Saat sabah 5:45
Gözlerimi açıp etrafıma baktım, hala yeni bir evde uyanmaya alışmakta zorluk çekiyordum. Eski evimi, düzenimi, yatağımı her şeyimi çok özlemiştim. Yeni odama, evime, liseme ve hatta bu şehire alışsam iyi olurdu.
Adana'ya gideceğimi duyan arkadaşım bana, "Üzüldüm senin için orada daha çok zorluk çekersin. Oranın insanı çok kabadır yaşanmaz orada." demişti. Bu sözleri neye dayanarak söyledi bilmiyorum ama umarım öyle olmazdı. Eski okulumda zorbalanmadığım bir Allah'ın günü yoktu. Asla birinin başka birisini neden kötüleyip, onu aşağıladığını anlamıyordum. Eline ne geçiyordu ki? Bir karıncaya bile kıyamayan ben, aslında düşününce neden zorbalandığımı az buz anladım. Önce kendimi değil başkasını düşünüyordum.
Sabah sabah düşündüğüm şeyler günümü kötüleştirmezdi umarım, çünkü Adana'ya gelirken sevmediğim her şeyi geride bırakacağıma yemin etmiştim. Düşünmekte dahildi buna. Artık eski defterler kapandı.
Yatakta biraz telefonla oynayıp oyalanırken odada bunaltı gelmişti resmen. Kalkıp önce perdeyi sonra pencereyi açıp içeriyi havalandırdım. Masamın üzerinde duran pakete gözüm çarptı, hızlı adımlarla oraya gidip elime aldım. Paketi açarken aklıma sipariş ettiğim okul formam geldi. Zaten başka bir şey sipariş etmemiştim. Elime aldığım beyaz gömlek, siyah kumaş pantolon, kravat ve okulun armasının basılı olduğu siyah beyaz bir ceket. Dün gördüğüm kadarıyla çok giyinen yoktu formayı ama ben giyerdim. Çünkü neden olmasın?
Saat çok erken, ne yapacağım ben bu saatte? Telefonum. Yatakta olduğunu hatırlayıp geri oraya doğru gittim. Elime alıp ekranı açtım. Yatağıma geri uzanıp yorganın altına geçtim, yüzümü algılanınca ekrana düşen Serhata baktım. Evet uyumadan okulun hesabını inceliyordum. Tam sayfadan çıkacakken gönderinin altındaki 2 yoruma gözüm çarptı.
"Ayağına taş değmesin aslan kardeşim ✌🏻🕊️"
↪"Var ol kardeşim."Gördüğüm yazışma Atilla ve Serhata aitti. Atilla'nın kullandığı emojiler çok komikti. Ona cevap veren Serhatın profiline girip baktım. Biyografisinde sadece 01 ve Beşiktaş yazıyordu. Daha doğrusu hesabı alıntılamıştı. İstek atsa mıydım acaba? Ay aman ne alaka ilk günden beni mi araştırmış falan diye düşünür, stalkerım falan sanar. Ama niye öyle sansın ki.
Elim istek at tuşuna gidip geliyordu en son en fazla ne olabilir ki diye düşünüp bastım. Tüylerim diken diken oldu bir anda. İçerisi çok soğumuş. Ayağa kalkıp hemen pencereyi kapattım ve geri yatağıma geçtim. Yukarıdan gelen bildirimle gözlerim açıldı, Serhat onaylayıp geri takip isteği atmış. Ne çabuk oha. Onun isteğini kabul etmeden hemen kendi hesabıma girip mal gibi olan fotolarımı kaldırdım, çok geçmeden girip kabul ettim. Onun profiline girip fotoğraflarına göz gezdirmeye başladım. Bir tane fotoğraf ve öne çıkanı vardı. Asıl fotoğrafları oradaydı, kaliteli fotoğraflar çekilmişti. Bir hikayi izledikten sonra ileri geçsin diye basarken yanlışlıkla hikaye beğenisi attım. Hemen geri çekip oradan çıkıp ana sayfama girdim. Ya gördüyse? Yok görmemiştir. Ama bu saatte aktif? Kesin görmüştür. Ben kendi kendime düşünürken gelen mesajla gördüğünü anlamıştım.
*1 yeni mesaj
Serhat: Beğeniyi niye geri çektin?
-Şey yanlışlıkla beğenmiştim ondan.
Serhat: Anladım.
Serhat: Neden uyanıksın bu saatte civciv hayırdır?-Yeni uyandım, dün erken uyumuştum. Sen neden uyanıksın?
Serhat: Ben daha yatmadım ki Atilerle oturuyoruz.
-Oha. Sabah ders var ama nasıl kalkacaksınız?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Adana'nın Delikanlısı | BXB
RomanceLise kurgusudur. Ömer baş karakterimiz, lise dördüncü sınıfa gidiyor. Adana'ya babası tayin edildiği için yeni taşınıyorlar. Yeni lisesi daha önce hiç görmediği kadar değişik bir yer ama şimdiye kadar gittiği lisesi bir o kadar kötüydü. Serhat ve a...