Öncelikle fic ile ilgili açıklama yapmak istiyorum;
Açıklamaya göre ilerleyeceğim için ilk birkaç bölüm geçmiş olacak bunu bilerek okuyunuz.
Ayrıca hikaye mpreg olacak ve çoğu fic de olan eşcinsellere karşı önyargı benim ficimde olmayacak. Herkes normal karşılayacak.
Artı olarak yıl 1860 ama biraz daha modern düşünebilirsiniz. Yani fotoğraf makinesi falan var gibi.
Umarım anlatabilmişimdir.
İyi okumalar.***
1860
Bir elindeki mektuba bir de eşine bakıyordu siyah saçlı olan.
Sonunda cesaretini toplayarak açtı ve okumaya başladı mektubu.
"Sayın Christopher,
Biliyoruz yakın zamanda bir evliliğiniz oldu ve hamile bir eşiniz var. Ancak Kuzey Kore'nin tehditlerine daha fazla karşı gelebileceğimizi sanmıyoruz. Yakında bir savaş başlayacak. Lütfen en yakın zamanda eşinizle vedalaşıp buraya gelin.
-Başkan."
Okuduklarıyla duraksadı Chris. Ondan ailesini bırakmasını istiyorlardı. Böyle birşeyi nasıl yapardı? Eşini ve daha doğmamış çocuğunu nasıl bırakabilirdi?
Eğer gitmezse de başkana karşı geldiği için ceza alırdı. İdam bile edilebilirdi. Başını kaldırdı ve eşine baktı. Sorgular gözlerle bakıyordu Seungmin. Derin bir nefes aldı ve elini ensesine götürdü. Gitmeyi asla istemiyordu ama yapmak zorundaydı. Ve bunu eşine nasıl açıklayacaktı? Bilmiyordu. Eşi hamileydi ve stresten uzak durması gerekiyordu. Söylerse çok sakin kalabileceğini sanmıyordu. Ama söylemek zorundaydı. Sonunda konuşmak adına ağzını araladı.
"Bak önce sakin olman lazım, tamam mı?"
Seungmin daha çok çattı kaşlarını.
"Chris, neler oluyor?"
Meraklı ve bir o kadar da korkulu çıkmıştı sesi.
Chris eşinin korku dolu bakışlarını görünce bir hışımla yerinden kalktı ve eşinin önünde diz çökerek ellerini tuttu ve konuşmaya başladı.
"Bak sakin olmanı söylemiştim. Lütfen, sana ve bebeğimize zarar gelmesini istemiyorum tamam mı?"
Seungmin merak ettiği için kafasını olumlu anlamda salladı hızla. Christopher gülümsedi ve konuşmaya başladı.
"Yakın zamanda bir savaş bekleniyormuş ve benimde gitmem gerekiyor. Yani zorundayım. Gitmezsem cezalandırırlar."
Seungmin duyduklarıyla başından aşağı kaynar sular dökülmüş gibi hissetmişti. İstemese bile gözleri dolmaya başlamıştı. Chris bunu görünce kendine lanet etti ve yerden kalkarak eşine sarıldı sımsıkı.
"Güzelim sakin olmalısın ama. Üzülme tamam mı? Sağ salim geri döneceğim ve seni asla bırakmayacağım."
Seungmin gözlerinden düşen damlaları engelleyememiş olsa da gülümsemişti.
"Denerim."
Chris gülümsemiş ve eşinden ayrılarak yanaklarına çıkarmıştı ellerini. Eşinin gözyaşlarını silerken konuştu.
"Merak etme seni asla yalnız bırakmam. Geri döneceğim. Şimdi birkaç eşyamı çantaya yerleştirmeliyim. Burada bekle beni tamam mı?"
Seungmin'in olumlu anlamda kafasını sallamasıyla dudaklarına bir buse kondurmuş ve gülümseyerek yatak odasına gitmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pains Of The Past | Chanmin
Fanfiction1860 yılında çıkan savaş sonucu esir düşen Christopher, Kurtulup hamile eşi Seungmin'in yanına geri gidebilecek miydi? Yoksa hayatını kaybetmek zorunda mı kalacaktı? Bu evli çiftin hayatı kaldığı yerden devam edebilecek miydi? Yoksa burada son mu bu...