Profesör Dumbledore, Üç Büyücü Turnuvası'ndan sonra kopan ilişkileri onarabilmek için okullar arası bir " öğrenci değişim programı " başlatmaya karar verir. Seçilen az sayıdaki öğrenci, bu değişim programı çerçevesinde diğer okullara gideceklerdir...
" Demek ben öleceğim diye korktun ha? " dedi Harry'e doğru eğilirken. Dudakları arasında birkaç santim kalana kadar eğildi ama gözlerini yeşillerden ayırmadı. " Ben öldüğüm zaman üzülecek ve acı çekeceksin öyle mi? Neden? Her zaman beni bizzat öldüreceğini söyleyip durmaz mısın? Biz düşman değil miyiz? " Draco'nun fısıltısı, sıcak nefesi Harry'nin dudaklarına çarpıyordu. " Ben gerçeğim, bir rüya değilim ve ölmedim. Hissedebiliyor musun? "
////****////
Harry hırsla Draco'yu omzundan kavrayarak çevirdi ve sıkı bir yumruğu çenesine geçirdi. Sarışın delikanlının saçları savrulup diğer tarafa yığılırken sendeledi. Elinin tersiyle dudağından sızan kanı silen Draco çenesini sıvazladı. Alayla gülerken sanki hayalkırıklığına uğramış gibi Harry'e baktı ve arkasını döndü. Konuştuğunda sesi buz gibiydi. " Bana duyduğun sonsuz güven gözlerimi yaşartıyor doğrusu Potter. En azından bir şeyi kanıtlamış oldun, sağol..." Harry kaşlarını çatarak uzaklaşan sarışın delikanlıya baktı. Bir şeyi mi kanıtlamıştı? Neyi? Bilmediği bir savaşı kaybetmiş gibi hissediyordu.
////****////
Veelalar yanından geçip giderken ve ona davetkat gülücükler atarken Harry birden durakladı. Veelalar yanından geçiyordu. Onlarcası... Ve o hiçbir şey hissetmiyordu!
Şok içinde bedenini dinledi. Kalp atışları bile hızlanmamıştı! Ne diyordu o kitap? Sadece gerçek aşk, Veela etkisinin kaybolmasına neden olur. İyi de diye düşündü belki de içlerinde kızlarla en az birlikte olan benim. Ginny'den de ayrıları aylar oluyordu ve kimseyle beraberliği de yoktu. İstediği tek bir kız bile yoktu. Birden yeşil gözleri fal taşı gibi açıldı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Harry Potter suskun ve morali hayli bozulmuş halde masaya geldiğinde sabahki neşesinden eser olmayan Ron'dan başkası yoktu. " Draco nerede? " diye sordu, en son görmek istediği kişiyi sorduğu için kendine bir lanet okudu.
Ron dikkatle ona bakarak " Zabini ile oturuyor. Duyduğuma göre babasına onu buradan alması için bir mesaj göndermiş. Sizin arkadaş olmaya başladığınızı sanmıştım. " dedi.
Harry başını çevirerek Zabini'nin yanında oturan, dikkatle onun anlattığı bir şeyleri dinleyen delikanlıya baktı. Draco sanki izlendiğini hissetmiş gibi bakışlarını çevirip gözlerini yakalayınca, Harry kalp atışlarının hızlandığını hissederek yutkundu. Ama bu bakışma uzun sürmemişti, Draco bakışlarını kaçırınca Harry üzüntüyle içini çekti. Profesör Dumbledore'u hayal kırıklığına uğratması bir yana kendini de içinden çıkılması çok zor bir duruma sokmuştu. Ron'a döndü. " Peki senin neyin var? Lara'yla iyi anlaştığınızı sanıyordum? " Ron'un yüzü daha da kararırken başını iki yana salladı. " Sorun Lara değil. Onunla her şey yolunda gidiyor. Gidiyordu... Bu mektup sabah geldi. " Elinde kocaman bir zarf vardı. " Hermione'den... Bu da senin ki. " Harry bariz bir şekilde Ron'unkinden daha küçük ve daha ince olan zarfını alıp açtı.
