İyi okumalarr.
***
"Seungmin yardım et!"
"Chris!"
"Chris!"
Kan ter içinde uyanmıştı Seungmin. Nefes nefeseydi ve ağlıyordu. Kabusunu hatırlayınca daha çok ağlamaya başladı genç oğlan.
Seungmin'in sesini duyan mutfaktakiler koşturarak girmişlerdi salona.
Seungmin'i ağlar bir vaziyette bulduklarında ise hemen başına toplanmışlardı. Oturur hâle gelmesine yardım ettikten sonra sormuştu annesi;
"Oğlum? Noldu? Neden bağırdın? Neden ağlıyorsun?"
Seungmin gözyaşlarını elinin tersiyle silerek konuşmuştu.
"K-kabus gördüm anne."
Annesi oğluna sarılmış ve başını okşamıştı.
"Tamam oğlum. Bak geçti. Sakin olmalısın tamam mı?"
Seungmin sakinleşmek adına derin nefesler almış ve kafasını sallamıştı olumlu anlamda.
-
"Sana ellerini havaya kaldır demişti."
Bu ses başka birine aitti.
Chris çırpınıyordu kurtulmak için fakat nafile, hiçbir işe yaramıyordu çabaları. Duyduğu seslerden anladığına göre 4-5 kişi civarı varlardı. İkisi Chris'i tutarken diğer ikisi arkadan geliyordu. Biri ise önden liderlik yapıyordu.
"Bırakın beni! Ne derdiniz var benimle orospu çocukları!"
Arkadaki askerlerden biri silahının arkasıyla Chris'in sırtına vurmuş ve onu uyarmıştı.
"Düzgün konuş seni aptal!"
Chris tam karşılık vermek için ağzını açacaktı ki en öndekinin konuşmasıyla susmak zorunda kalmıştı.
"Kesin sesinizi! Didişmenizi dinlemek zorunda değiliz. Ayrıca Sebastian, bir asker olduğunu unutma. Ciddilik çerçevesinde kal."
Sebastian olumlu anlamda sallamıştı kafasını. Chris kafasındaki torba yüzünden görememiş olsa da tahmin edebilmişti. Çünkü gidecekleri yere kadar ne adının Sebastian olduğunu öğrendiği askerden ne de diğerlerinden ses çıkmıştı.
-
Sonunda gizli yere geldiklerinde Chris'in kafasındaki torbayı çıkarmış ve gelişigüzel ittirmişlerdi genç adamı zindan benzeri odaya.
Dengesini zar zor sağlamış ve arkasını dönerek eski ama sağlam tahta kapıya geçirmişti tekmesini.
"Piç kuruları! Ne diye getirdiniz beni buraya?! Kimsiniz siz?!"
Cevap gelmemesiyle tekrar tekmesini geçirmişti eski tahta kapıya.
"Chris?"
Gelen tanıdık sesle arkasını dönmüş ve gördüğü yüzle şaşkınlıkla kaşlarını kaldırmıştı.
"Rhino?"
Rhino, oturduğu yerden ayağa fırlamış ve çocukluk dostuna sarılmıştı. Chris sarılışına karşılık vermiş ve ayrılarak konuşmuştu.
"Senin ne işin var burada?"
"Asıl senin ne işin var? Seungmin iyi mi?!"
"O iyi. Ama bunlar kim ve neden buradayız."
"Kuzey Kore askerleri. Yakında savaş olacak. Başta askerleri azaltmaya çalışıyorlar diye düşünmüştüm. Ama hayır. Eşcinsel olanları toplamaya çalışıyorlarmış."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pains Of The Past | Chanmin
Fanfic1860 yılında çıkan savaş sonucu esir düşen Christopher, Kurtulup hamile eşi Seungmin'in yanına geri gidebilecek miydi? Yoksa hayatını kaybetmek zorunda mı kalacaktı? Bu evli çiftin hayatı kaldığı yerden devam edebilecek miydi? Yoksa burada son mu bu...