze çiçekleri soldurmaya yetecek güçte çektirdiğin acıdan, o günden bahsediyorum Taehyung.
iletildi
O kadar bencilsin, o kadar düşüncesizsin ki.
Yapıp edip, nasıl toparlarım diye düşünüyorsun.  İşler istediğin gibi gitmediğinde hem kendi canını acıtıyorsun hem de yetmezmiş gibi benimkini.
iletildi
Sen benden, bizden ne istiyorsun Taehyung?
görüldü
Gelmişsin, şüpheler doldurduğun avuçlarımı öpmek istediğinden bahsediyorsun.
İnanmak istiyorum, inandığımı söylüyorum ve dakikalar geçmeden değiştiriyor fikrimi güvensizliğim.
Aşkının izleri değil bunlar belki ama, acı her zaman daha farklı izler bırakır insanlarda.
Aşkın izleri fizikseldir, geçicidir, sayısı sana bağlıdır.
Acı ruhsaldır, kalıcıdır, bir kere olur.
O acıyı çeken kişi ikincisine izin vermez, veremez de zaten. Duran kalbe kanı pompalamayı öğretmek gibi.
görüldü
Beni sana karşı olan güvensizliğim için suçlamaya kalkma, sakın.
görüldü
Kuklandım zira senin bir zamanlar, ne istersen yapardım.
Ellerimi açtın, birkaç parça bir şey koydun, kapattın avuçlarımı.
Sen göremedin ne koyduğunu, bilemezsin. Ben nasıl hissettirdiğini biliyorum.
Bir daha da açmadım avuçlarımı.
görüldü
Öyle sıkı yumdum ki, öpmek de istesen açılmayacak o avuçlarım bir daha.

Gönülçelen
Yanılıyorsun aşkım.
İhanetin sana hissettirdikleri o kadar büyük ki, acıların en büyüğü o zannediyorsun.
Pişmanlığı hiç tatmamışsın zira.
görüldü
Duran kalbe kan pompalamayı öğretmek gibi.
Hep şiirsel konuşurdun, asla bir şey değiştirmiyorsun tarzından.
Tek değişikliğin bana mı?
görüldü
Şiir gibi adamsın Jungkook, öyle ki gözlerinin içine her baktığımda, dudaklarını her izlediğimde, gülüşünü duyduğumda, hissettiklerini hissettiğimde, o satırlarının içinde bir gezintiye çıkıyorum sanki.
görüldü
Her bir kelimen çiçekmiş, topluyorum hepsini teker teker, koluma taktığım sepete bırakıyorum çiçekleri.
Söylediğin her bir kelime aklımda, her biri rengarenk, son satıra geliyorum sonra. Burası senin son kıtan, son satırın, şiirini bitireceğin, noktalayacağın kısım.
Elimi uzattığım her bir çiçek soluyor kendiliğinden, bir anda oluveriyor, öncekilerle alakası yok, o kadar mahvoluyorlar ki.
Neyse diyorum, elimdeki güzel olanlara sayarım. Sepeti çıkarıyorum kolumdan, son kelimenin bitişine doğru bırakıyorum sepeti. Meğer ben noktalıyormuşum bu şiiri, ben yazıyormuşum seni.
Başları o kadar güzelken, sonlarına doğru soluyor her bir sözcük, her biri bozuluyor.
Aynı bizim hikayemiz gibi değil mi?
görüldü
Ama hayır, hikayemizin bitmesine izin vermeyeceğim.
Durmuş bir kalp diriltilebilir.
görüldü
Her gece ölüp tekrardan dirildiğimi benden başka kimse bilmiyor.
Pişmanlığımdan kıvranıyorum, kavrıyor yakamdan, boğazıma yapışıyor elleri pişmanlığın sanki. Boğuyor, nefesimin kesileceği yerde ise yakamdan çekiyor ellerini.
Ölecek gibi oluyorum ama bana yaşamam gerektiğini, acımı çekmem gerektiğini, acımın ebedi olduğunu söylemeye çalışıyor.
görüldü
Sandığının aksine Jungkook, ihanet acıtır, kanatır, mahveder.
Pişmanlık ise, ölümü kurtuluş gibi gösterir, kötü yanı ise hiçbir zaman öldürmemesi.
görüldü

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 05 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

The Wrong Place • Taekook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin