İşte başlıyor... Elit askerleri eğlendirmek için dövüş simülasyonu yapmaya karar verdiler demek ki. Olacak şey basit kaçıncı sınıfta ya da hangi şube de olduğun gözetmeksizin ikişer ya da üçer kişilik grup eşleşmesi olucak. Müdüre Rebecca konuşma yapıcak sanırım uyku vakti geldi.
"Hoş geldiniz Rose akademisi öğrencileri. Bugün çok özel ve değerli misafirlerimiz var. Onlara Rose akademisi öğrencilerinin ne kadar başarılı ve iyi olduğunu göstermek sizin elinizde..."
"Maya uyan uyuma!" diye yakardı Merry hoca.
"Lütfen onca emeğimizi boşa çıkartmayın." ve müdüre Rebecca konuşmasını böylece bitirmişti. İlginç daha fazla uzatır sanıyordum. Nedendir bilmiyorum ama müdüre Rebecca'yı seviyordum sert görüşünüşü olmasına rağmen iyi birisiydi. Daha doğrusu iyi biri gibi görünmeyi seviyordu. İşte başlıyor eşleşmeler...
"3/A sınıfından Maya Waxman ve 3/F sınıfından Güneş Herman rakipler ise 1/S sınıfından Shin Wo Lee ve 3/A sınıfından Alfred Hitchcock." Kendimi gülmemek için zor tutuyordum.
"Merry hoca görünüşe göre bugünün palyaçosu biz seçildik." konuşurken kendimi kahkaha atmamak için zor tuyordum.
"Görünüşe göre öyle. Maçın galibi şimdiden belli. Dikkatli ol Shin Wo denen çocuk Lee ailesinin ikinci varisi ve çok tehlikeli birisi olduğu söyleniyor." endişeli bir hali yoktu aksine suratında alaycı ve şeytani bir gülüş vardı.
Dördüncü maç bizim demek ki. Bakalım bizden sonra kaç maç daha varmış. Bir... İki...Üç... Dört. Dört maç var. Sonunda sıra bize geldi. 3/F sınıfından Güneş. Zayıf bir vücut. Dövüş? Hayır büyü? Sanmıyorum. Bu kız supporter (destekçi). Ahaha sanırım bugün şanslı günümdeyim. Arenaya inerken rakiplerimize göz gezdirdim. Kazanacaklarına yüzde yüz emin bir şekilde pis pis sırıtıyorlardı. Ardınsan birinin bana seslendiğini sandım. Gözlerimi seyircilere çevirdim ve müdüre Rebecca'nın parmağıyla beni duvarın yanına çağırdığını gördüm. Sakin ve hızlı bir şekilde gittim.
"Bir şey mi oldu?" diye sordum alacı bir biçimde.
"Hiç değişmeyecek dimi bu soğuk tavırlar?"
"sırf bunları söylemek için gelmediniz umarım?" ileri doğru bir kaç adım attım ve arkamı dönüp. "Hocam şunu unutmayın, son gülen iyi güler."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyah Gül
FantasyMutluluk neydi acaba gerçek miydi? ona dokunabilir, görebilir ya da tadına bakabilir miydim? Çığlık çığlığa bağıran yalnızlığımı duyabilecek var mı ona elini uzatabilecek. Tüm dünya adeta maskeli baloda...