Sabah kahvaltıda babama göre "uygunsuz" bir kelime kullandığım için babam bana oda hapsi cezası vermişti. Şaka yaptığını düşünmüş ve yirmi beş yaşındaki kızına gerçekten oda hapsi cezası verdiğine inanmamıştım ama babam ciddiydi.
O bana ceza verdiği için ben de ona ceza olarak kemanımın akordunu bozup odamın kapısının önünde dikilerek akordu bozuk keman çalmıştım. Çalmayı epey unuttuğum için bana da ceza olmuştu aslında. Babam da en fazla yarım saat dayanabilmiş, gardırobumun en üst rafında unutulmuş ve sırf akordunu bozup işkence olarak çalmak için çıkardığım eski kemanı yarım saat sonra gelip elimden almıştı.
Kemanı elimden alıp gittiğinde ne yapacağımı bilmeden boşluğa düşünce yatakta yaklaşık yarım saat boyunca sırt üstü uzanıp kollarım yatakta iki yana açık bir vaziyette tavanı izleyip kafamda konu konuyu açarken kendimle konuşmuş, eskiden ettiğim kavgalarda söylemediğim ama aklıma şimdi gelen şeyleri o kişilere söyleyip kavgaları kafamda tekrar canlandırmıştım. Kafamın içindeki kavga senaryoları da sarmayınca tabletimi alıp balkona çıkmıştım güneşlenirken dizi izlemek için.
Altımda dün gece Zayn makarna yaparken benim sessizce mutfakta otururken giydiğim çizgili, gömlek kumaşı gibi incecik kumaştan yapılma şortum ve askılı yarım bir atlet vardı ve her yerime güneş kremi sürmüştüm. Öğlen sıcağı vardı, saat on ikiyi çok az geçmişti ve hava çok sıcaktı. Az önce telefonumda hava sıcaklığının otuz dört derece olduğu bildirimini okumuştum.
Sandalyemin arkasını biraz geriye yatırıp ayaklarımı da balkon demirlerine uzatmıştım. Az önce Rose'a mesaj atıp bana buzlu kahve yapmasını istemiştim ve o da yanında meyve tabağı ile beraber getirmişti kahvemi. Tablet ve buzlu kahve sehpanın üzerindeydi, meyve tabağı kucağımdaydı ve gözümdeki güneş gözlükleri ile ekranı görmeye çalışıp White Lotus'un ikinci sezonunun üçüncü bölümünü izliyordum.
Kahve bardağıma uzanırken diziden gelmediğine emin olduğum bir bağırma sesi duydum ama kulaklık takılı olduğu için net duyamamıştım sesi. Birinin bağırdığını sanmıştım ama yanılmış da olabilirdim. Bardağa uzattığım elimi tablete çevirip diziyi durdurdum ve kulaklığımı başımın üstünden alıp boynuma indirdikten sonra ayaklarımı demirlerden çekip öne doğru eğildim avluyu görebilmek için. Yanlış duymamıştım. Jasper ve Zayn tartışıyordu ancak çok net de göremiyordum. Onları görmek için eğilmek de istemedim meraklı komşu gibi kavga izliyormuş gibi görünmemek için ama merak da ediyordum.
Balkon demirine tutunup çok hafif eğildiğimde görebilmiştim onları. Zayn'in elinde ahşap bir kova vardı, diğer elinde de atların toynaklarını kesmek için kullanılan makası tutuyordu. Jasper'ın ona parmağını sallayıp tehditvari kouştuğunu gördüğüm sırada Zayn başını bu tarafa çevirince hemen içeri kaçmıştım ama birkaç saniye sonra yine aynı şekilde eğilip baktım onlara. Jasper ona bir şey daha söyledikten sonra Zayn epey sinirlenmişti ve elindeki ahşap kovayı yere fırlatmıştı resmen ve içindeki su yere dökülürken kova da kırılmıştı. Sonra da babasına "Yıllardır senin istediğini yapıyorum zaten baba!" diye bağırdı ve ona doğru bir adım attı öfkeyle. Jasper da onun üstüne yürüyüp tek eliyle Zayn'in üzerindeki bol, lacivert gömleğin yakasından tutup kendisine çekmişti Zayn'i ki o sırada babam geldi ve Jasper'ın elini çekti Zayn'in yakasından ve Jasper'ı ittirdi. Hemen sonrasında da "Biraz sakin ol önce!" diye Jasper'a bağırmıştı. Jasper ise hala parmağını tehditkar bir şekilde Zayn'in yüzüne sallıyordu. Zayn diğer elindeki makası da attı yere ve "Kendin mutsuz olduğun için benim de mutsuz olmamı istiyorsun çünkü!" diye bağırdı bu kez de. Babam bu sefer da ona bir şeyler söylemişti ama Zayn onu dinliyor gibi değildi. Babamın, koluna koyduğu elini yavaşça ittirip arkasını döndü ve sinirli bir şekilde taş ahıra doğru yürümeye başladı. Böylece kavga bitti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ride My Heart
FanfictionFlorence geçirdiği bir kazadan sonra hayatta en çok sevdiği şeye veda etmek zorunda kalmıştır. Artık hayatta en sevdiği şey, hayatta en nefret ettiği kişiye emanettir; Zayn Malik'e. (hikaye at çiftliğinde geçmektedir)