İnsan ne yapıyorsa kendisine yapıyordu. Verdiğimiz kararların çoğunu başkalarının yaptıklarından dolayı verdiğimizi düşünsek de çoğu zaman yine kendimize dönüyordu.
Soyulmuş elimin üst kısmına aldırmadan parmaklarımın arasına aldığım sigarayı sabit tuttum ve zorlukla ayağa kalkarak cam tarafındaki koltuğa oturmak üzere ilerlemeye başladım.
Yine kendime dikkat ederek oturdum ve sigaramı yakarak bakışlarımı dışarıya çevirdim. Daha olayın üstünden saatler bile geçmemişken sanki haftalar geçmiş gibi hissediyordum. İçimde anlamlandıramadığım bir boşluk peydah gösteriyordu lakin bunu sebebi tek bir şeye bağlı değildi.
Buralarda öyle hastane tarzında binalar olmazdı. Eğer çok acil bir şeyin olursa şehre kadar götürürlerdi seni.
Erdalla olan kavgamızdan sonra halamın bir arkadaşının arabayla bizi bıraktığını öğrenmiştim. Yani Erdal'ı kendi evine bıraktıktan sonda halamla beni de kendi evinde ağırlamak için davet etmişti anlaşılan.
Hayal meyal adamın yüzüme pansuman yaptığını hatırlarken dudağımın kenarının sızlamasıyla burnumu kırıştırdım. Çok sızlıyordu be.
Arka arkaya içime çektiğim sigaranın sonuna gelirken kapının arkasından gelen sesle yorgun bakışlarımı o tarafa çevirdim. Halamın geldiğini gördüğümde ise bir çekmelik sigarayı direkt küllüğe bastırıp belimin ağrısıyla zorlansam da biraz daha düzgün oturmaya çalıştım.
Halam çokta yavaş olmayan adımlarla yanıma geldiğinde endişeli yüzü içimi daraltırken başımı öne eğip ne diyeceğini beklemeye koyuldum.
"Ah benim salak oğlum, o yerden bitme oğlanla sataşıp durursun." Halam elbette ne olduğunu biliyordu fakat yine de beni uyarmaktan geri kalmıyordu. Onunda endişesini anlıyordum.
"Hala o kışkırttı, evimi izleyip duruyor köpek." dedim tükürür gibi söylenerek.
Halam kafama iki tane geçirirken, "Eh bende bilirim o uyuz köpeği ama senin dikkat etmen lazım." dedi kafasını iki yana sallayarak. İkimizin davranışını da doğru bulmuyordu ama bu köyde ne kadar zorluk çektiğimi benden daha iyi biliyordu.
"Hem anlat bakalım sen bana şu işi deli kadın."
Erdal'ın bahsettiği evim sahibi olayının aslını öğrenmek istiyordum.
"Ney anlatacakmışım ben sana." Halam anında eski deli kadınlar gibi sert sesiyle konuşurken hafifçe güldüm ve pembeleşmiş tombul yanaklarını sıktım.
"Eşşoğulusu nasıl da dalga geçiyor bak." derken elimi itmeye çalışıyordu fakat alttan alttan güldüğünü görmemle yüzümdeki sırıtışı silmeden daha da büyüttüm.
"Erdal, " dedim halamı dikkatlice süzerken.
"Bu oturduğum evim sahibinden falan bahsetti, pek anlamadım."
Halam cümleye girişimi kavradığından beri sonunu getirene kadar sabırma bitirmemi bekledi ve en sonunda derin bir nefes alıp elini dizime yerleştirdi.
"Bundan bahsetmek için gelmeni bekliyordum anca sırası geldi be oğlum. Hatırlar mısın bilmem ama seni buraya ilk getirdiğimde kalacak bir yer bulamamıştık, bir adam vardı oturduğun evi göstermişti boş diye. Sahibi hapisteydi."
Halamın anlattığı kadarıyla çoğu şeyi biliyordum ama yine de gözümde canlandıramamıştım. Buraya ilk getirdiğinde kendi yaşadığı eve gitmiştik fakat evde tek kalmıyordu. Birçok akraba beraberdi ve beni istemedikleri gayet açıktı.
Bir hafta gibi bir süre orada kalsak da sürekli kalamayacağım netti. Köydekiler değil burda kalmamı, halamın bana bakmasını bile çok gördükleri için gerekli yerlere nasıl şikayet ettilerse beni götürmeye gelen bir adam ve bir kadını çok iyi hatırlıyordum.
Bu olayın üstüne halam beni sıkı sıkıya giyindirmiş ve anında iki bilet alarak şehre götürmüştü. Ne kadar zorlu ve uzun süren bir iş olsa da beni evlat edinmişti ve böylece köyde yanına kalabilecektim.
Halamın hakkını asla ödeyemezdim.
"Bir şey deyiversene be çocuğum." Halamın yeniden konuşmasıyla bunca zamandır yaptığı fedakarlıklar yeniden gözümün önüne serildiğinde içimden gelen bir dürtüyle, "Seni çok seviyorum hala." dedim sessizce. Yüzüne bakamıyordum çünkü gözlerim dolmuştu. Karşısında ağlayıpta onu da üzmek istemiyordum.
Başımı şevkatli omzuna yasladım her zaman yaptığım gibi. Tek desteğim, yaşam kaynağım bu kadındı benim. Annemi ve babamı da çok severdim fakat halamın yeri çok ayrıydı.
"Deli oğlan seni." dedi halam yüzümü avuçlayıp kafamı kaldırırken. Daha göz pınarlarımda ki yaş aşağıya inmeden sildi gözlerimi.
Bende kolumun tersiyle yüzümü silerken bu duygusal andan kopmak istedim, yeterliydi bu kadarı. Eğer uzatırsak ortaya dökeceğim daha çok şey olurdu ve ben bu gece iyice ağlamadam duramazdım.
"Eh be kadın ağlatıp ağlatıp duruyon sen beni ha." dedim bir hışımla. Sesli bir şekilde gülerken halamın omzuna sıkıca sarıldım ve, "Yeterli mi hain kadın, bu döktüğüm yaşlar ve uğruna döktüğüm kanlar." Sonlara doğru bir filmden alıntı yaparken yüzümü sağa dönmüş ve türk filmimdeki o veda sahnesinde yapılan hüzünlü konuşmalar gibi bitirmiştim.
Halam benim bu şaklabanlığıma gülerken ortamın dağılan kasvetli havasından kurtulduğumuz için mutluydum.
"Ee şu hapisteki adam." dedim halama göz kırparak.
"Geldi mi noldu şimdi?"
"Bir haftaya geliyormuş oğlum, gelsin de bir konuşalım hele. Babasını tanırım onun düzgün bir adamdı, babanla da yaşlarından dolayı çok konuşmasalarda hiç düşman değillerdi. Başı sıkıştığında yardım ederdi, çekinmezdi."
Halama usulca kafa sallarken, "Adı ne bu herifin?" diye sordum.
"Tuğrul." Halam anında cevap verirken kendi kendime mırıldandım adamın ismini. Daha çok söyleyecekmişim gibi geliyordu.
"Niye hapiste bu adam?" dedim bu seferde. Halam bıkkınlıkla yüzüme bakarken,
"Ne bileyim oğlum kimsenin haberi yok ki." dedi artık sorma dermiş gibi. Kendi kendime düşünürken merak etmeye başlamıştım. Sonuçta konuşmaya çalışacağımız biri olacaktı fakat daha neden girdiğini bile bilmiyorduk. Tıngırdamalı bir işten girdiyse, şöyle sağlamından ve incelerden, bizim için kolay olmayacaktı.
Daha düşünmek istemediğim için yarım saat önce adamın getirdiği yorganı yerleştirdik koltukların üzerine. Halamla beraber burada kalacağımızı öğrendiğimde rahat bir nefes alıp anında koltuğun üzerine yığıldım. Bu yorgunlukla eve kadar gitmediğim için mutlu hissediyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZORLUKLARDAN YILDIZLARA -Gay
Romanzi rosa / ChickLitKöyün ileri gelenlerinden birinin yıllar önce evlat edindiği çocukla toplumun dışladığı bir mahkum aynı evde kalmaya başlarlar.