Joahan Liebert 3

42 8 3
                                    

Hemşire aracılığıyla sophiaya haber vermiştin çocukları zor bela ikna edip yollamıştın, şimdi ise gece olmuş tek başına odada yatıyordun. Johan söylediğinin aksine sana refakat etmemişti ,hoş tartışmanızın üstüne gelse daha tuhaf olurdu durum. Fazla şüpheci olmuştun ve gereksiz üstüne düştüğünü düşünüyordun geldiği
zaman mutlaka özür dilemeliydin.

(Manipülasyonun öz evladı Johana merhaba diyin bu yaptıklarının yanında toz zerresi gibi kalıyor ama neyse hsjsj)

Johandan önce Andreas gibi bir problem vardı artık. Yıllar sonra bu kadar değişmesi gerçekten şaşırtıcıydı. Eskiden bırak seni dövmesini bir karıncayı incitmeyecek kadar naif bir adamdı o. Zaten seni aşık edende böyle naif olmasıydı, sen evden çıkamazken dışarıda serenadlar yapar baban terlik attığında kızın benimle evlenecek diye koşa koşa gülerek kaçardı. Öyle aşıktın ki o nazik çocuğa mutlu mutlu hamile olduğunu söylemiştin ona onunda mutlu olacağını düşünerek ama reddetmişti seni, bebeklerinizi korkmuştu sorumluluktan. Lia hatta baban bile bu çocuk anlık hevesle ailesine ben aykırıyım demenin heyecanı için seviyor gözlerini aç artık diye. Bu gerçeği o zamanlar görmesende şimdi anlıyordun. Gözlerin yavaş yavaş kapanırken zihnin eski bir anının kapılarını rüya olarak açıyordu sana:

-Baba sen neden beni sevmiyorsun?

Baban hüzünle baktı sana canından çok sevdiği evladından bunu duymanın yüküyle büküldü yüreği:

-O nasıl laf kızım ben seni çok seviyorum.

-O zaman neden Andreası istemiyorsun baba? Alman ve Hristiyan olduğu içinmi yoksa ailesi koyu Hristiyan ve nazi olduğu içinmi?

Baban iç geçirdi elindeki çay bardağını bırakıp karşısında oturan senin dizlerine koydu:

-Bak kızım benim görevim seni korumak hatta senden bile Alman yada Hristiyan olduğu önemli sen yeterki sev ben kabul ederim onu.

-O zaman neden baba, neden Andreası istemiyorsun?

-Çünkü o seni sevmiyor güzel kızım baskıcı ailesine aykırı olduğunu göstermek için seni sevdiğini sanıyor onun için sadece bir heves bir zincir kırıcısın.

-Ö-öyle değil.

-Öyle değil? Senin elini hiç gururla herkesin içinde sıktımı,arkadaşlarına gururla bu benim sevgilim diye gösterdimi yada hiç annesine senden bahsettiğini söyledimi?

Babanın yüzüne gerçekleri vurması içini titretti kabul etmesende gerçekti bunlar:

-Kapı çalıyor gidip bak.

-Kapımı?

Zil ve kapı sesi yankılanıyordu evin içinde. Babana baktığında ortadan kaybolmuştu bir anda:

-Baba?

Etrafına şöyle bir baktın ama hayır gitmişti ayaklanıp kapıya gittin:

-Patladın mı be!

Zır zır zili çalan kişiye hızla kapıyı açtın:

-Evet patladım.

Üstü başı kan revan içindeki Johan sanki herşey yolundaymış gibi o gülümsemesini takınmıştı yine:

-Johan ne oldu sana böyle!

Dümdüz sana bakıyordu sadece sen kanın onun mu başkasınınmı olduğunu anlamak için yoklarken ellerinde erimeye başladı bedeni:

Anime One shotHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin